Çevredekiler eğlencenin bittiğini anlayınca dağılmaya başladılar. Lura kıza şaşkın şaşkın bakıyordu. Rakibinin kaç yaş büyük olmasına rağmen kolaylıkla yenebiliyordu. "Birde prensesmiş... "dedi içinden.

Prenses Lura'yı görünce koşarak yanına geldi. "Ne kadar güzelsin, zırhında çok güzel Gümüş kartallara yakışan bir zırh" dedi prenses.

Lura utancını ve sevincini belli etmemeye çalışsa da kuyruğunun ona itaat etmemesi sonucu çok sevimli bir görüntü oluşuyordu. "Teşekkür ederim Prenses" dedi.

"Beni tanıyor musun?"dedi prenses.

"Hayır arkanızdaki beyefendi size öyle seslendiği için bende öyle demek istedim" dedi Lura.

"Benim adım Liana." dedi kocaman bir gülücükle.

"Bende Lura. Tanıştığımıza memnun oldum Prenses Liana" dedi Lura.

"Prenses artık gitmemiz gerekiyor. Lütfen zorluk çıkarmayın" dedi kahya.

"Peki peki..." dedi prenses. Lura'ya dönerek eteğinin ucunu hafifçe kaldırarak selam verdi. Arkasını dönüp şatafatlı at arabasına binerek uzaklaştı.

-------------------------------------------------------------

Abum koşarak Han'nın olduğu kütüphaneye geldi. Her zamanki gibi Han ile göz teması kurabilecek yakınlığa gelip rafların bir tanesinden bir kitap alıp okuyormuş gibi yapmaya başladı.

"Efendi Han Dün gece limana bir köle gemisi yanaştı. Glaedas kıtasından geliyormuş. 3 tane nadir köle varmış içlerinden birinin dryad olduğu söyleniyor. Gemide toplam 53 tane köle varmış. Geminin sahibi gemiyi ve içindekileri 5000 altına satacağına dair duyumlar aldım. Kimsede duymadan satın alalım mı? Ne yapalım efendim?" dedi Abum.

"Tüm gemiyi satın al Abum. Sende bir köle tüccarısın nitekim." dedi Han.

"Peki efendim ama Hanları yaptırdığımızdan dolayı biraz ekonomik olarak zayıfız. Eğer Gemiyi alırsak hanların yapımı 2 ay ertelenir."dedi Abum.

"Gemi çok daha önemli. Al o gemiyi. Bir pürüz çıkarsa da bana haber et." dedi Han.

Abum koşar adımlar ile geminin sahibinin kaldığı hana doğru gitmeye başladı.

---------------------------------------------------------

Abum handan içeri girdiğinde adamı fark etmişti. Adam ukala, fırsatçı biriydi. Tek başına bir masada oturuyordu.Adam Abum ile göz göze geldiklerinde Abum'un Köle tüccarı olduğunu anladı. Abum yavaşça adama yaklaşarak masasına oturdu.

"Merhabalar benim adım Abum. Ben bu güzel şehrin yaşayanlarındanım." dedi Abum

"Merhaba, Ben de Sizwe. Bu şehre ticaret yapmak için geldim. Gerçi sizinde beni ziyaret amacınız belli lakin beni şaşırtan beni nasıl duydunuz ve buldunuz?" dedi.

"Benim işim bu fırsatlar yakalamak ben duyar bulur görürüm... Madem nasılsınız faslını geçmek istiyorsunuz direk konuya gireceğim." dedi Abum. Sizwe meraklı ve dikkatli gözler ile Abum'u inceliyordu. Ticaret de en önemli kural poker yüzlü olmak ve dilinin yılan gibi kıvrak olmasıydı. Abum bunu çok iyi yapıyordu.

Abum 53 köle olarak duymuştu. Fakat adamın tipine baktığında bu bilginin çok doğru olduğunu düşünmedi bu yüzden. "50 den fazla köleye sahip bir geminiz varmış. Ben onları satın almak istiyorum. Nitekim şehrin en iyi köle ticaret merkezi bana ait." dedi Abum.

"En iyi merkeze sahip olman beni ilgilendirmiyor bana paradan haber ver" dedi Sizwe. Abum adamın durumu pazarlığa getirip en çok para verene satmaya çalıştığı anladı. Hanları yaptırdıkları için rekabet sadece hanların yapım süresini uzatırdı. Bu yüzden taktik değiştirmesi gerekiyordu.

"Para konuşacak isek tek seferli antlaşma yapıyoruz demektir. Ben size bundan sonrada getireceğiniz köleler içinde anlaşma yapmak istiyorum. Tabi benimde koşullarım var..." dedi Abum.

Sizwe şaşırmıştı. Abum'a artık çok daha dikkatli bakıyor ve inceliyordu. Karşısında ki adamın şakası yok gibiydi. Her zaman kölelerini satacağı bir yer olacaktı. Bu iyi bir şeydi ve sıkıntısız satış demekti ama hemen teklife atlayamazdı. Kendini ağırdan satması daha iyi olacaktı. "Evet dinliyorum" dedi Sizwe.

" İlk olarak mutlak güven olacak. Güven benim için her şeyden önemlidir. Güvenden kastım; Öncelikle birbirimizin arkasından iş çevirmeyeceğiz. Yani bana getireceğin kölelerin kalitesinde oynama yapmaya çalışmayacaksın( bir takım iksirler ile geçici olarak vücut, ten, yüz değişimleri). Eğer durumun iyi değil ise ve getirdiğin köleler durumunu kurtarmıyorsa bunu bana direk söyle. Ben edeceğinden daha fazla para öderim ama bana dürüst olacaksın. 2. olarak Sadece benim ile çalışacaksın. Ben peşin çalışırım. Bu şehirde kaldığın süre boyunca konaklama masraflarında benden olur. 3. Kölelere yol boyunca kötü davranmayacaksın. " dedi Abum.

Sizwe şaşırmıştı. Köle ticaretinde dürüstlük çok zor bir şeydi ama Abum'nun gözleri kararlıydı. Yardım edeceğini de söylüyordu. En önemlisi artık yakaladığı iyi kötü tüm köleleri satabilecekti.

"Kabul ediyorum" dedi Sİzwe.

"Bu gemi içindekiler için ne istiyorsun?" dedi Abum.

"Fiyat duymadan yada söylemeden önce benim ile gel" dedi Sizwe.

--------------------------------------------------------------

Gemiye geldiklerinde kölelerin çoğu melez ve insandı ve çok para edecek durumda değillerdi. geminin içinde gizli bir kapıyla açılan yere girdiler. Abum gözlerine inanamıyordu. İçeride 2 tane kız 1 tane erkek orman elfi, 2 kız tane ay elfi, 1 tane lamia, 1 tane dryad vardı. Abum gözlerine inanamıyordu. Hepsi genç ve çok değerliydiler. Bunları satmak istese herbiri 1000 altın değerindeydi. Ama pazarlığı sıkı tutması gerekiyordu.

"Ben dürüstlükten yanayım söylediğim gibi şimdi bunlar çok para etmez diyerek. Köleleri kötüleyip fiyat düşürmeye çalışmayacağım. Lakin şunu da belirtmem gerekiyor. Büyük bir olasılıkla bunların hiç birini satmayacağım." dedi Abum.

Sizwe şaşırmıştı. Abum'un gerçekten dürüst olduğunu ve ileride bir sıkıntı çıkmayacağına inanarak "Hepsine 6000 altın ver" dedi Sizwe. 

"Tamam anlaştık" deyip el sıkıtılar. 

Han (1. Kitap)Where stories live. Discover now