12. Bölüm: Beşinci Günün Şafağı

220 43 27
                                    

Merhaba 💖 yazmaktan çok keyif aldığım uzuunca bir bölüm getirdim size. Yorumlarınızı çok severek okuyorum. Hepinize sonsuz teşekkürler, iyi ki iyi ki varsınız🥹🌸



 Hepinize sonsuz teşekkürler, iyi ki iyi ki varsınız🥹🌸

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.

                               Doruk Kayalı

Cemre'yle tekrar karşılaştığımızdan bu yana çalan her telefona saniyesinde bakıyorum. Sayesinde; büyük ümitler ve büyük hüsranları saniyeler içerisinde yaşayıp duygularımı en baştan kalibre ediyorum. Çünkü beni aramıyor.

Onunla görüşmek istediğimi ona oldukça net bir şekilde belirttiğimi düşünüyorum. Bunun üzerine, sıkboğaz edip aramak doğru gelmiyor. Küçük bir yanım ise; ki bu muhtemelen hala açıklamaya ihtiyaç duyan yanım, bir sonraki adımı Cemre'den beklemek istiyor. Benim tanıdığım Cemre adım atmak konusunda cömerttir. Karşımdakinin hala daha benim tanıdığım Cemre olduğundan emin olmak istiyorum.

Onunla karşılaştığım günün ardından gelen öforik hal yaklaşık iki gün kadar sürüyor. İki gün boyunca sabahları 05.30'da alarmsız ve mutlu uyanıyorum. İşlerimi daha büyük bir keyifle yapıyorum. Ve iki gün sonunda; her sınır dışı duygu gibi bu aşırı keyif hali de, çekildiği anda yerini zıttına bırakıyor: melankoli. Sessizleşip içime kapanıyorum.

Bu biraz da bir bağımlılığı bırakmak gibi. Yıllardır Cemresizliğe bir şekilde alışmış olan zihnim, birden tekrar onunla karşılaşınca eski haline dönüyor. Dopamin reseptörlerim Cemre'yle dolup taşıyor. Her gün sabah onunla sınıfa yürümek istiyorum. Gönül rahatlığıyla aynı lisedeki gibi, ona sarılabilmek, saçlarını sevebilmek istiyorum. Ama yapamıyorum. Onu uzaktan uzağa sessizce izlediğim için şu an hayatında nerelerde olduğunu aşağı yukarı biliyorum. Ama çevresindeki insanlar hakkında hiçbir fikrim yok. Belki de bir erkek arkadaşı var. Ki bu ihtimal kalbimi sıkıştırıyor.

Beni yanlış anlamayın. Hala lisedeki aşık Doruk değilim. Şimdiki Cemre'yi, ona aşık olacak kadar tanımıyorum. Dolayısıyla onunla sevgili olmak gibi bir arzum da yok. Sadece; eğer mümkünse, onu tekrar hayatımda istiyorum. Hakkında her şeyi bilmek, onu en iyi tanıyan kişi olmak... Bunun neticesinde duygularımın neye dönüşeceğini ise şu an düşünmek istemiyorum.

Ama bir erkek arkadaşı varsa, Cemre'yle tekrar eskisi gibi olmanın umduğumdan zor olacağını düşünüyorum. Çünkü ben Cemre'nin sevgilisi olsam, onu birden bire ortaya çıkan bir yabancıyla paylaşmak konusunda hiç de hevesli olmazdım. Bu ve benzeri nedenler Cemre'yle aramıza görünmez bir sınır çekiyor; ve haliyle, göremediğim için, ne yaparsam o sınırı geçerim bilmiyorum.

Cemre'yle karşılaştığım gün farkettiğim üzere hala eskisi kadar temas seviyor. Bir kediye çok benzeyen bu özelliği her defasında kalbimi aynı yerinden vuruyor.

Benim ailem anlamış olabileceğiniz üzere pek sevgi dolu bir aile değildi. Şöförümüz Ahmet Abi, ki bugün bir ara yanına uğramam şart, bana içten bir sevgi gösteren ve sarılan ilk insandır. Haliyle sevdiğim insanlara dokunmanın ne kadar güzel olabileceğini bilmeden yetiştim. Hayatımda ikinci sarıldığım kişi ise Cemre. İlk öptüğüm kişi. Sarılmanın, öpmenin, beraber uyumanın nasıl bir şey olduğunu onunla öğrendim, ama bugün bunları anlatmayacağım.

Peri Işıkları ve Ateş BöcekleriOnde as histórias ganham vida. Descobre agora