27. Bölüm: Sahte ve Gerçek Randevular

253 42 44
                                    

Selam selam🌝💖 Yazarken çok keyif aldığım bir bölümle geldim. Umarım siz de seversiniz. Oylarınızı ve yorumlarınızı özellikle bu bölümde merakla bekliyorum 💖

Bölümün ithafı @doblin123 e gidiyor. İyi ki varsın, umarım hikayemden keyif almaya devam edersin!

'Gerçek bir randevu olmazmış! Ya sana kim benim randevularıma karışma hakkı veriyor acaba!'

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.



'Gerçek bir randevu olmazmış! Ya sana kim benim randevularıma karışma hakkı veriyor acaba!'

'Tamam yavrukuşum sinirlenme bu kadar.' diyor Tolga, her zamanki yumuşak ve sakinleştirici sesiyle. 'Kıskanmış işte. Çok açık.'

Öfkeyle 'Ne hakla kıskanıyor ki beni?' diyorum. 'Benim sevgilim o olabilirdi. Kör değilse eğer, ona lisede bile nasıl aşık olduğumu biliyordu. Kendisi bunu tercih etmedi. Şimdi bunu isteyen bir başkasına hangi cüretle aptal ya da sığ diyebilir?' Derin bir nefes alıyorum. 'Ayrıca sen de çok yoruldun.' diyorum Tolga'ya, ani bir şefkatle. 'Bugün kahveler benden.'

Salondaki nispeten boş duvara devasa bir kitaplık kurmak her gün yaptığı bir işmiş gibi omzunu silkiyor Tolga. 'Bu kadar işle yorulsaydık... Ama hadi sen yap bugün kahveleri. Ben de boş kolileri geri dönüşüme indireyim.'

Ben iki tane duble sade türk kahvesi yapmayı bitirdiğimde Tolga da tüm kolileri indirmiş oluyor. Beraber balkona çıkıp sigara eşliğinde kahvelerimizi içmeye başlıyoruz.

Doruk'la setteki tartışmamızın üzerinden bir hafta geçti. İkimiz de hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ediyoruz. Konuşuyoruz, şakalaşıyoruz, kesinlikle küs değiliz. Ama Doruk, sanki setteki o kırılma anı hiç yaşanmamış gibi davranıyor ve ben içimdeki siniri yenemiyorum.

'Gerçek bir randevunun nasıl olduğunu görmek istiyor muymuşum!' diyorum hiddetle. 'İstiyorum desem, yeni bir flört yapıp ilk randevularında bana da yan masayı ayıracak herhalde.'

Tolga karşımda sinirlerimi iyice laçkalaştıran bir kahkaha atıyor. 'Bu kadar yakışıklı bir adamın, konu sana gelince bu kadar beceriksiz olması öldürüyor beni.' diyor. 'Onunla buluşma benimle buluş, dese, hatta hiçbir şey demeden seni tutup şöyle bir öpse hiç mesele kalmayacak oysa ki.'

Ellerimi yüzüme bastırıp 'Bütün ayarlarımla oynuyor.' diye mızlıyorum. 'Yine aynı tuzağa düşüyorum Tolga. Lisede de benden hoşlanıyor olabileceğini düşünmüştüm. Sonra beni gerçekten de bana aşıkmış gibi öptü ve ertesi gün unuttu. Şimdi de bir haftadır, sanki bana hiçbir şey dememiş gibi, arkadaşlığımıza devam ediyoruz.'

Tolga düşünceli düşünceli çenesini kaşıyor. Rolü için bıraktığı hafif kirli kızıl sakalına henüz alışamadığı için eli sürekli yüzünde geziyor. 'Bazen,' diyor düşünceli bir sesle, 'her şeyin ilacı bir doz kıskançlıktır, Cemre.'

'Erce'yle randevuya çıkmıyorum, bunu unut.' diyorum net bir sesle. 'Ondan hoşlanmazken bunu asla yapmam.'

'Sen yine yapma.' diyor Tolga, manidar bir gülümsemeyle. 'Ama bunu Doruk'un bilmesine gerek var mı?'

Peri Işıkları ve Ateş BöcekleriTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang