34 | tamamlanma

1.4K 114 363
                                    

BÖLÜM 34 | TAMAMLANMA

GÜNÜMÜZ - Jennie'den

Lisa ve Jisoo çıktıktan sonra salonda Alice ve ben yalnız kalmıştık. Rosé üst kata neden çıktı, yalnız mı kalmak istedi yoksa daha mı rahat ağlamak istiyordu bilmiyorum ama onu biraz kendi hâline bırakmak iyi olur diye düşündüm.

"Yıllardır tek kelime etmiyorum ama Jisoo'nun kardeşimi incitmesine izin vermeyeceğim daha fazla." dedi Alice.

Hareketlenip onun yanına oturdum. Elimi elinin üzerine koydum. Onu anlıyordum çünkü onunla aynı hisleri paylaşıyordum.

"Haklısın." dedim. "Ama ben de aralarındaki ilişkiye ne noktada dahil olabileceğimi bilmediğimden hep geride durdum."

Yavaşça başını salladı. Üzgündü, üzgündük. Ben aynı anda Jisoo için de üzgündüm. Kötü biri değildi o, hepimize çok değer verdiğini biliyordum. Ama bazı insanlar böyledir, bilirsiniz. Onlara ulaşabilmek için çok yol kat etmeniz gerekir. Özellikle Jisoo'nun kalbine ulaşmak lavlarla dolu bir geçitten yanmadan geçmeye çalışmak gibi bir şeydi.

Rosé biraz sonra aşağı indi. Ağlamış gibi durmuyordu, daha çok kendine gelmeye çalışmış gibi görünüyordu. Saçlarını hızlıca topuz yapıp yanımıza oturdu. Neşeli görünmeye çalışıyordu.

"Ee, annemler nasıl?" diye sordu Alice'e dönerek. Alice onun bu "sorun yokmuş gibi görünme" çabasına gülümsedi.

"Bu kez kaçmak yok, ablacım." dedi ve Rosé'nin yanına oturdu. Sonra bana baktı, mimikleriyle gelmemi işaret etti. Gülümseyerek adımladım ben de yanlarına.

Üç kız, üç kız kardeş birbirimize sıkıca sarılıyorduk.

Rosé nefessiz kaldığını hissedince ikimizi de itti, "Ay, yeter! Boğuldum." dedi kızarak.

Kahkaha atarken elimi açık bacağına koyup okşadım. "Anlatsana, dün gece Suzy'le neler oldu?" diye sordum.

Ayrıntıları merak ediyordum, neler olmuştu, Rosé ne hissetmişti ve bizi gelecek günlerde neler bekliyordu- Bilmek istiyordum.

Alice de benimle aynı düşüncede olacak ki, "Evet." dedi. "Anlat bakalım."

Sanırım güzel şeyler duymayı umuyorduk, bekliyorduk. Rosé'nin gülümseyerek başlamasını diliyorduk ama öyle olmadı. O, sıkkın bir nefes aldı ilk önce. Sonra az önce topuz yaptığı saçlarını açtı ve savurdu. Yutkunurken gözlerinin dolduğunu gördüm.

"Bir şey olmadı." dedi. "Olamazdı da zaten."

FLASHBACK - Rosé'den

Elimi tutup evine doğru hareketlendiğinde elimi ondan çekmeden arkasından ilerledim.

Kapıyı açtığında bana doğru döndü, sanırım bu bakış "Emin misin?" sorusunu soruyordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp yutkundum ve içeri girdim.

Ellerini usulca belime koyup duvara yaslandı. Kendimi ona bastırarak öpmeye başladım. O kadar hızlı, o kadar kontrolsüz ve o kadar onunla ilgili değildi ki bu an-

Şimdi az önceki gibi hissetmiyordum.

Bunu fark ettiğimde aniden durdum. Dudaklarıma yakınlaştı, korkak bir öpücük kondurdu. Benim karşılığımsa gözyaşı olmuştu. Ama ondan uzaklaşmadım. Yüzümü ellerinin arasına alıp beni kendine çekti, alnımı alnına yaslayıp ağlamaya başladım.

"Böyle olmamalı." diye fısıldadım.

Kaç dakika sürdü bilmiyorum... Sonunda kendimi onun göğsünde buldum. Yeniden saçlarımı okşuyor ve "Geçecek." diyordu.

23 | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin