İkinci Bölüm: Gerçekten Üstün Bir Başarı

284 41 1
                                    

Evet döndüm. Umarım buralarda kalmaya devam edeceğim. Bu bölüm biraz Doruk'u tanıyalım istedim. Bu hikayedeki karakterlerim, hem Cemre hem de Doruk, kolay yollardan geçip günümüze gelmiş insanlar değiller, bu sebeple dram unsuru bir tık-ama sadece minik bir tık- yukarıda olacak. öptüm hepinizi.

2007

'Doruk oğlum hiç konuşmuyorsun, üzme beni böyle.'

Arka koltukta oturan kumral çocuğun saçları güneşte iyice açılmış, erimiş altın rengine dönmüştü. 'Üzülme Ahmet Abi.' diye otomatik bir cevap verdi Doruk. 'Ben üzülmüyorum.'

Ön koltukta tek eli direksiyonda olan Ahmet Abi dikiz aynasından 14 yaşındaki bu gencecik çocuğa bakıyordu. Bakışlarında baba sevgisine benzetilebilecek, baba sevgisi hiç görmemiş bir çocuk tarafından ardına kadar açık kollarla karşılanabilecek bir sevgi vardı.

'Ne zaman başın sıkışırsa buradayım hemen atlar gelirim biliyorsun.' dedi Ahmet.

'Biliyorum abi.' diye yanıtladı Doruk. Yüzünde hafif bir gülümseme belirmişti. 'Ne zaman başım sıkışsa ilk seni arayacağım, söz.'

Sessiz giden bir saatlik yolculuğun sonunda siyah araba Galatasaray Lisesi Erkek Yurdunun önünde durdu. Ahmet el frenine hızlıca asıldı, içini çekerek arabanın kapısını açtı ve arabadan indi. Doruk da aynı anda koca bir adam ciddiyetiyle kendi kapısını açmıştı. Yeşil mavi gözlerini güneşten kısarak yurt binasına baktı. Ahmet'in bagajdan çıkardığı siyah büyük bavulu alıp sarı kırmızı çizgili kravatını düzeltti ve tokalaşmak niyetiyle Ahmet'e elini uzattı.

Ahmet hafif alaycı bir şekilde güldü, ona uzatılan eli sıkıp yaşına göre çok uzun olan çocuğu hızlıca kendine çekti ve sıkı sıkı sarıldı. Doruk'un sarılmayı hiç öğrenmemiş kolları sarılmanın öğrenilmesi gereken bir şey olmadığının ispatı gibi sarıldı Ahmet'e. 'Teşekkür ederim abi.' dedi Doruk. Sesinde sevgi, saygı ve minnet vardı. 'Her şey için.' Ayrıldıklarında Ahmet şefkatle Doruk'un yanağına vurdu. 'Hadi bakalım oğlum başarıların daim olsun.'

Doruk gülümseyerek valizinin sapını yakaladı ve çekiştirerek yurt merdivenlerini çıkmaya başladı. Ahmet o içeri girene kadar onu izledi, içeri girmeden hemen önce çocuk tekrar arkasını dönerek ona el salladı ve güneşin artık aydınlatmadığı binanın içinde kayboldu.

2023

'Abi piyasalar şu an tam aksiyon alınacak gibi, söylüyorum bak sana. Birkaç tane halka arz hissesi alman lazım tam şu an.' diyorum üstüne basa basa. Ama kime diyorum tabii ki. Boşa. Ahmet abi demli çayı önüme iterek 'Ben anlamıyorum o işlerden oğlum.' diye yanıtlıyor. 'Sevmiyorum da. Yorma beni hadi.'

Ahmet abinin eşi Derya ablanın küçük terzi dükkanında oturuyoruz. Derya ablanın ayaklı dikiş makinesinin ritmik seslerini dinleyerek kısır bir muhabbetin içine hapsolmuş durumdayız. Ben onları üç kuruş birikimlerini yönetmeleri için teşvik etmeye çalışıyorum, onlar da beni seri bir şekilde susturuyor. 'Oğlum.' diyor Derya abla, 'boşver bırak bunları, yüzünü görelim iki sohbet edelim yeter bize. Bizim ne paramız var ki zaten değerlenecek?' Boşa kürek çekmek deyiminin ta kendisi olarak kafamı iki yana umutsuzca sallıyorum. 'Siz bilirsiniz abla.' diyorum. 'Ama söylemeden içim durmuyor yani, biliyorsun.'

Ahmet abi keyifle dizime vuruyor. 'Sen şu para muhabbetini geç de bana dövmecilikten bahset yahu!' diyor. 'Nasıl gidiyor işler güçler?'

Merhaba ben Doruk. Doruk Kayalı. Galatasaray Lisesi'ni ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünü üstün başarıyla bitirdim. Şu an dövmecilik mesleğini icra ediyorum. Ve bir sürü şirketin peşinde koştuğu yatırım tavsiyelerimle eski şöförümüz Ahmet Abi'nin başını şişiriyorum.

Hayat işe, neye niyet neye kısmet diyebilirim.

Peri Işıkları ve Ateş BöcekleriWhere stories live. Discover now