61▪︎ Yemin

224 16 5
                                    

Finale Son 6...

[Kamer Sultan Sarayı]
[Doğuma günler kala]

Zehirlenmenin ardından günler geçmişti haftalar lakin ne Kamer Sultan iyileşebilmişti nede kimin yaptığı belli olmuştu. Öyle ki Güzel Sultan iki aydır yatak döşek yatıyor tek kelam etmiyordu. Hekimler çare bulamamışken Mahenver Sultanı doğum telaşı almıştı. Dört bir yandan kumaşlar getirtuyor doğacak bebeğe kaftanlar biçiliyordu. Kamer Sultan içinde elbiseler kesilmişti lakin ölçüler alınmadığından işleri uzuyordu.

"Sultanım, konuşun artık günler haftalar oldu dilinizden bir kelam işitemedik." Piyale İshak Paşa yatağın ucuna oturmuş Kamer Sultan ile konuşmaya çalışıyordu. "Yalvarırım Sultanım." Kamer zoraki gülümsemiş elini paşanın elinin üstüne koymuştu. "Esmehan." Diye mırıldandı. İshak Paşa kaşlarını çatmış anlam çıkarmaya çalışırken Kamer Sultan yine sessizliğe bürünmüştü.

"Emri Esmehan verdi." Yutkundu ve devam etti. "Zehir emrini Esmehan verdi."

...
[Manisa Sancak Sarayı]
[Önceki bölümüm devamı]

Gülriz Haseki ve Zühre Sultan koştur koştur hamamdan çıkmıştı. Hatunlar üzerlerine alelacele kaftan giydirmiş ayaklarına papuç vermişti. Zühre hemen kendi dairesine koşmuş etrafı kalabalıklaşan şehzade yatağının önüne koşmuştu. Hekim kadın Şehzade Tuğrul'u kucağına almış kusturmaya çalışırken Şehzade hareket dahi etmiyordu. "Bebeğim! Şehzademi kurtarın!" İki hatun Zührenin koluna girmiş sakinleştirmeye çalışırken İkbal Sultan feryat figan bağrıyordu, dairenin kapısına hatunlar üşüşmüş sadece izlerken minik Şehzade canını vermişti; Esmehan Hatunun emri ile..

"Başımız sağ olsun Şehzadem." Hekim kadın Şehzade Tuğrul'u beşiğe bırakmış üstüne beyaz ufacık bir kumaş örtmüştü. "Hayır," iki hatun Zühreyi tutmamıştı. Kadıncağız beşiğe kapanmış haykırıyordu. "Ölmez, ölmez annesini bırakmaz!"

"TUĞRUL!"

...

Bir cenaze geçiyordu haremin ortasından minik tabut iki ağanın omzunda dualar ile taşlığa girmişti. Feryatlar içinde yerde duran Zühre ölümü kabullenmek istemiyordu. Oğlunu istiyordu sadece evladını bir kez olsun sarıp sarmalamak istiyordu lakin artık ne fayda? Ne Şehzadesi vardı, ne Sultanlığını, bir hiçti.

"Oğlumu verin bana, üşür o bensiz korkar!"

İki ay önce Zühreyi kıskanıp özenen hatunlar şimdi acır gibi bakıyordu. En başta da Hoşyar Hatun vardı. Zaten Zühreyi sevmezdi şimdi yolu açılmıştı. Şehzade Kasım'ın gönlündeyken gebe kalmalıydı zira her an yeni bir gözdesi olabilirdi.

...
[Topkapı Sarayı]

Acı haber Payitahta da gelmişti, Mahenver Sultan haremde yas ilan etmiş üç gün kuran okutmuştu. Herkesi bir korku peydahlamıştı. Son vakitlerde hastalıklar zehirler ve ölümler art arda gelince İspanyol Haseki korkmuştu. Kendi ehemmiyetine önem vermiş evlatlarını kendi yani dışında yemek yemesini yasaklamıştı. Bir acı yaşamak istemiyordu. Tek varlığı evlatlarıydı biri ile sınanmıştı zaten o bile ağırken ölümlerini düşünemiyordu.

"Mahenver Sultanım, Büşra Sultan geldi."

"Gelsin." Büşra Sultan içeri girmiş sedire oturmuştu. O da yas içinde siyahlara bürünmüştü. "Hünkar yeğenimi gördün mü?"

"Hayır Sultanım günlerdir odasına kapandı, kimse ile konuşmuyor."

"Acısı büyük, torun kaybetmek zor olmalı. Üstelik artarda sencede bu işte bir iş yok mu?"

"Ne dersin Büşra Sultan?"

"Önce Payitaht sonra Manisa sırada Kefe var derim Şehzade Musa ve İbrahim."

Sarayın YansımasıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora