11. Bölüm

6.1K 554 278
                                    

Bahar duvara karşı yere bağdaş kurarak oturmuş, elindeki tenis topunu duvardan sektirip sektirip duruyordu. Aradan baya zaman geçmesine rağmen Poyraz'la en son geldikleri noktadaki samimiyetlerine geri dönememişlerdi. Arada bir iki kez buluşmuşlardı. Bahar'ın tüm şebekliklerine rağmen Poyraz ters harekette bulunmasa da, sevgisini göstermekte de çekingen davranmıştı. Birkaç adım geriledikleri çok açıktı. Ve Bahar bunu düzeltebilmek için ne yapması gerektiğini bilemiyordu. Düzeltmeyi her şeyden çok istiyordu.

Murat'la yılbaşından sonra konuştuklarında ondan bi süre izin istemişti. Murat da onun kafasını toparlaması için seve seve izin vermişti. Bahar'ı tamamen kaybetmektense onu birkaç hafta rahat bırakmayı tercih ediyordu. Üstelik kışın en sakin zamanlarında iş yoğunluğu da yoktu.

Harun eve girdiğinde, Bahar'ı sadece bir kedinin yapacağı türden bir şekilde duvara karşı boş boş otururken görünce, gözlerini merakla kısarak ona baktı. Sırt çantasını koltuğa bırakıp Bahar'ın yanına gitti.

"Güzelim iyi misin?" diye sordu. Bahar Harun kendisine seslenene kadar onun geldiğini fark etmemişti. Başını çevirip doğrularak tepesinde duran Harun'a baktı. Sonra kalkmasına yardım etmesini ister gibi elini uzattı. Harun onun elini yakalayıp Bahar'ı çekti.

"İyiyim... Sıkılıyorum. İşsiz kalmaya alışmamışım," diye mırıldanarak kendini bu sefer de koltuğa bıraktı. Harun onun karşısına oturup bir bacağını diğer dizinin üstüne koyarak bir sigara yaktı. "İşsiz kalmış değilsin, sadece izindesin ve boşsun. Biraz keyfine bak, tatile falan gitsene. Poyraz'la aranız hala düzelmedi mi?"

Bahar olumsuz anlamda başını sallarken yüzü daha da asıldı. Harun onun büzdüğü alt dudağına bakarken arkadaşına kıyamadı.

"Boş ver Bahar. Üstesinden gelemiyorsa zaten hayatında olmasın. Neden takıldın anlamıyorum bu kadar..."

"Çünkü o kadar çok insanları hayatımdan bu sebeple çıkardım ki... Bıktım artık Harun. Hiçbirisi üstesinden gelemiyorsa bende bir sorun var demektir. Bu kadar adamda sorun olup bende sorun olmaması imkânsız. Bir şeyleri yanlış yapıyorum... Ama bir gerçek var ki haksızlık bu! Kadınlar Kerem'e tolerans gösterirken adamların bana göstermemesi düpedüz çifte standart."

Harun gülmesinin etkisiyle zorunlu olarak dumanı üfledi. "O zaman ne yap biliyor musun? İpek'ten kurtul bir şekilde, tekrar Kerem'i ayart. Al sana temiz iş. Sen sağ herkes selamet..."

Bahar, Harun'un sözlerinin ardından şok içinde ona bakakaldı. İlk anda ciddi mi yoksa şaka mı yapıyor olduğunu anlayamadı. Ardından şaka yaptığına inanarak kahkahayı basıverdi. Günlerdir ilk kez böyle içten gülüyordu... Fakat Harun şaka yapmamıştı. Her ne kadar sözlerini gülerek söylese de biraz ciddiyet vardı.

"İlahi... Yemin ediyorum iyi geldi böyle gülmek!"

"Ben şaka yapmamıştım ama... neyse. Sana fikir çok absürt geliyorsa olmaz zaten. Ben hala biraz hislerin vardır diye düşünmüştüm, zorlasan çıkar falan..."

Bahar kahkahalarını azaltsa da gülmeye devam ederek "Ay Harun saçmalama! Kendine gel ya! Ne hissi yahu? Adam zaten bani daha önce hiçbir şekilde o anlamda sevmemiş. Olsaydı şimdiye olan olurdu yani. Sıksan suyu çıkmaz haldeyiz. Seninle bile daha çok potansiyel vadediyorum," dedi. Harun son cümleden sonra kaşlarını sinsi biçimde indirip kaldırdı. "Hiç fena olmazdık bebeğim. Ama ben, benden sadece beş altı santim kısa kızları sevmiyorum, biliyorsun."

Bahar gözlerini devirerek yanındaki yastığı Harun'a fırlattı. Sigarasını yastığın menzilinden çıkarırken "Bak! Yastıklarına zarar verirsen Ekin çok kızar!" diye söylendi. O esnada sokak kapısı açıldı. Ekin içeri girip anahtarını portmantoya bırakırken diğerlerinin anlamadığı bir şeyler geveliyordu. Paltosunu ve ayakkabılarını da çıkarırken bu gevelemesini sürdürdü.

GÜZEL GÜNLER KULÜBÜWhere stories live. Discover now