37. Bölüm

2.1K 97 81
                                    



Sena Şener- Self Control 

Üstümdeki krem rengi, bisiklet yaka elbisemin geniş kolları bileklerimde daralıyordu. Belimdeki kahverengi, kalın kemerden uzanan iplerden sonra uzun, bağcıklı, düztaban olan botlarımı sıkıca bağladığıma emin oldum. İlerleyip aynadaki aksime baktım. Düz saçlarımın ucunu kalın maşayla biraz kıvırmış saçlarımın tepe kısmını önüme gelmesin diye iki sıkı örgü ile toplamıştım.

Elimdeki kapatıcıya tereddütle baktıktan sonra yüzümdeki lekelere sürdüm. Birden açılan odamın kapısıyla gözlerimi aynadan zor da olsa ayırmıştım. Biri bana bakarken asla makyaj yapamazdım. Rimeli gözüme, gözümü kirpiğime falan sürerdim.

"Defne!" Leyla'nın şakıyan sesi ile kapatıcıyı ustalıkla ardıma gizledim.

"Ne var?"

Avucumun içine tek seferde tüm kuvvetimle sıktığım kapatıcıyı vakit kaybetmeden yanıma gelip biraz uğraş sonucu aldı benden.

"Kızım nimet bu böyle harcanır mı?"diye gözüme sokarcasına paketi salladı. Elimde fazlalık gördüğü kısımları kendi yüzüne yedirmeye başlarken kızgınca ona bakmamı umursamamıştı bile.

Kapatıcı veya fondöten kutusu elime geçtiği gibi yüzüme geçerdi. Ten makyajına başlarken azıcık diye kendimi tetiklesem de maalesef iradem bu konuda belim kadar zayıftır. Bu huyumu bilen Leyla bilirkişi olarak beni sandalyeme oturttuktan sonra yüzümdeki kapatıcının büyük kısmını söküp çöp kutusuna attı. Artık yüzümde kaldığına şüphe duyduğum kısımlarıysa elleriyle cildime hızlıca yaydı. Arada sırada tokatladı.

"Leyla yeter!" Bileklerinden tutup onu güçlükle kendimden uzaklaştırdım. Aynaya döndüğümde biraz dağılmış ama daha canlanmış bir halde görünüyordum.

"En azından allık sürmene gerek kalmadı." diyerek arkamda dikilirken aynadan bana sırıtarak baktı. Gözlerini masumiyetinin ifadesi olarak hızlıca kırpıştırdı fakat bunu yaparken bu hareket kadar bana şeytani gelen bir şey daha olmadığını bilmiyor olmalıydı. Ayağa kalktığımda gülerek burnumun ucuna uzattığı açık renk ruju elinden alıp aynaya döndüğümde acıyla sıçradım.

"Fıstık gibi oldun ha..."

"Auvv!"

"Adettendir." diye beceriksizce sırttı.

"Götümü kıstırmak mı?" Abartıyla açılan ağzını ağırca kapadı. "Ne kadar ayıp Defne! Bu kıyafetin içinde hiç yakıştıramadım." Gözlerimi devirip aynaya döndüğümde dudak çizgimden gerdanıma kadar inen ruj iziyle yorgunca inledim. "Benim neyime ruj!"

Hışımla döndüğümde burnumun dibinden ayrılmaya niyeti olmayan Leyla, otuz iki diş gülümseyip ıslak mendili gözüme sokarcasına verdi. Mendili elinden alırken gözlerim şüpheyle kısılmıştı.

"Neyin var senin?"

Öksürüp tıksırmaya başlamadan yanıt vermesini beklemiyordum zaten.

"Biraz güzellik, az alım çalım, bir miktar da..." Ona düz baktığımı fark edince sustu. "Bir miktarcık belki kırgınlık." diye gösterip dolan gözlerini hızlıca kırpıştırıp benden kaçırırken bakışlarını uzağa dikti.

"Neyin var ki?" Sesimdeki meraklı havaya karşı iç çekişleri sekteye uğradı. "Yok bir şey."Tebessüm etti. "Sağ ol." diye omzuna koyduğum elimi okşadı. "Ya söylesene kızım. Biz ne güne duruyoruz burada?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 05, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KESKİNWhere stories live. Discover now