"Breton şimdi sana bir sorum var. Sahibi ölür ise kölelere ne olur?" Dedi Han.

Önce cevaplamak istemese de Han'nın bakışları ikna ediciydi. Breton'nun canı tatlıydı. Bu yüzden herkesi satabilirdi.

"Köle büyüsü bir zihin bağlama büyüsüdür. Zihin büyüleri yapan kişi ölür ise bozulur." dedi Breton.

"Peki ben bir kişinin kölesini nasıl alabilirim" diye sordu Han.

"O kişi azat eder siz de sonrada köleyi kendinize bağlarsınız" dedi Breton.

"Peki o kişi azat etmek istemiyorsa..." dedi Han.

"Zor yol ile alma var ama risklidir. Köle sahibi ölebilir." dedi Breton.

"Dinliyorum anlat cevabın tatmin eder ise senin gitmene izin vereceğim"dedi Han.

Breton kurtulacağını düşünerek anlatmaya başladı. "Köle sahibinin zihnine girerek  özümseyerek köleleri direk kendinize bağlarsınız. Ama bu risklidir küreyi özümserken kürenin sahibi çok fazla açı çeker. O kadar acı çeker ki acıdan ölebilir." dedi.

"Köle sahipleri zihin küresine mi olmak zorunda" dedi Han.

"Normalde ya zihin küresi yada kan küresi olması gerekiyor. Fakat bir takım büyülü eşyalar ile de zihin bağlama büyüsüne sahip olabiliyorsunuz. Bunlar pahalı eşyalardır. Onlarda eşyaları kim eline geçirir ise kontrol onlarda olur." dedi Breton.

Han zihin büyüsü ile Breton'nın zihnine girebilirdi. Ama küre'nin bulunduğu zihin hapishanesine nasıl gireceğini bilmiyordu. Aklına bir fikir normalde zihnine girdiği insanların düşüncelerini görmek isteyip giriyordu. Peki Zihin hapishanesini düşünerek girer ise başarabilirmiydi... Denemeden bilemezdi. Zihin hapishanesini düşünerek denedi. Başarmıştı. Karşısında Breton ve zihin küresi dönüyordu.

Breton durumu anlayarak yalvarmaya başladı ama Han kararlıydı. Babasına bir söz vermişti. Yanındakileri ve altındakileri koruyacaktı. Bu babasının ölmeden önce verdiği öğütlerdendi. Bu konuda asla taviz vermeyecekti. Eğer taviz verirse ailesinin intikamını alamamaktan korkuyordu. Bu kadar çalışması çabalaması intikamı içindi ve bir gün kesinlikle alacaktı. Annesi ile babasını yeniden kavuşturacaktı. Han Breton'un küresini tuttu. Kürenin içinde ki enerjiyi hissetti. Enerjiyi özümsemeye başladı. Her çektiği enerjide Breton'nun çığlıkları da artıyordu.

-------------------------------------------------------------

Grubu Rhene'nin iz sürmesi sayesinde buldular. Grupta 7 kişi vardı. 5 savaşçı 2 büyüsü en fazla 10 seviye savaşçılardı. Ayliun iyi bir görüş alabileceği bir ağaca tırmandı. Buradan Lura'ya arkadan saldıranları öldürecekti. Rhene arka tarafa geçerek büyücüleri öldürecek Lura'da göğüs göğüse kapışacaktı.

"Hey siz oradakiler" diyerek Lura onların görüşlerine girdi.

"Sende kimsin" dedi Gabe. Kibirli ve açgözlü biriydi. Soylu bile sayılmayacak bir aileden geliyordu ama kendisini göklerde gören tiplerdendi. Kaçırdığı kızı Giam'da satacaktı. Hiç yoksa 60 altın ederdi. Bu da ona daha iyi bir ekipman ve hayat sağlayacaktı.

"Duydum ki köyden kız kaçırmışsınız. Özür dilemenizi ve kızı teslim etmenizi istiyorum" dedi Lura. Gabe karşısında çok güzel, altın saçlı(tüylü), zırhlı, ellinde büyük iri baltası olan kıza baktığında etkilenmemesi olası bile değildi.

"Güzelim, Hayırdır onun yerine kendini mi teslim edeceksin" dedi Gabe. Şehvetli ve kibirli bir şekilde.

Kesin ve kararlı gözler ile Gabe'ye bakarak "Hayır. Kızı bana teslim etmezseniz hepinizi öldürüp cesetlerinizi de bulmamaları için canavarlara yem yapacağım." dedi Lura.

Gabe sinirlenerek "yakalayın şu kendini beğenmiş kızı" dedi. Bunu duyan bir savaşçı kılıcını çekerek Lura'nın üstüne koştu. Kılıcını kaldırıp indirirken Lura ışık kalkanı kullanarak sol kolunda yarı saydam üstünde kurt motifli altın sarı kalkan ile kılıç darbesini durdu. Daha sonra kalkan ile adamı geri ittirdi. Hemen ardından baltasını kavrayarak yukarıdan aşağı bir darbe indirdi. Savaşçı kalp hizasından ikiye ayrıldı. Etrafa kanlar fışkırıyor. Herkes tepki bile veremeden ölen adama bakıyordu. Lura kalkanı kullanarak kendisine kan sıçramasını engellemeye çalışıyordu. Fakat bu zordu. Tekrar Altın sarı saçlarının birazı kana bulanmış şekilde Gabe'ye baktı. Gabe kibirle hep birlikte saldıralım sayı olarak üstünüz diyerek saldırmaya başladı. 4 kişi Lura'nın etrafını çevirdiler. Gabe önden saldırdığı esnada arkadan da bir savaşçı saldırmaya çalıştı. Lura Gabe'nin vuruşunu kalkan ile durdurdu. Gabe Lura'nın arkasındaki savaşçının kılıcını kaldırdığını gördüğünde pis bir sırıtışla içinden şimdi ne yapacaksın bakalım dedi. Tam o esnada savaşçının boğazından ufak bir metalin çıktığını gördü. Ayliun'nin attığı ok savaşçının boğazına saplanmıştı. Yere yığılan savaşçı boğazını tutuyordu. Fakat ciğerine akan kanlar yüzünden kendi kanında boğuluyordu. Savaşçıların şaşkınlığını fırsat bilen Lura baltasını yan savurarak savaşçının birinin kafasını uçurdu. Gabe çare olarak arkadaki büyücülere döndüğünde ikisinin de kanlar içinde yerde yattığını birinin onların üstünde kılıcını temizlediğini gördü. Şuan ilk defa ölüm korkusu ile tanışmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Son kalan savaşçı kaçmaya çalıştı ama oda Ayliun'nin oklarından nasibi aldı. Tek kalan Gabe diz çökmüştü. Canı için yalvarıyordu.

----------------------------------------------------------

Dün atamadım kusura bakmayın arkadaşlar. Gece bir tane daha atmayı düşünüyorum inş. atabilirim. Yazım yanlışları mı söylemekten çekinmeyin bu benim için iyi bir şey düzelterek daha kaliteli bölümler vermemi sağlar.

Han (1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin