5. Bölüm

5.7K 522 118
                                    

Sucuklu yumurtaya ekmeği hunharca banıp, parçayı ağzına attı ve keyifle çiğnedi. Erken kalkmak zulüm olsa da, bu kısmına bayılıyordu. Hele de kızlar böyle mükellef bi kahvaltı hazırladılar mı...

Günlerdir Ekin'i panik ettirmeden şunu söylemeye çalışıyordu ama bir türlü doğru an denk gelmemişti. Şimdi çok uygundu. Lafı evirip çevirmek yararsız olacaktı, en iyisi hızlıca, tek seferde söylemekti.

"Ekin! Sana bir şey diyeceğim ama sakin olacaksın, tamam mı, söz ver?" Harun ağzındakini yuttuktan sonra tam karşısında oturan ve nazikçe peynirini yiyen Ekin'e baktı. Tabii daha Harun'un bu cümleyi kurmasıyla Ekin'in duruşu değişti. Bakışları korku doldu. Bahar ona bakarken kıkırdadı. Ekin'e bir şeyi alıştıra alıştıra söylemek de sıkıntıydı, çat diye söylemek de... her şekilde kalbi sıkışıyordu kızın.

"Baştan fiyaskosun kızım!.. Amaaan, neyse, uğraşamayacağım... Geçen akşam Ekin Bir'le tanıştım ben—"

Ekin "Neee!?!" diye çığlığı basarak Harun'un devam edeceği cümleyi sabote etti. Bahar da gözlerini kocaman açarak bu heyecanlı konuya katıldı. Bu durum onun ilgisini çekiyordu. Ekin Bir'in akıbetinin ne olacağını, en az Ekin kadar merak ediyordu.

"Adamı sevdim galiba ben. Isırgan'ın dinleyicilerindenmiş. Albümlerimiz falan varmış onda. Başta ilk tanıştığımda böyle senin dediğin gibi o egoyu hissettim ama sonra konuştukça açıldım. Bizim konsere falan davet ettim."

Duyduğu her cümlenin ardından Ekin'in yüz ifadesi daha da komik bir hal aldı. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi güm güm atıyordu. Ekin Bir'e giden yol Harun'dan geçiyordu resmen!

"Bundan sonra her hafta istisnasız benim adımı yazdır kapıya. Konserlerinizin hepsine geliyorum!" dedi Ekin kati bir şekilde. Bunu diyordu ama adamı görse bile nasıl konuşup sohbet ederdi bilemiyordu. Bir de derin mevzulara ilerlemesi gerekiyordu.

Harun gülerek masadakileri midesine indirmeye devam etti. Bu kıza acayip üzülüyordu çoğu zaman. Gerçekten tanıdığı en ürkek, en çekingen insanlardandı Ekin. Çok kez ona flört amaçlı arkadaşlarını ayarlamıştı. Kendisi bulamıyordu çünkü. Fakat Harun'un arkadaş tayfasının kafa yapısı, Ekin'in kafa yapısıyla uyuşmuyordu. Ekin hayatı ağırdan aldığı gibi ilişki evrelerini de ağırdan almak istiyordu ve bu da çoğu erkeğe uymuyordu.

"Ya hakikaten, bu cumartesi senin çaldığın yere gelelim Harun. Bayadır havalar soğuk diye akşamları çıkmıyoruz. Çağatay'a da iyi olur hem... Bizi yaz bu hafta."

Bahar'ın sözlerinden sonra Harun onun burnunu sıkıştırdı. Cumartesi, DJ'lik yaptığı gece kulübündeydi. Arada sırada çocuklar böyle gelirlerdi. Sonra hepsi zil zurna sarhoş olur, geceyi Harun'la beraber anca bitirirlerdi. Yani mutlaka güneşi doğururlardı.

"Sen beni Cuma akşamına da yaz, Isırgan'a da geleceğim ben Taksim'e," dedi Ekin. Harun onun yüzündeki ciddi ifadeye gülmeden edemedi. "Peki güzellik, hadi gazan mübarek olsun şimdiden."

***

Çağatay son zamanlarda kendini fazlasıyla bu davaya odaklamıştı. Sürekli bu dosya üzerine çalışıyordu. Davayı açmıştı Kaan Bey'in isteği doğrultusunda. Celp bugün yarın eline geçerdi.

Kadını hukuki anlamda araştırmanın yanı sıra magazinsel anlamda da incelemişti. Kaan Gürman'la beş senedir evliydiler ve kadın bugüne kadar saygın bir şekilde yaşamıştı. Sosyetik birçok zengin gibi, elit semtlerde adını çirkinleştirecek hareketlerde bulunmamıştı. Magazin basınına birkaç bikinili fotoğraf dışında hiç malzeme vermemişti. Ki onlar da malzeme sayılmazdı. Ne kadının kendisinin, ne de kocasının çekilen fotoğraflarla ilgili hiçbir sorunu olmamıştı görüşüne göre. Aksine, sarmaş dolaş pozlar vermişlerdi Kaan Gürman'ın yatında.

GÜZEL GÜNLER KULÜBÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin