1.Bölüm, KALP KIRIKLIKLARI..

3.6K 171 38
                                    

Selam okuyucularım..

Şimdi hikayemize başlıyoruz, umarım beğenirsiniz..

Keyifli okumalar..

..

SELİN'den..

Herkesin bu hayatta bir rolü var, tıpkı bir tiyatro sahnesinde oynayan oyuncular gibi. Aynı zamanda hepimizin hikayesi de birbirinden çok farklı ya da çok benzer ve kendine göre sıradışı. Ve bizler rollerimiz bitene kadar sahnede durmak zorundayız.

Benim bu hayattaki rolüm ise Selin YILMAZ olmaktı. Aslında en iyisi biraz kendimden ve ailemden bahsedeyim size.

Tatlı mı tatlı bir ikizim var, adı Nazlı ve dünya güzeli bir annemiz var öğretmen. Biz üçümüz İzmir de yaşıyoruz. Babamızı trafik kazasında kaybetmişiz yıllar önce, tabi biz bunu hatırlamıyoruz..

İkizimle geçen sene İstanbul'da o hayalini kurduğumuz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesini kazanmıştık. O ressam olmak istiyordu bense oyuncu ve hayallerimiz gerçek olmuştu.

Aslında üniversite için İstanbul'a taşınıp yeni bir hayat kurmamızla çok değiştim. Çünkü bir yakışıklıya aşık olmuştum. Ya da ben öyle sanıyordum işte..

Her neyse!

Sadece Mavi'yi tanımadan önce aşık olduğumu düşünmüştüm..

Yanılmıştım..

Mavi bana daha sonra aşkın nasıl bir şey olduğunu zaten delicesine yaşatacaktı..

Ve asıl hikayem İstanbul' a taşınmamızla değil, tanıştığım biriyle sevgili olmamdan tam 1 yıl sonra başladı.

Ama ondan önce, o sevgilim olan adamın beni nasıl kandırdığını anlatayım size, ya da Mavi'yle nasıl tanıştığımı..

Ocak ayıydı. İstanbul'a taşınmamızdan 5 ay sonra.

Okulda en yakın olduğum arkadaşım Gizem çıkışta bizim kafeye gidelim diye tutturmuştu. Neden dediğimde beni biriyle tanıştıracağını söylemişti. Başta istememiştim çünkü bir sevgilim olsun istemiyordum ama sonra ısrarı karşısında kabul etmiştim ve gitmiştik.

Onu kıramamıştım nasıl olsa birkaç şey konuşup kalkarım diyordum. Kafeden girmemle onun ayağa kalkması bir olmuştu. Gizem ona doğru gitti, selam verip oturdu. Bense pek oralı değildim bakmadım bile yüzüne 'selam' dedim ve tokalaşmak için elimi uzattığımda o kahverengi gözlerle karşılaştım..

İsmini söyledi 'Ahmet'.

Heyecanlanmıştım sadece. Daha önce hiç aşık olmayan biri olarak bunu aşk sanmam gayet doğaldı tabi..

Nerden bilebilirdim ki, Selin'dim ben..

İlk görüşte aşk böyle bir heyecanlanma mıydı? Yoksa denildiği gibi aşk kendini kramp şeklinde mi gösteriyordu? Ya kelebekler?

Oysa karnıma girdiğini düşündüğüm o kelebekler benim bildiğim kelebekler değilmiş..

İlk görüşte aşkın bu olmadığını ve o kelebeklerinde yanlış kelebekler olduğunu anlamak biraz zamanımı aldı tabi. Aslında aşkın ne kadar başka bir şey olduğunu çok daha sonra öğrenecektim..

Neyse hikayemize dönersek..

Tam tamına 1 yıl olmuştu o kafeden sonra.. Sevgilim olmuştu Ahmet.

..

Bu sabah ise ben bu tanışma hikayemizi düşünerek uyandım. Bugün tanışma yıl dönümümüzdü. Onun evine gidip önce sürpriz bir kahvaltı hazırlayacaktım. Sonrasında da çok ama çok seveceği planlarım vardı.

Uyandığım gibi duşa girdim. Sonra saçlarımı kurutup onun için özel aldığım iç çamaşırlarımı ve örgü, mavi kısa elbisemi giydim. Hava soğuktu ve kar yağıyordu ama arabamla gideceğim için üşümezdim.

Makyajımı yaptım, saçlarımı düz bıraktım ve kırmızı kabanımı giyip şalımı boynuma dolayıp evden çıktım.

Arabaya atlayıp önce markete geçtim kahvaltılık bir şeyler aldım sonrasında ise onun evine doğru yol aldım. İlk defa evine haber vermeden gidiyordum. Çalıştığı için hep evde olmazdı o yüzden hiç habersiz gitmezdim.

Eve geldiğimde sessizce kapıyı açtım, önce mutfağa gidip poşetleri bıraktım. Uyandı mı diye bakmak için yatak odasına yönlendim.

Kapıyı açmamla da gördüklerim karşısında şok olmuştum. Tanımadığım bir kadınla daha önce benim defalarca onunla seviştiğim yatakta yatıyordu. Eşyalar yerlere saçılmıştı nasıl bir gece geçirdilerse artık!

Komidinin üstünde elime geçen ilk şeyi (sanırım büyük bir mumdu pek hatırlamıyorum ) yatağının sol tarafında duran aynaya doğru fırlattım. Aniden aynanın kırılma sesiyle nasıl uyandıklarını bilemediler.

Ahmet, ''Selin! Senin ne işin var burada, napıyosun sen?!'' diye bağırıyordu sersemce ve korkuyla..

Bense hiç bir şey duymadım, duyamıyordum da kalbimin kırılma seslerinden. Yanına doğru yavaşça ilerledim ve yüzüne okkalı bir tokat yapıştırdım. Ben bunu hak etmemiştim.

"Allah sizin belanızı versin, beni bir daha asla ama asla arama!" dedim ve koşarak evden çıktım.

Naptığımı bende bilmiyordum. Gözlerimden yaşlar akıyordu ve durduramıyordum. Kalbim sıkışıyordu. İnsan o kadar zaman birlikte olduğu adama ister istemez alışıyordu. Canımın yanması da bundandı.

Ben aldatılcak bir kadın mıydım? Asla..

Arabama gittim ve nereye doğru olduğunu bilmeden yol aldım. Sadece ağlıyordum. Sıkıca direksiyonu tutuyordu ellerim. Bedenim kaskatı kesilmişti sinirden.

Gittim..

Gittim...

Biraz sonra deniz kenarına arabamı çektim. Gördüklerime inanamıyordum. Sevgilim dediğim adam, her gece 'seni seviyorum' dediğim adam beni aldatmıştı. O kadar mı değersizdim ben?

Araçtan indiğimde, denizin kenarına doğru birkaç adım attım..

Sanki her şey bir anda kararmıştı, yavaşlamıştı. Hiçbir şey görmüyordum, sadece ben ve karanlık vardı.

Hiçbir şey duymuyordum, sadece dalga sesi ve kalbimin kırılma sesleri vardı.

Hala ağlıyordum.

Bu salak gözyaşları hiç durmaz mıydı?

Onunla geçirdiğim zamanlara üzüldüm. Onu belki fazla sevmemiştim ama alışmıştım. Bana koyduğu yasaklara da alışmıştım. Nasıl bir insan olduğunu şimdi anlıyordum. Telefonum bininciye falan çalarken hiç oralı olmadım, sadece kapattım. Beni arama dediğim halde arayamazdı.

Bitmişti..

Yavaşça denize doğru yaklaştım. Ellerimi açıp bakışlarımı gökyüzüne doğru kaydırdım tebessümle. Çok güzel yağıyordu kar. Benim içimin acısını dindirmek istercesine yağıyordu hem de..

Sanki her yüzüme düşen kar tanesi beni biraz daha soğutuyordu; içimin acısını ve ateşini söndürüyordu. Bedenim yangın yeriyken, içim acıyla kavrulurken kar bana iyi geliyordu.

Avucuma düşen tek bir kar tanesine baktım. Ne kadar muhteşemdi. Düştü ve yavaşça eridi. Kurtulmuştu artık oradan oraya savrulmaktan o da. Ben de öyle yapacaktım.

Ben de kurtulacaktım o şerefsizden, adiden, pislikten..

Kollarımı açtım ve gökyüzüne doğru avazım çıktığı kadar bağırdım..

"SENDEN NEFRET EDİYORUM."

..

Hıı unutmadan, asıl hikayem daha yeni başlıyordu ve ben farkında değildim..

Asıl hikayem, Mavi'ydi benim..

..

Devam edecek!

Lütfen o eşsiz AlSel yıldızınızı ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın..

Bir sonraki bölüme kadar,
AŞK'la kalın..

GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin