Barraks havayı birer tümsek gibi kullanarak sağa sola sıçrayarak tüm ateş toplarından kaçıyordu. "Lanet gökyüzü yürüyüşü tekniği yüzünden ateş toplarımdan kaçmayı başarıyor." dedi Aelath. Barraks'ı tamamen şehirden çıkaramasa da şehrin eski limanına kadar getirmişti.

Aelath ellerini yukarı kaldırıp bir şeyler mırıldandıktan sonra 3 tane devasa hortum oluştu. Bunlar Barraks'ın etrafını sarmak için Aelath tarafından yönlendiriliyorlardı. Barraks tüm dikkati ile hortumların çekim alanlarından kaçmaya çalışıyordu. Barraks içinden "Ne kadar güçlü bir büyücü. Bana bu krallıkta güçlü büyücü olarak sadece Büyük Magos Aelath'dan bahsetmişlerdi. Onun da şimdi Glaedas kıtasında olduğunu söylediler. Böyle basit bir krallıkta bu denli güçlü bir büyücüyle karşılaşmak sadece kötü şans olsa gerek..." dedi.

Aelath hortumların birini ateş büyüsü ile birleştirerek ateşten bir hortuma dönüştürdü. Bir diğerini okyanusun olduğu yere getirerek sudan bir hortuma dönüştürdü. Barraks artık sadece hortumların çekim alanlarından değil, etkilerinden de kaçmaya çalışıyordu. Özellikle okyanusun üstünde olan hortumun fırlattığı su zerreleri Barraks'a çarptığında morluklara sebep olacak şekilde sert ve hızlıydı. Bu da Barraks'ın en çok ondan uzak durmaya çalışmasına sebep oldu. 

Bir kızın hortumun üstüne gelmesinden dolayı attığı çığlık anlık olarak Barraks'ın dikkatini dağıttı. Bu anlık dikkat dağınıklığı Barraks'a pahalıya mal oldu. Aelath'ın buzdan mızrakları Barraks'ın sağ kolu ve sağ baldırınına saplanmıştı. Artık gökyüzü yürüyüşü yapmak kolay olmayacaktı. Dahası sağ eli tamamen kopmuştu. Etrafa kanlar boşalıyordu. Nasıl olur da bir buz mızrak sağ elini koparabilir diye acılar içinde düşünürken kendisine gelen buz mızrakların kendi etrafında dönerek geldiğini gördü.

"Gerçekten güçlüsün..." dedi Barraks.

"Sonunda konuşmaya karar verdin demek." dedi Aelath.

"..."

"Seni öldürmeden önce sizi kimin tuttuğunu bana söyler misin? Siz Heugar Kardeşlik Tarikatı, kara birlikler listesinde olan tarikatlardansınız. Para ya da değerli eşyalar karşılığında suikastlar yapıyorsunuz değil mi? " dedi Aelath.

Barraks tüm gözleri fal taşı gibi açılmış Aelath'a bakıyordu ve "Sen nasıl biliyorsun?" dedi. Göz teması ile Aelath, Barraks'ın tüm eklem fonksiyonlarını kitledi.

Aelath kahkaha atarak "Güçlüsün ama acemisin evlat..." dedi.

Barraks neye uğradığını şaşırdı. Yüzündeki kaslarını oynatamasa da içinde büyük bir korku ve endişe yaşamaya başlamıştı. Barraks "Lanet olsun gafil avlandım. Şimdi nasıl kurtulacağım? Bir şeyler düşünmem gerekiyor." diye içinden geçirdi.

"Evet gafil avlandın. Kurtulamazsın. Yani çok zor. Başka birinin yardımı lazım. Hadi kurtuldun diyelim, yaralı bir bacak ve kopmuş bir elle nereye kaçabilirsin?" dedi Aelath.

Barraks büyük bir öfkeyle "Sen... nasıl okuyorsun... Lanet olası... Bana dokunmadan nasıl zihnimi okuyorsun?" bağırdı.

Aelath bir kez daha kahkaha attı. Ardından büyük bir ciddiyet ve öfkeyle " Evlat karşında Büyük Magos Aelath var. Beni böyle basit büyülerle mi kıyaslıyorsun?" dedi.

Barraks bilincini açık tutmaya çalışarak "Büyük Magos Aelath mı? Sen... Senin Glaedas kıtasında olman gerekmiyor mu?" dedi. Çünkü kan kaybı artıkça bilinci de etkilenmeye başlamıştı.

Aelath şaşırmıştı. Kral'a suikast düzenleniyordu ve suikastçıya eski bilgiler veriliyordu. Ellerinde yeni bilgi olmama ihtimalli çok düşüktü. Bu işin içinde başka bir iş var diyerek "Glaedas kıtasında mı? Sana eski bilgileri vermişler. Yani seni kasten ölüme yollamışlar." dedi Aelath.

Aelath, Barraks kan kaybından ölmeden önce her şeyi öğrenmek için zihin büyüsü ile Barraks'ın zihnine girdi. Yalnız güçlü bir mühür ile karşılaştı. Mührü bozmak neredeyse bir saatini alırdı ve Barraks o kadar yaşayacak durumda değildi. Tek bir çare vardı. O da Barraks'ın kendisinin konuşmasıydı.

Aelath gergin ve endişeli bir ses ile "Konuş sizi kim tuttu?" dedi.

"ความตายจะมาให้คุณ" dedi Barraks.

Aelath "Demek seni ölüme yollayanlardan intikam almak istemiyorsun." dedi. Aelath, psikolojik olarak konuşmayı bilen ve karşısındaki kişiye konuşarak yaptırımlarda bulundurmayı başarabilen biriydi. Fakat karşısındaki kişi bir suikastçıydı. O da konuşmamak için eğitim almıştı. Fazla zaman kalmamıştı. Barraks her an ölebilirdi.

"Konuş! Senle veya tarikatın ile işim yok bana arkasındaki kişiler lazım" dedi Aelath.

Barraks yine "ความตายจะมาให้คุณ" dedi ve bu onun son sözleri oldu.

---------------------------------------

Savaş nasıl olmuş iyi ya da kötü eleştirilerinizi bekliyorum. Bir günde iki bölüm :)

Bu video da hemşerimin başından geçmiş bir hadise [ Ben çok gülmüştüm :) ]

İyi okumalar...

Han (1. Kitap)Where stories live. Discover now