Bölüm 4

165 103 28
                                    

Hikayem hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum. 

Düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız, çok ama çok mutlu olurum.

Hep mutlu olmanız dileğiyle, hikayeme geçiyorum. İyi geceler dilerim.

                                                          🦇🦇🦇

Amy Beck

Aklıma üşüşen anılar daha fazla ürpermeme neden olmuştu. Bir daha aynı şeylerin olmasını istemiyordum. Karanlık ormana bir daha kimseyi vermeyecektim. Önümde duran korkudan olsa gerek teninin ışıltısı yavaş yavaş sönmeye başlayan arkadaşıma bakıyordum. Ölü gibi hareketsiz bir şekilde önümde öylece uzanıyordu. Önümde beliren prense baktım. Elinde taş ile başımda öylece dikiliyordu. Onu boş verip arkadaşıma yardım etmek için yanına doğru emekledim. Sahte bir öksürük sesinin ardından konuşmaya başlamıştı. "Sana saldıran bir kişiye yardım mı ediyorsun?" Sorusu ile ona sert bir bakış atmakla kaldım. Gitmesini beklerken bir kez daha konuşması ile bıkkınca bir nefes bıraktım. "Ne olduğu hakkında bir bilgin var ise bana da söyleyin ki yardım da bulunabileyim. "

Son sorusunu o an düşünmüştüm. Neler olduğu hakkında pek bir bilgi içerisinde olmayışım işimi daha da kötü hale getiriyordu. Tek bildiğim bir şey varsa o da gözlerimin önünde duran karanlık ormandı. Düşünmeyi bir kenara bırakarak, oğlana döndüm. "Bana yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim. Ama şuan ne olduğunu bilmiyorum. Eğer yardım etmek istiyorsanız, tek bir şeyden eminim o da ormanın içindeki kara ruhlarla iletişime geçmiş olması ve böyle bir şey olmuş ise buradan uzaklaşmamız gerekiyor." 

Bir şey demesini beklemeden, dikkatimi tekrardan arkadaşıma çevirdim. Onu kaldırmaya çalışsam da, sanki birisi gitmemesi için üstüne ağırlık konulmuş kadar ağırlaşmıştı. Karşımda öylece durmuş düşüncelere dalmış oğlanı görmemle, yardım etmeyeceği anlaşılmıştı. Onu nasıl taşıyacağımı düşünürken, sesini işittim.

"Kim olduğu belli değil. Uzun süredir bu ormanda bulunan hiç kimse bir iletişime geçmemişti. Bu nedenle bu kızın burada kalması daha iyi olur. Bunu anlıyorsunuz değil mi?  " dedi. Kelimeler zihnimde öylece dolaşırken, sinirlenmiştim. Onu asla burada bırakamazdım. Bir daha aynı şeylerin olmaması gerekiyordu. Onu asla bu ormanın önünde bırakamazdım. Kimsenin yardımı olmadan da yapabilirdim. Bir anda ona döndüm. "Siz gitmek isterseniz gidebilirsiniz. Ben burada kalıp arkadaşımın yanında kalacağım. İyi günler" Arkadaşımı buradan uzaklaştırmam gerekiyordu. Bu işi tek başıma halletmem gerekecekti. Koltuk altlarından tutup sürüklemek istedim. Tüm gücümle asılmamla dengemi kaybedip yere kapaklanmam bir olmuştu. Önüme doğru bir elin uzatılmasıyla bakışlarım yüzüne kaydı. Elini tutmayacağımı anlamış ve konuşmaya başlamıştı.

 "Kararlısınız ve kararınızdan vazgeçecek gibi de durmuyorsunuz. Galiba size yardım etmem gerekecek. Onu tek başınıza taşıyamayacağınız kadar da ağır, o nedenle kenara çekilin ben taşırım."  Neden hemen fikrini değiştirmişti ki, elini tutmamamla beni boş verip arkadaşıma yöneldi. Benim birkaç dakika boyunca uğraşmama rağmen kaldıramadığım arkadaşımı bir çırpıda kucağına aldı. 

Yüzüne daha fazla dikkat kesildiğimde, çenesinde bir çukur olduğunu fark ettim. Bembeyaz saçları genç olan yüzüne yakışıyordu. "Hey bana bakmayı kes ve göle sokmalıyız. Sanki su ona dokunmak için çırpınıyormuş gibi" dedi. Fazla bakmış olmalıydım ki, konuşmasıyla kendime gelmiştim. Kendime gelmemi beklemeden yürümeye başlamıştı. Kelimeleri aklımda soru işareti bırakmıştı. Ona bir şey olmaması için sormam gerekiyordu.

🦇🦇🦇

Lily White 

Boynumda kendisini belli eden acı canımı fena halde yakıyordu. Birisinin eli boynuma değmesiyle o yer ateş aldı. Sesler duymamla tanımadığım bir adamın sesi vardı. "Onu göle götürmeliyiz. Su sanki ona dokunmak için çırpınıyor" dedi. "Tehlikeli olursa, ona bir şey olmasın istiyorum." Amy'nin sesini duyduğumda, rahatlamıştım. Ama hareket edemiyordum. Gözlerimi açmak istiyordum. Sanki birisi göz kapaklarıma baskı uyguluyormuş, gibiydi. Yattığım yerden kaldırılmamla, başka bir yere taşınıyordum. Ayak uçlara değen buz gibi suyla irkildim. Tamamen suya bırakılmamla, neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

 Suyun ruhu sanki bedenimde geziniyormuş gibiydi. Boynumda ki acı yavaş yavaş kaybolmuştu. Suyun aniden beni içine çekmesiyle, bir anda canımı kurtarmak için suyun yüzeyine çıkmaya çalıştım. Su beni hapsetmek istermişçesine, içine çekmeye çalışıyordu. Ellerim bir kayalığa tutunmuş olsa da suyun çekimine dayanamayıp içine hapsolmuştum. Nefes alamıyordum. Amy beni çeksin istiyordum. Nefesim tükeniyordu. Ciğerlerim oksijen için adeta savaş veriyordu. Vücudum korkudan titremeye başlamıştı. Kolye açık kalan tenime temas etmesiyle, tenimi yakmıştı. Tehlike sezinlemişti artık. Suyun derinliğine doğru yol alırken artık bayılmak üzereydim. Karanlık beni istiyordu. Bunu hissediyordum. Fazla dayanamamıştım. Suyun derinliğine, yalnızlığın gölgesiyle harmanlanmış karanlığa kendimi bırakmak zorunda kaldım.

 ***

"Güneş gibi parlaksın, acaba güneşin ışınları senden mi besleniyor?" Bir kadın sesiydi. En son olanları hatırlamamla, ayağa kalkmaya çalıştım. Yaptığım hareket başımın dönmesine sebep oldu. Tekrardan yere uzandım. Bedenim alışana kadar da kalkmayı çalışmamıştım. Aynı kadın sesini duymamla başımı o tarafa çevirdim. "Ah, uyandın demek. Neden bu kadar çok uyudun. Çok güçsüzsün, Lily" son sözlerini garipseyerek söylemişti. Adımı nerden bildiğini bile sorgulamadan, aklıma ilk gelen soruyu sordum. Karşımda duran kadını görmemle garipsemiştim. Saçları benim saçlarım gibiydi. Simsiyahtı.

"Ne oldu? Neden buradayım ben. Siz kimsiniz bilmiyorum. Bırakın beni! lütfen." Kendimi korumak için yaptığım harekete, hafifçe gülümsedi. " Merhaba Lily, adım Daphne. Seni uyarmak için buradayım. Korkma." Sesi eşsiz derecede de güzeldi. Korkmamam gerektiğini söylüyordu. Ama şunu unutuyordu. Böyle bir şeyle karşılaşan her bir varlık benimle aynı tepkiyi gösterirdi.

Kafamın içinde bulunan yapboz parçaları daha fazla bozulmuş haldeydi. Bu sefer düşünsem bile bulamayacağımı anlamıştım. "Ne saçmalığındasınız bilmiyorum ama beni serbest bırakın yalvarırım." Küçük bir çocuk gözlerim yardım dileniyordu. Konuşmasıyla daha fazla o dipsiz kuyunun dibine çekilmiştim. "Lily, kara ruhlar peşinde" eliyle mağara duvarlarına birer görüntü gözüktü. Işığın için de simsiyah karartılar vardı. Konuşmasıyla ona baktım. Göz bebeği bile siyah olan o kadına baktım.

"Lily kara ruhlar tehlikedir. Seni istiyorlar. Daha önce yaşadıkların birer illüzyondu ve onlar senin gücünün peşindeler. Seni almak için geri döndüler. Gücünü keşfet ve gücüne sahip çıkmasını bil. Ruh eşin tarafından verilen o kolye birer pusula, sana yol gösterecektir. Kolyeyi nasıl kullanacağını öğrenmen gerek. Onun sana ihtiyacı var.  Bul ve kurtar o karanlık ormandan. Dikkatli ol, Lily White." Gitmesiyle yukarı doğru çekildiğimi hissettim, suyun üstünde uzanır haldeydim. Şoka girmiştim.

 Suyun yüzeyine çıkmamla, bulunduğum yere çöküp, uyumak üzere gözlerimi kapattım. Yavaşça kaldırılıp taşındığımı hissediyordum. Ama bir şey yapamıyordum. Bilincim kaybolmuştu.

🫀🫀🫀

 iyi geceler, esenlikle kalın!

Yayınlanma tarihi: 08.01.2023

YALNIZLIĞIN GÖLGESİ (YARI TEXTİNG)Where stories live. Discover now