15.Bölüm/2

3.5K 246 52
                                    

"Ne yani, başrolün ölmesi benim suçum mu?" Ellerimi usançla yüzüme sürüp hızla ilerlerken 

Aliş, hala konuşmaya devam ediyordu. " Ben ciddi bir ortamda duramıyorum. Napayım? Huyum bu, gülesim geliyor. Mesela adam orada ölmüş, ağlayan arkadaşının sümüğü akıyor. Ben onun akışkanlığını düşünürken ne kadar filme duygusal bakabilirim ki?" Derin bir soluk alıp hiddetle arkama dönünce daha ağzımı açmadan beceriksizce gülüp sustu.

"O zaman, ne işiniz vardı burada?" Zeytin'in yanında duran Ece'nin gözlerini devirmesinden rahatsız olmuştum.

"Aa-a Ali! O giden üst sınıftaki uzun bacaklı Hale değil mi lan?" diyen Yıldıray'la sorduğum soru askıda kalırken Ali "Hani nerede?" diye ağzını beş karış açıp sordu.

"Orada ya lan! Bak nasıl gidiyor hatun atıra, atıra."

"Hani?" diyen Aliş, kendi ekseninde döndükten sonra birden yanımdan koşup yürüyen merdivene doğru yönelince Zeytin hariç diğerleri de peşinden koştu.

"İyi de bizim okulda Hale diye biri yok ki!" diye başımı kaldırıp yürüyen merdivendekilere bağırdığımda Aliş, çiçekli şapkasını çıkartıp karamel rengi saçlarını karıştırırken öne sarktı.

"Ama ortada uzun bacaklı bir kız var! Bir de böyle düşün Defne!"

"Ne?" diye kaşlarımı şaşalama ile çatarken onlar çoktan görüş alanımdan çıkmıştı bile.

"Bu neydi şimdi?" diyen Zeytin'in yeni farkına vardığımda sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim. Gel de açıklama yap şimdi.

"Rukiye..."

"Ne?" diyen Zeytin'le gözlerimi merdivenden ayırıp adımlarımı hızlandırdığımda o da peşimden gelirken mantıklı bir şeyler bulmaya çalışıyordum. Ama sesim fazlasıyla tekdüzeydi.

"Rukiye'nin bacakları uzun. Üst sınıftaki Rukiye'nin bacakları uzun."

"Üzülmeli miyiz?"

Hala yürürken kafamı olumsuz anlamda salladım. "Soru bu değil Zeytin."

"Ya ne?" diye aniden durup merakla bana baktı.

"Hale kim?"

"Hale kim?" diye beni tekrarladı.

"Sorun da bu, Hale hiç kimse."

Tekrar önüme dönüp biraz ilerledikten sonra yanımda Zeytin'in olmadığını fark edince durup arkaya baktım. Az önce bıraktığım yerde duran Zeytin'in omuzları sarsılarak ağlamasını hiç beklemiyordum.

"Ne oldu kızım, niye ağlıyorsun?" diye tekrar yanına gittim.

"Defne..."

"Ne?" dedim endişeyle alnımı kırıştırıp üzüntüyle ona bakarken. Ne olmuştu şimdi? Burnunu gürültüyle çekip krem rengi kazağının kollarına çocukça gözlerini sildi.

"Ben konuştuklarından hiç bir şey anlamıyorum. Acaba geri zekalı mıyım?" Yüzümdeki tüm kaslar gevşerken "Bu soruyu sorduğuna göre değilsin galiba," diye Zeytin'e sarıldığımda "Galiba," diye şüpheyle fısıldadığını duydum.

Bir an içim rahatlasa da bir yandan da tekrar gerildim. Alışveriş merkezinin ortasında durmuş Zeytin'e sarılırken tek düşündüğüm, Zeytin'e şimdilik ne açıklama yapacağımdı. Bunların bana sürekli fake atıp kaçması akabinde bir şeyleri birleştirmeye çalıştırırken sesli düşündüğümden onun hiçbir şey anlamayıp ağladığını Zeytin'e nasıl açıklayacaktım. Kız artık kendinden şüphelenmeye başlamıştı.

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin