25. Bölüm: Yıllar Sonra

221 42 33
                                    


Selamlarr 💖💖💖 Her şeyin ama her şeyin konuşulduğu dev uzunlukta bir bölümle geldim. Lütfen siz de oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Yorumlarınız benim için çok önemli.

Bölümün ithafı Cemre'yi rüyasında görmüş olan @bilirkisimurphy e gidiyor. İyi ki varsın ve yorumların için çook teşekkürler 💖💖💖

 İyi ki varsın ve yorumların için çook teşekkürler 💖💖💖

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



                               Cemre Kentmen

'Zanlı bizim aile dostumuzun oğlu.' diyorum. 'Çocukluğumdan bu yana kendisini tanırım. Genelde ailece görüşürdük. Ama daha sık görüşmeye 2011 senesinde başladık.'

Polis memuru Ceren Hanım'ın odasındayız. Geniş ahşap masasının önüne dizilmiş üç sandalyede oturuyoruz. Ben ve Tolga birbirimize dönük bir şekilde masanın hemen önündeyiz. Doruk ise ikimizin arasında, yüzü Ceren Hanım'a dönük bir şekilde oturuyor.

'Sevgili miydiniz?'

Doruk'un bu soruyla, yanımdaki sandalyede sinirle bacağını sallamaya başladığını göz ucuyla görüyorum. Derin bir nefes alıp 'Levent'in isteği bu yöndeydi.' diyorum. 'Ama, ondan o anlamda hoşlanmadığımı biliyordu. Sadece, yine de yanımda olmak istediğini söylüyordu. Herhangi bir münasebetimiz yoktu. Arkadaş gibiydik. Benden hoşlandığını biliyordum.'

Ceren Hanım bilgisayarına ufak ufak notlar alıyor. Yanındaki başka bir polis memuru ise hiç konuşmadan tüm ifademizi hızlıca kayda geçiyor.

'2011 senesinde sizi darp ettikten sonra zanlıyla tekrar iletişiminiz oldu mu?'

'Hayır.' diyorum net bir sesle. 'Yurtdışına çıktığını duydum. Ama kendisini hiç görmedim.'

'Ülkeye döndüğünü biliyor muydunuz?'

Başımı sallayarak onaylıyorum. 'Tolga, Levent'in kardeşi. Türkiye'ye döndüğünü babaannesinden duymuş. Duyar duymaz da bana söyledi.'

Ceren Hanım kaşlarını çatarak bilgisayar ekranında bir şeyleri okuyor. Sonra Tolga'ya dönüyor. 'Burada 2011 senesinde darp olayına tanıklık ettiğinize dair ifadeniz var. Abinizle iletişim halinde miydiniz?'

Tolga sesinde bir savunma tınısı ile 'Hayır.' diyor. '2011'den bu yana bir kere bile Levent'le konuşmadım ya da görüşmedim. Geldiğini babaannemden duydum. Kendisi Ankara'da ikamet eder. Sanırım ondan para istemeye gitmiş.'

Ceren Hanım hiçbir renk vermeden Tolga'ya tartan bir bakış atıyor. Sonra tekrar bana dönüp çok yumuşak bir ses tonuyla 'Bugün neler olduğunu anlatır mısınız?' diyor.

Kısa bir baş hareketiyle onayladıktan sonra Ceren Hanım'la göz temasını hiç kesmeden konuşmaya başlıyorum.

'Saat 8'de Doruk ile buluşacaktım. Buluşacağımız yer evime çok yakındı. 7.50 gibi evden çıkıp kapıyı kilitleyecektim ki, telefonumu unuttuğumu fark ettim. Sonra telefonumu almak üzere tekrar eve girdim. O esnada anahtarı kapının dış tarafında takılı bıraktım. Telefonumu alıp çıkarken Levent'le karşı karşıya geldim. Kapıyı kapatmaya çalıştım ama bana engel oldu. Boğazımı sıktı.' Bu noktada titreyen ellerimle saçlarımı itip boynumu açığa çıkarıyorum. Parmak izleri artık daha da belirgin olmalı ki Tolga'dan acı dolu bir inleme yükseliyor ve başını ellerinin arasına alıyor.

Peri Işıkları ve Ateş BöcekleriWhere stories live. Discover now