8 | ilkler

996 112 266
                                    

4649 kelime 😭 bölüme geçmeden önce, bu bölüm oldukça uzun iki flashback yazdık.

kafanızın karışmaması için yavaşça ve sindirerek, paragraf başlarındaki zamanı belirten ayrıntıları atlamadan okumanızı tavsiye eder, yorumlarınızı esirgememenizi dilerim 🐇
aklınıza takılan soruları yazabilirsiniz.

BÖLÜM 8 | İLKLER

GÜNÜMÜZ - Jennie'den

İkinci kez Karlar Ülkesi'ni izlemeye başladığımızda sıkkın bir şekilde üfledim. Yanımda oturan Dyanne ise beni hiç dikkate almadan animasyonu izlemeye devam ediyordu.

"Bitanem, daha kaç kere izleyeceğiz bunu biz?"

Sorumu görmezden gelerek omuz silkti. Az önce tüm seriyi baştan sona izlemiştik ama şimdi yeniden başlıyordu. Sevdiği şeylere olan bağlılığı bazen korkunç seviyedeydi...

Yenilgiyi kabul etmem gerekiyordu. Başka bir şeyle ilgilenmek için yanından ayrılsam muhtemelen akşama kadar bitmeyecek bir trip çekmek zorunda kalacaktım. Bebeğimin bana en çok benzeyen huyu bu muydu gerçekten? Nerede hata yapmış olabilirdim ki?

"Anne. İzlemiyorsun. Farkındayım. Başka şeyler düşünüyorsun." dedi gözlerini televizyondan ayırmadan.

Aslında buna şaşırmamam gerekiyor, alışkın olmam gerekiyor ama ben bu minik canavarın zekasına her seferinde hayran kalıyorum.

"Öyle mi küçük hanım?" dedim ciddi bir tonda.

"Evet." dedi. Kaşları çatıktı ve hâlâ televizyona bakıyordu.

Ama bir süre sonra yüzü genişledi,  -bunu bu yaşta yapabilmesine hâlâ şaşırsam da- tek kaşını kaldırdı ve muzip bir gülümsemeyle bana döndü.

"Lisa annemi mi düşünüyorsun yoksaa?~~"

Suratı tam anlamıyla "ㅋㅋㅋ" böyleydi. Başka bir şekilde ifade edemem bunu. Tam anlamıyla böyle bakıyordu bana.

İlgiyle ona doğru döndüm. Saçımı kulağımın arkasına yerleştirdim ve kollarımı önümde bağladım. Biraz korkmuştu. Ona asla bağırmaz ve kızmazdım ama ciddi bir konuşma yapacağımı belli eden bu vücut dilini kullandıktan sonra gözlerinde "tırsmışlık" görürdüm.

Eh, şu anki amacım da buydu. O farkında değildi ama ben gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Dyan...-" dedim ciddi bir tonda. Cümleme devam edecektim ama hemen kulaklarını kapattı.

"Anne tamam, söz, söz, sustum." dedi.

Ben öpmek için ona doğru uzanırken gözlerini kapattı ve iki elini de teslim oluyormuş gibi havaya kaldırdı. Şu an kadar tatlı görünüyordu ki.

Dyanne ile vakit geçirmek bana birçok şeyi unutturuyordu. Ya da ben düşünmeyi erteliyordum. O sizin etrafınızdayken tek odağınızın o olmamasının imkânı yoktu. Aniden sohbet etmeye başlar, şaşıracağınız konular hakkında bilgiler verir ya da öylece dururken bir şey yapmak ister ve sizin o günü boş geçirmeniz mümkün olmazdı.

Ben bunları düşünürken zil çaldı. Dyanne'i de kucağıma alıp kapıya doğru ilerledim.

"Merhaba fıstıklar!"

"Rosé teyze!~" Dyanne adeta kucağımdan fırlayıp Rosé'ye doğru uçtu.

"Ahh~ Çok mu özledin benii?" Rosie Dyanne'e sıkıca sarılırken sordu.

23 | jenlisaWhere stories live. Discover now