6.bölüm, ALIŞVERİŞ..

1.6K 113 15
                                    

Keyifli okumalar..

..

SELİN'den..

Okul çıkışında Nazlı ve Gizem'le alışverişe gitmeye karar vermiştik. Her zaman yaptığımız şeylerdendi işte, çok eğlenirdik.

Önce gidip bir filme girdik. Sonra tüm mağazaları talan ettik. Bir şeyler aldık, hani aldıklarımız olmadığından değildi, kadınlar böyleydi işte. Bizler deli gibi alışveriş yapmaktan hoşlanırdık. Her duygumuzu alışverişe yansıtabilirdik. Gardrobumuz bizim için bir gurur kaynağıydı. Ben de gardrobumla gurur duyuyordum.

Yemekten sonra kalan birkaç mağazaya daha bakmaya karar verdik. Biz güle eğlene elimizdeki poşetlerle en sevdiğim mağazalardan birine girdiğimizde, Ali'yi gördüm.

Günler sonra ilk kez..

Yanında bir erkek daha vardı ikisi de kabinlerin ordaki koltuklarda oturuyorlardı. Yüzleri asıktı, Ali'nin kolları önünde bağlıydı ve sıkıntıdan dudaklarını dişliyordu. Gülümsedim bir an, bu haliyle küçük bir çocuğa benziyordu.

Onların bu kadın mağazasında ne işleri vardı? Bir an yüzüm düştü.

Sevgilileri için gelmişlerdir dediğim anda kabinlerden iki kadın çıktı. Biri esmer biri kumraldı. İkisi de güzeldi. Bunlar o gece kulüpte gördüğüm kızlar değil miydi?

Kabinden çıktıkları gibi sırıtarak erkeklerin önünde döndüler, nasıl olduklarını falan sordular. Bir anda sanki kalbim sıkışmaya başladı. Neden böyle olmuştum ki?

Bir bıkkınlıkla ikisi de güzel falan gibi şeyler gevelediler, kızlara baktılar ilgisizlikle. Kızlardan esmer olan Ali'ye yaklaşıp yanağından öptü. Bense kalakaldım yine. Kalbim daha fazla sıkıştı, nefes almayı unutmuş gibiydim, ciğerlerim yanıyordu.

Neden canım bu kadar acıyordu ki!?

Sevgilisiydi tabi ki öpücekti. Kendimi toparlamak için başımı sağa sola salladım. 'Kendine gel kızım, sana noluyo ki' diye söyleniyordum içimden. Tabi bir faydası yoktu..

Kızlar kabinlere geri döndüğünde Ali başını oflaya puflaya biraz döndürdü, mavilerle karşılaştım. Beni karşısında görünce şaşırmış olacaktı ki, birden afalladı ve yavaşça kalkıp yanıma doğru yürüdü.

Gülümsüyordu. Mavileri ışıl ışıldı. Beni görünce mi böyle olmuştu?

Az önceki kızlara bakarken böyle olmama nedeni sanırım alışverişten sıkılmasıydı. Erkekler sevmezdi ki böyle şeyleri. Ama sevgilisini çok seviyor ki katlanıyor diye düşünmeden edemedim. Sonra yüzüme o her zamanki gülümsememi yerleştirip gözlerine bakmaya devam ettim.

İlk konuşan o oldu. ''Naber Selin?''

''İyiyim asıl senden ne haber? Erkeklerin böyle yerlere geldiğini hiç bilmezdim. Şaşırdım.'' dedim, gülerek söylemiştim. O da karşımda başını sallayarak gülüyordu.

''Sorma ya mecburiyet. Haftaya olan parti için şimdiden zorla getirdiler bizi. Bize bir şeyler alacaktık sözde, bir baktık onlar alışveriş yapıyor... Emre'yle dayanmaya çalışıyoruz. Kızların triplerine katlanmak inan daha zor.'' 

Ne demek daha zor? Her seferinde beni kızdıracak bir şey nasıl buluyordu, hayret ediyordum. Biraz sinirle gözlerimi devirdim. Fark etti mi bilmiyordum. O sırada tam laf söylemeye hazırlanıyordum ki erkek arkadaşı yanımıza geldi.

''Merhaba ben Emre. Daha önce tanışmamıştık yoksa bu güzelliği asla unutmazdım.'' dedi bana doğru elini uzatarak. Ne kadar klişe bir cümleydi bu şimdi. Ben de gülümsedim mecburiyetle.

''Selin. Daha önce tanışmadık ve teşekkürler.'' dedim elini sıkarak.

İltifatları kaçırmazdım asla. Yandan bir bakış attım Ali'ye doğru. Bozulmuş gibiydi sanki. Dudaklarını dişlemiş kollarını önünde birleştirmişti hemen.

O sırada kızlar yanımıza doğru geldi. Esmer olan Ali'nin, kumral olanda Emre'nin koluna girmişti hemen. Benim yanımda oldukları için olmalıydı.

Bu da biraz daha fazla gülümsememe neden oldu. Kıskanmışlardı benden. Bu hareketi iyi bilirdim ben sahiplenme ve 'benim sevgilim' göstergesiydi bir nevi. İkisi de bana sert bakışlar atıyorlardı, ama aynı zamanda gülüyorlardı. Bu ise 'bir sorun yok yani biz güveniyoruz erkek arkadaşlarımıza ama sana güvenmiyoruz' demekti.

Beni tanımış olacaklardı. Ali'nin beni tutup kolumdan götürdüğü o kulüpten. Onlar için tehlikeliydim yani. Ben olsam daha fazlasını yapardım. Haklılardı ama tehlikeli değildim sonuçta. Sevgililerini ellerinden alacak değildim ya? Hele ki maviyle hiç işim olmazdı. Gıcıktım ona..

Kumral olan, ''Bizi tanıştırmayacak mısınız tatlım?'' dediğinde, Ali tanıştırdı bizi.

Önce koluna giren kızı sonra da Emre'nin kolundaki kızı göstererek bizi tanıştırdı.

Kumral olan Tuğçe, esmer olan Didem'di. Memnun olduk faslından sonra Ali nasıl tanıştığımızı anlattı. Tabi büyük bir yalanla!

Sözde biz spor salonunda tanışmışız falan filen. Bir şeyler geveledi. Kızlar da Emre de inandılar bu yalana. Sonra bizim kızlar da, beni onlarla görünce yanımıza doğru yaklaştılar. Bende onları tanıştırdım. Ama ikizim olduğunu söylememiştim. İkisini de 'Gizem ve Nazlı' diyerek tanıştırmıştım. Ayrıntıya girmeye gerek yoktu sonuçta.

Tuğçe de organize ettiği doğum günü partisinden bahsetti. Çok heyecanlıymış, maskeli kostüm balosuymuş, Ali'yi zor ikna etmiş. Ali dediğinde ne demek istediğini önce anlamadım ama sonra Tuğçe bana çantasından çıkarıp mavi bir davetiye uzattı. Açtım okudum, o zaman ne olduğunu anladım.

Ali'nin doğum günü için özenle hazırlanmış mavi renk davetiyeydi. Doğum günü davetiyesi..

Tam Ali' ye yakışan bir renkti ama biraz abartılıydı. Zaten bu davetiye işini kesin bu zevksiz kızlar yapmıştı. Ali'nin böyle bir şey yapmayacağını ya da en azından maskeli ve kostümlü bir doğum günü partisi istemeyeceğini ben bile biliyordum. Hem de bu kadar kısa zamanda!

Hiç Ali'ye bu olmuş muydu şimdi? Bu kızlar Ali'yi gerçekten tanıdıklarına eminler miydi? Nasıl ikna etmişlerdi acaba? Aklımda deli gibi sorular dönüyordu.

Ben olsam kesinlikle ona yakışan, onun mavi gözlerini ve o sessiz derinliğini anlatmaya çalışan bir şeyler yapardım. Daha sade daha abartısız diye düşündüm. Yıldızlar olabilirdi mesela, gece gibi lacivert mesela..

Davetiyeden gözlerimi yavaşça kaldırıp Ali'ye baktım. O arada diğerleri bir şeyler konuşuyorlardı. Sanki zaman yavaşladı..

Ali sessizdi. Göz göze geldik yine. Gözlerim sulanmış mıydı? Tuğçe davet etmese acaba Ali beni çağırır mıydı? Bunu çok merak etmiştim.

Tuğçe'nin davetine üzülmüştüm sanırım. Kendimi kötü hissediyordum nedense. Ali'ye bakma nedenimse bir şey söylemesini istememdi. Beni onun çağırmasını istememdi. Onun sesinden duymak istiyordum bunu.

''Gel mutlaka, seni görmek isterim.'' de sessizce. Sanki sadece o ve ben varmış gibi. Sadece benim duyabileceğim şekilde söylemişti. ''Gelirim.'' dedim mırıldanarak. Sanki gözlerimiz konuşuyordu.

Sonra kendimi toparlamak için gözlerimi kaçırdım ondan. Beni etkileyen gözlere, beni büyüleyen gözlere bakmak istemiyordum artık.

Diğerlerine odaklanmaya çalıştım. Birkaç konuşmadan sonra da, Tuğçe mutlaka beklerim demişti, sonra bizden ayrılıp uzaklaştılar. Gizem'le Nazlı ise sonunda Ali ve arkadaşlarıyla tanıştıkları için mutluydular. Sevmişlerdi birbirlerini sanırım. Bense hala kendimde değildim. Aklımda tek bir şey vardı.

Ali burada karşılaşmasak beni doğum gününe çağıracak mıydı?

..

Yıldız ve yorum bırakmayı unutmayınız..🎈

Yeni bölüme kadar;
AŞK'la kalın..

GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin