Bölüm 23

38 27 7
                                    

Davetten Bir Gün Önce

"Anlat bana, çocukken nasıl bu kadar yaralandığını anlat. Beni seni dinlerim, sana bir şey yapmam ama çaresiz kalmana da dayanamam."

Amy'nin her bir cümlesi yüreğimi sızım sızım dağlamıştı. Destek olmak için ellerimi saçlarıma daldırdım. Anlatmalı mıydım? Yoksa ne yapmalıydım. Zorlandığımı anlamış olmalı ki tekrardan konuşmaya başlamıştı.

"Zorlama kendini, anlatmak istemiyorsan sorun değil. Ne zaman istersen o vakit anlat. Ben seni her vakitte dinlemeye hazırım." Yataktan kalkıp gitmeye hazırlanırken, "anlatırsam, iyi hisseder miyim? Çünkü ben her bir düşüncenin altında cayır cayır yanıyorum. Geçer mi sana anlatırsam bu hislerim." Dediğimde ilk önce hareleri yüzümü incelemişti. En son mavi harelerimin tam içine odaklanmıştı.

Tekrar eski oturdugu yere, tam karşıma oturmasıyla, ellerimi avuç içine alıp sıkı sıkı sarmıştı. Yanındayım, demek içindi. "Bilmem, denemeden göremeyiz." Bu sözlerinin ardından gözlerim yaşarmaya başlamıştı. Ben ne yapmıştım da karşıma böyle güzel bir insan çıkabilmişti. Daha doğrusu bir insan yapısına sahip bir periydi ama olsun. Kelimeleri zihnimde toparladıktan sonra konuşmaya karar vermiştim. İlk sozlerim ise,

"Bir zamanlar...

12 yıl önce

"Bu gece bir umut ışığı doğmuştu göğe. Bu gece bir bebek kötü bir ailenin esaretinden kurtulmuştu. Babası 5 yaşında ki oğluna, söylemekten bir çok kez utandığımız ama bu mahlukatları bir türlü yüzünün kızarmasına bile etki etmiyor. Küçücük çocukta doktor raporu ile cinsel istismar buluntuları bulunmuştur. Bir kadın ve bir erkek tarafından kurtarılmıştır. Çocuğun bir çok yerinde ki yara ve morluktan şüphe eden eş, komşuların seslerini duymasıyla gelişmiştir. 5 yaşında ki Umut'a bu gece adı gibi umut doğdu. Bu tarz mahlukatlar..."

Haber kanalında ki haber küçük kıza şoka sokmuştu. Çünkü o hep insanların kötü olduğuna dair düşüncelerini bir bıçak gibi kesip atmıştı. Küçük kız düşünemeden edemedi. Badem gibi çekik mavi gözleri bedeninde ki morluklara kaymıştı. Küçük yaşta bile diğer insanlardan daha yaralı, daha düşünceliydi.

Hep hayal kurardı. İçinde yaşadığı karanlık ve izbe bir odanın içinde boğazları tahriş olana kadar bağırırdı. Kimselerin duymadığı o tiz çığlıklarını birisinin duymasını umut ile beklerdi her defasında. Sesler zihninin her bir köşesine çarpıp susuyordu. Yardım etmeyen insanın sesleri çınlıyordu kulaklarında. O sesleri susması ve sonsuz huzura ermeyi hayal ederdi. Lakin hiç kimsenin onun çığlıklarına cevap vermediği her gün, kurtulmanın hayalini de kurmayı bırakmıştı. Minicik kolları onun sığınaydı. Ağladığında ya da gizlemek istediği ne varsa minicik kollarından yardım alırdı.

Kızmayın olur mu? O çaresiz ve çelimsiz bir çocuktu. Belki sizlerden birisi onun sesini duymuş olsaydı. Bu kadar çaresiz ve çelimsiz olmak zorunda kalmazdı. Sizler ise sadece çocuklarınıza ondan uzaklaşmaları gerektiğine dair emir vermekten başka bir boka yaramayan insanlarsınız.

O küçücük çocuğun ruhu acı ile çığlık çığlığaydı. Ama kimse elini uzatmaya tenezzül bile etmemişti.

Duyuyorlardı,
Duyuyorlardı,
Duyuyordunuz.

Çığlıklarımı herkes duyuyordu. Göğe doğru haykırışlarım onların yüzündendi. Sesim duyulsun diyeydi. Kalbim kırık, ruhum ölü, daha niceleri...

Kafam allak bullak, nereye gitsem deli olarak anılıyordum. Duydun mu? Herkes o kız deli yaklaşmayın, sözleri ile büyüdüm ben. Senin acını bilmem, mutluluğunu bilmem. O yaşta bile her gece oyuncaklar yerine, soğuk betonda günlerimi sayıyordum. Beni kabul etmediler, kimse etmemişti. Bir arkadaşım bile olmadı.

Duraksadım bir süre, hiç arkadaşım olmamıştı? Zihnimin kuytu köşesinde "küçük" diyen sesi anımsadım. Gözyaşları ile boğulmuş yüzümde bir gülümseme peyda olmuştu. O vardı, benim arkadaşımdı. Bana ilk defa canavar gibi dokunmamıştı. Kalbimi, ruhum görmüştü. O geceyi çok net hatırlıyordum.

***

Kafamı Amy çevirdiğimde ise o da ağlıyordu. Gözyaşlarını akıtıyordu. Yine bana bakmaya devam ediyordu. Acınası bir şekilde değildi, merhamet ile bakıyordu. İlk defa söylemek istedim. İlk önce benim diyeceklerimi bekledi, gözyaşlarını kuruladı yüzünden. Anlamıştı önemli bir diyeceğim olduğunu.

Hazır olduğuna karar verdiğimde ise konuşmama devam ettim.

"Tek bir kişi benim arkadaşım olmuştu, gerçi o günden sonra görmedim ama olsun." Merakla gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu, sessiz iç çekişleri hariç sesini çıkartmadan beni dinliyordu. "Küçük demişti. İlk defa yaralarıma bakmamıştı birisi. Aksine bana yaklaşım biçimi çok güzeldi. Küçüğüm demişti, sonra da..." Elim kolyeme gitti ilk, sweatshirtin altına, herkesten gizlemeye gayret ettiğim kolyemi çıkarttım. "Biliyor musun?" Ona baktığım da ise kafasını hayır anlamında sallamıştı. Doğru ya nasıl bilebilirdi ki, sorduğum sorunun saçmalığına çok takılmadan konuşmaya başlamıştım. "Son sözlerinin her bir kelimesini hatırlıyordum. -Benim adım William Brave, kendine dikkat et küçük, benim küçüğümsün, gücüne sahip çık. Başka bir gün başka bir evrende görüşmek üzere.-"

Bir kahkaha kaçtı dudaklarımdan, Amy ise gözlerini açmış bana tuhaf bir şekilde bakmaya başlamıştı. "S-sen onunla tanıştın mı?" Bu sorusuna anlam verememiştim. Yüzümde oluşan gülümseme yavaş yavaş solmaya başlamıştı. "Nasıl yani?" "İnanamıyorum, inanamıyorum." daha anlayamayacak olduğum kaç olay daha yaşayacağımı tahmin bile etmek istemiyordum. "Ne oluyor Amy?" Gerçekten hayatımda garip bir şeyin olmaması için ne yapmam gerekiyordu. Yataktan kalkması ile odayı bir güzel turlamaya başlamıştı.

"Lily inanamıyorum, bunca zamandır sen onu tanıyor muydun? İnanamıyorum, bunu hissetmiş olmalı." Üstüme atlamasıyla üzüntü dolu anın bir anda bu kadar çabuk değişmesi iyi hissettirmiş olsa da, şimdi ki ambiyansın ne olacağını kestirmekten zorlanıyordum.

Ellerimi tutmasıyla, artık korkmaya başlamıştım. Bir şey bilmeyen ben artık bir şeyleri algılamakta güçlük çekiyordum. "Lily sen osun, bunca yıldır aradığımız Yaşam yanımızda kadar gelmiş ve biz fark edememiştik öyle mi?" "Tuhaf davranmayı keser misin? Ne olduğunu düzgün bir şekilde anlatsan olmaz mı?" "Lily Ölüm senin tarafından kurtarılmayı bekliyor. Karanlık ormanın gerçek sahibi esaretten kurtulmak için seni bekliyor. Bunca zamandır... Hayır inanamıyorum." Kafamın içi allak bullak olmuştu. Bazen bazı şeylerin bu kadar basit olup nasıl zorlaştırabiliyorum. Ağlamaklı sesim ile tekrar konuşmaya başlamıştım. "Amy çok kafa karıştırıcı şeyler bunlar, Yaşam değilim ben ne saçmalığı anlatıyorsun."

Dediklerimi duymuyormuş gibiydi, sadece düşüncelerini dinliyordu. Tırnaklarını yemesi de ne yapacağını düşünüyor olmasından kaynaklıydı. Saçlarını arkaya doğru iteklemesiyle, tekrar ellerimi avuç içine almıştı. "Lily her şeyi açıklayacağım. Yarın saraydan, bizim evimize bir davetiye gönderecekler. Şu anda evdeki kimselerin haberi yok. Ama senin kim olduğunu bizimkilere söyleyemeyiz. Bizi engelleyeceklerdir. Yarın davete gittiğimizde, davetin son notalarına doğru gelinirken planı ortaya koyacağız, senin ruh eşin, benim ise ağabeyim olarak yerine koyduğum -William Brave- bulmaya çalışacağız, duydun mu?"

Umudu tekrar var olmasına sebebiyet veriyordu. "Elbette Amy, onun için her şeyi yapmaya hazırım

***

Merhaba sevgili okurlarım, bu bölüm hakkında ki düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayınız ve oy atmayı da.

Sizler nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir. Kendinize dikkat etmeyi unutmayın. Havalar oldukça soğudu. Sıkı sıkı giyinmeyi de bu yüzden unutmayın. Çünkü sizin kötü veya hasta olmanızı istemem. Kendinize çok çok iyi bakın.

Başka bir bölümde ya da evrende görüşmek üzere. Sizleri bilmesem de, görmesem de aramızda oluşan bir bağ olduğunu şimdiden hissedebiliyorum. Görüşmek üzere sevgili okurlarım.

Yayınlama Tarihi= 24.12.2023

YALNIZLIĞIN GÖLGESİ (YARI TEXTİNG)Where stories live. Discover now