O yüzden bir adım öne çıkıp, "Merhaba Ae-Ri, beni hatırlıyor musun?" diye sordum.

Ae-Ri birkaç saniye sadece yüzüme baktı. Ardından hiçbir şey demeden sadece kafasını salladı. Birkaç kez konuşurken Jisoo onu da dahil etmişti. Yüz yüze hiç tanışmadık ama sesli konuşmalarda yanımızda duruyordu.

Dy benim yanıma gelerek, "Merhaba ben Dyanne." dedi ona el sallayarak. Onun tatlı ifadesine ben ve Jisoo gülmüştük.

Jisoo kızının sessiz kaldığını fark edip, "Selam vermeyecek misin?" diye sordu sakin bir sesle.

Fakat Ae-Ri bir şey demeden kafasını Jisoo'nun boynuna gömdü ve ona sarıldı. Jisoo kızının sırtını okşarken, "Tamam, tamam sorun yok." dedi.

Ortamdaki herkes anne ve kızın iletişimini izliyordu. Sessizliği bozan Lena olmuştu. Elena'nın elinden tutarak, "Biz gitsek iyi olur artık." dediğinde kafamı salladım.

Ama ayrılanlar sadece onlar olmamıştı. Alice, Suzy, Zeya ve Rosé'nin ablası da gitmişti. Yani geriye sadece biz kalmıştık ve Luna.

Ji-woon öne çıkıp, Ae-Ri'yi almak için kollarını uzattı, fakat Ae-Ri ona da kafasını sallamıştı. Yanımda duran Dy elimi tuttuğunda bakışlarımı ona indirdim. Gözleri yüzümde gezinirken,

"Ae-Ri neden sadece Jisoo teyze ile konuşup, ona sarılıyor?" diye sordu.

Jisoo'nun bakışları da bu soruyla Dy'a kaymıştı. Derin bir nefes alırken ona, "Sonra anlatarım, olur mu?" dedim saçını okşayarak. Bir şey demeden sadece kafa salladığında gülümsedim.

Jisoo hâlâ onu tutarken, "İnsanlar gitti bak, indireyim mi seni kucağımdan?" diye sordu saçlarını okşayarak.

Ae-Ri yine sadece kafa sallamıştı ona. Jisoo onu kucağından indirdiğinde gözleri bizi taramaya başladı.

Ae-Ri, Dy'dan iki yaş büyük, biraz daha uzun bir kızdı. Siyah saçları, siyaha çalan koyu renkli gözleri vardı. O kadar güzel ve tatlı bir kızdı ki, bakmaya doyamazdınız.

Rosé'nin gözleri de onun üzerinde geziniyordu. Sadece Ae-Ri'yi izliyordu. Şu an ortamda yabancı olan ve herkesin ilgi odağı olan küçük kız bundan oldukça rahatsızdı.

Yanımda duran Dy elimi bırakıp, annesine doğru koştu. Annesi şu anda Jisoo ve Ae-Ri'nin yanında duruyordu. Dy annesinin elinden tutarken Ae-Ri'ye, "Merhaba." dedi tekrardan.

Ae-Ri, Dy'a baktı bir süre. Bir şey demeden sadece baktı. Ardından kafasını Jisoo'ya çevirdi. Jisoo ona gülümseyerek kafa salladığında Ae-Ri de bakışlarını tekrar Dy'a çevirdi ve ona gülümsedi.

Bir cevap almasa bile Dy bu gülümsemeye sevinmişti. Ae-Ri'nin gözleri tekrardan üzerimizde gezindi. Ama bakışları sonunda içeri girdiği andan beri ona bakan kızda durdu.

Rosé'de. Rosé bakışlarını çekmeden ona sadece bir gülümseme sunmuştu.

Fakat Ae-Ri bu gülümsemeye karşılık vermeden Jisoo'nun elini tuttu ve kafasını ona çevirdi. Jisoo onun bu bakışını görüp, "Eve mi gitmek istiyorsun?" diye sordu.

Ae-Ri kafa salladığında Jisoo bakışlarını bana çevirdi. Ben de, "Zaten bitirmiştik. Hepimiz evlere dağılacağız." dedim.

Jisoo kafa salladığında eğilip tekrardan Ae-Ri'yi kucağına aldı. Bu sırada Dy annesi ile bir şeyler konuşuyordu. Onlar konuşurken ben de bekledim. Bir süre sonra Dy annesine kafa sallayıp, pıtı pıtı koşarak yanıma geldi ve önümde durdu.

Ellerini arkasında birleştirerek geniş bir gülümsemeyle, "Ben bu gece annemde kalsam olur mu?" diye soruyordu tatlı tatlı.

Onun bu tatlı haline güldüm ve eğilip onunla aynı hizaya geldim. Ellerimi onun iki koluna da koyarak, "Tabii ki, sevgilim, hadi git montunu getir giydireyim." dedim.

23 | jenlisaWhere stories live. Discover now