Bölüm 8

148 86 10
                                    

Duyuru!!!!
Bir hatadan kaynaklı olarak bölümü tekrardan düzenleyip atılmıştır. Bu yüzden bu bölümün son satırlarını tekrardan okumanızı tavsiye ederim. Yapılan hatam için üzgün olduğumu belirtmek isterim ve iyi geceler dilerim.

***

Yazar

Lily sakinliği ve dalgalı bir suyun durgunluğunu anımsatmaktaydı. Çocuk yaşında bile her yerde yalnızlığı en dibine kadar yaşamış bir kız çocuğuydu o. Babasının ona verdiği zararı kimse veremezdi. Çocukluğunu yaşayamadan, çocuk yaşında öldürmüşlerdi.

Küçük yaşında neden öldürmüşlerdi. Küçük kız çocuğunun kalbi bir tek o genç oğlan için atmıştı. Neden mi? Hiç kimse onun yanında olmamıştı. Onu ve yaralarını gören kimseler o çocuğa yardım eli uzatmamışlardı. "İyi misin?" Sorusunu bile o küçük kız için çok görmüşlerdi.

O günden sonra kalbinin attığını dahi unutmuştu. O, kötü günün ardından çıkagelmişti. Sanki elinde bir sihirli değnek varmış gibi bir anda hayatı inanılmaz şekilde değişmişti. Ailesi onu eskiye nazaran az dövüp, sövmeye başlamışlardı. Ama yine de küçük kız çocuğu o gün kalbinin attığı hissetmişti.

Oğlan çocuğu neredeydi? Ne yapıyordu? Hiçbir bilgisi yoktu. Arada kolyesi ona kendini belli etse de, nerede olduğunu merak etmeden duramıyordu.

Buraya nasıl gelebilmişti. Babasına ve üvey annesine ne olmuştu. Herkesten gizlemişti adını soyadını.

Gerçek adı Meyra Işık'tı. Kendisi istemişti. Yabancı olan herkese, çocukken kitaplarda okuduğu kadarıyla anlamını güzel bulduğu bir isim seçmişti.

Güzellik, saflık, masumiyet anlamlarına gelmekteydi. Zambak çiçeğinin çeşidi olan bir çiçek ismiydi. Kendisine ait olan bir isim olarak görmüştü. "Lily White" onun adıydı. Kendisi için biçilmişti adeta. Bir daha da asla o ismi kullanamamıştı. Oysa ki annesi vermişti ona bu adı. O yaşamdı. Hiçbir zaman ona verilen gücün farkında olamamıştı. İşte her iki hayatta da iki çocuğun yüzü bir daha gülmemişti. Yaşam Dünya'da tutsaktı. Ölüm ise cehennemde.

Yaşam ve ölüme ne olacağını kimse bilemezdi. Yaşam ve ölüm bir daha bir araya gelebilecek miydi? Ya da yolları hiçbir zaman kesişmeyecek miydi?

***

Jacob Beck

"Bugün dışarıya çıkmak istiyorum." Demesi ile kitabın son kısmını bitirmemle, sehpanın üzerine bırakıp ona baktım. Amy'nin "Ay yeter ki sen iste. İstediğin yere götürürüm." Heyecanla ileri atılması, ortmaı biraz da olsa garip havayı dağıtmaya yetmişti.

Çünkü o gün olanlarda sonra bir daha dışarıya adımını atmamış olmasına rağmen, şimdi dışarıya çıkmak istemesi tuhaf kaçmıştı.

Amy'nin heyecanlı halleri normal olsa da, o benim ikizimdi. Aşırı tepki vermesi bir şey olduğunu gösteriyordu. Hep heyecanlı bir kızdı. Ama aşırının üstünde tepki vermesinden anlaşılırdı. Yine aynısını yapmıştı. Lily "Amy tek başıma çıksam olur mu?"

Bu da neyin nesiydi. Buraları hiçbir şekilde bilmemesine rağmen ne diye dışarıya tek başına çıkmak isteyebilirdi ki. İkizime döndüğümde ise hala aynı gülümseme ile ona bakıyordu. Amy kırılmıştı. Ciddi anlamda bir sorununu vardı. Endişelenmeye başlamıştım. Gülümsemeye devam ederken cevap vermişti. "Ah! tabi ki de ama buraları tanımıyorsun. Eğer istersen birlikte çıkalım Benim bir işim vardı zaten, yarı yoldan sonra ayrılırız olur mu?"

YALNIZLIĞIN GÖLGESİ (YARI TEXTİNG)Where stories live. Discover now