Ayliun ve herkes durumu fark edip "İyi misin Lura?" diye sordular. Lura biraz şaşkın olarak "İyiyim sağ olun sadece biraz düşünüyordum." dedi. Herkes kahkaha atmaya başladı. Sanki anlaşmış gibi hep bir ağızdan "Kimi düşünüyorsun? Seni bu kadar heyecanlandıracak" dediler. Lura daha kızararak susmayı tercih etti. Ayliun Lura'yı biraz kez daha kurtararak "Rahat bırakın kızı. Herkesin özeli kendine" dedi. Lura Ayliun'e teşekkür ederim bakışı attı ve sessizce dönen sohbetleri dinledi.

1 saat sonra Gallia gelerek odanız hazır dedi. Lura Ayliun ve diğerlerinden kibarca izin isteyerek kalktı ve odasına gitti. 3-4 saat geçmişti ve Rhene yoktu. Endişelenmeye başlamıştı. Aramaya gitsem mi diye düşünürken aklına zihin taşı geldi. Rhene'yi düşünerek zihin taşına dokundu. "Rhene neredesin? Seni merak ettim." dedi Lura. "Birlik binasında kütüphanedeyim. Bugün gelemeyeceğim. Bizen bana Gölge büyüsü kitabı ve Gizlilik diye bir kitap verdi. Onları yarına kadar okumam gerekmekte. Yarın binada görüşürüz." dedi Rhene ve konuşma kesildi. Lura da artık Rhene için endişelenmediği için uyumak için yatağa yattı.

-------------------------------------------------------------------------

Lura sabah 7 kalktı ve hızlı bir şekilde elini yüzünü yıkayıp saçlarını düzeltip. Handan aşağı indi. Kahvaltı hazırdı. Lura'nın geldiğini gören Gallia buraya bir kahvaltı servisi yapın diye bağırdı. Mutfaktan 6 yaşlarında bir çocuk kahvaltı tabağı ile koşarak geldi. "Anne kahvaltı tabağını kime vereceğim" dedi çocuk. Annesi yani Gallia gözleriyle Lura'yı gösterdi. Çocuk Lura'nın yanına gelerek masasına tabağı koydu. Çocuk sapıkça bir ifade ile Lura'ya bakıyordu ve Lura bundan rahatsızdı normalde böyle bir hareketi bir büyük yapsa Lura bunu ona ödettirdi. Lakin kendisi efendisi ile yaşıt bir çocuktu. Ama çocuğun bakışları pis pis sırıtmasından da oldukça rahatsızdı. Gallia durumu fark ederek geldi. Sonuçta bu konuda tecrübeli idi. Çocuğun kafasına vurarak "Gene mi ablalarını rahatsız ediyorsun sen defol buradan doğru mutfağa" dedi. Çocuk sanki ona vurulmamış ve söylenmemiş gibi hala Lura'ya bakmakta idi. Çocuk "Onlar gerçek mi?" diye sordu. Lura kızarmıştı annesi duruma tam anlamı ile müdahale etmesi gerektiğini fark etti. Çocuğu bir bacağından tutarak havaya kaldırdı ve mutfağa doğru götürüyordu. Baş aşağı şekilde götürülen Çocuk hala Lura'ya bakmaktaydı. Lura gerçekten kendini tedirgin ve utanmış hissetti.

-------------------------------------------------------------------------

 Bizen kütüphaneye girdi. Rhene'nin uyuduğunu gördü. Yanına giderek "Uyuyarak güçlenemezsin" dedi. 

Rhene anında uyandı ve "Hayır efendim. Kitapları okumayı bitirdim. Sadece Biraz kestiriyordum." dedi.

"Güzel Kalk hadi, önce bara git benim yolladığımı söyle kahvaltı yap sonra 2. kattaki eğitim salonuna gel." dedi Bizen. 

Rhene anında oturduğu sandalyeden kalkarak koşar adımlar ile bara gitti. Barda Melgrog'u görünce şaşırdı. 

"Bizen beni yolladı. kahvaltılık bir şeyler var mı? hemen atıştırıp Bizenin yanına 2. kattaki eğitim salonuna gitmem gerek"dedi Rhene.

"Portakallı kek var ondan ye kahve ister misin" dedi Melgrog.

"Evet iyi olur teşekkürler. Bir şey sormak istiyorum. Sen birlik başkanı değil misin? Neden barda sen duruyorsun" dedi Rhene

"Çünkü barı güvenip bırakacağım kimse yok. Eğer bara bir şey olursa Bizen o kişiyi yaşatmaz. Normalde sakin terbiyeli biridir. Ama içerisinde tam bir psikopattır ve kendisi 81 seviye bir gölge kulanıcısıdır. Yani ölmesini istediği kişi ölür..."

Rhene bunları duyduktan sonra ağzındaki keki yutkundu ve kahveyi beklemeden koşarak eğitim salonuna gitti. Bizen onu bekliyor olduğunu gördü. Bizene yaklaşıp bir şeyler diyecekti ki "Sessizlik ve hız bizim için mutlaktır. Biz avımızı o bile öldüğünü anlamayacak kadar hızlı, sessiz, temiz ve arkamızda iz bırakmadan yaparız. Az konuşur, gerekeni dinler, dikkat çekmeyiz. Çünkü biz gölgelerde yaşarız. Bir Suikastçı asla hedefine acımaz ve korkmaz. Gölge büyüsüne sahip olan bizler kendimize Gölgeler deriz. Kendimize ait iletişimiz vardır. Bizim için az ve öz vuruş yapmak önemlidir. Zehir bizim için en önemli araçlardandır. Silahlarımız bizi hızımızdan etmemelidir. Bu yüzden hançerler kullanırız. Bundan sonra ne dersem harfiyen yapacaksın" dedi Bizen. Rhene artık durumun ciddi olduğunu ve ustasının ne kadar güçlü olduğunu gördü.

  ------------------------------------------------------------------------- 

Lura C3 salonuna girdiğinde Batagar'ın onu beklediğini gördü. Batagar elinde büyük bir balta vardır. Lura Batagara yaklaştı. "Usta lütfen bana iyi bakın" dedi ve eğildi. 

Bunu durum Batagar'ın hoşuna gitmişti. " Biz kendimize TANK deriz. Bizim için mutlak olan yıkılmamaktır. Çünkü biz düşersek(ölürsek) dostlarımız da ölür. Biz Düşmana göğüs göğüse çarpışırız. Savaşın en şiddetli yerinde biz oluruz. Biz fedakar olmak zorundayız. Çünkü biz ışığın çocuklarıyız. Işığımız düşmana korku, dostlarımıza güven vermeli. Bizden güven alan dostlarımız düşmana daha rahat saldırabilir buda bize zafer getirir. Güç ve Zırh bizim için çok önemlidir. Nasıl kalkan taşımayız bizim kalkanımız ışıktır. Ne kadar güçlü olursan o kadar ışığın fazla olur, Işığın ne kadar fazla olursa kalkanında o kadar güçlü olur. Biz sadece savunmada değil aynı zamanda saldırıda da çok güçlüyüz ışığımızı silahlarımıza hatta ışıktan silahlar bile yaparak saldırabiliriz. Bütün büyük silahları kullanabiliriz. Benim tavsiyem balta yada balyozdur. Sabahtan akşama kadar kas eğitimi, Akşamdan geceye kadar ışık eğitimi çalışıcağız."dedi. Lura efendisini koruması için böyle zor bir eğitime seve seve katlanırdı.

Han (1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin