9▪︎ İlk Yenilgi

741 42 10
                                    

Nikah günü gelip çatmıştı. Her türlü hazırlık yapılmış harcamadan kaçırılmamıştı. Birbirinden güzel olan iki Sultan Haremde Valide Sultanın iki yanına oturmuştu. Asiye Sultan için Payitahtta Topkapıya yakın en görkemli saraylardan biri restore edilmişti. Saliha Sultansa nikahın ardından Murat paşa ile Bursaya gidecekti. Ne kadar istemesede mecburdu. Hünkar iki paşayıda belli makamlara getirmişti. Murat paşa Bursa Beylerbeyi olmuş Selim Paşa Divan Beyi olmuştu.

Kamer büyümüştü. Bu gece kırk bir günlük olmuştu yani Hünkar ile halvet edebilecektim. Düğünden dolayı has odada eğlence olabileceği söylenmişti. Bunu kanıtlar nitelikte olan dört hatun tüm gün hazırlanmıştı. Bende durmamış önce hamamda yıkanmış ardından kaftanımı giymiştim. Tüm gün taşlıkta öylece oturmuştum. Raks ve müzik devam ederken destur ile içeri giren Hünkarla ayaklandık. Beyazlara bürünen iki ablasına tek tek sarıldı. Saliha Sultana duvaklı bir taç takmıştı. Asiye Sultanada benzer bir taç hediye etmişti. İki sultanda öyle güzeldiler ki tıpkı Kırımlı Gülnuş Sultana benziyordular altın sarısı saçları mavi gözleri vardı. Namları tüm Payitahta duyurmuştular.

"Saliham, güzeller güzeli ablam. Topkapının kapıları sana daima açık. Gönül isterdi burada kal lakin sartlar bunu gerektirdi."

"Hünkarım merak buyurmayın sizleri her zaman saygıyla hatırlayacağım. Kendinize iyi bakın." İç çekti güzel Sultan. Başını Arslanın göğsüne yasladı. Saçlarını okşadı ablasının. Gözlerindeki yaşları sildi.

"Asiyem gül yüzlü kardeşim."

"Hünkarım." Topkapıdan ayrılsada pek hüzünlü değildi Asiye Sultanın sarayı zaten uzakta da değildi. Sarılma fasthının ardından iki ayrı arabayla Sultanlar saraydan ayrıldı. Valide Sultan dairesine kapanmıştı. Saliha Sultana üzülüyor burada kalmasını istiyordu ama ne fayda, arabalar çoktan istanbuldan çıkmıştı.

...

Saray gözdeler dairesinden gelen çığlıklarla inliyordu. Hatunlar ayaklanmış sabahın erken vaktinde olan bu çığlıkların sebebini anlamaya çalışıyordu. Tüm Sultanlar ayaklanmıştı. Gevher Sultan dairesinde dört dönüyor rakibinin kız doğurmasını temenni ediyordu zira doğan erkek çocuk Kasımın en büyük rakibi olacaktı. Zaten seferde olan Hünkar Arslan'ın Sarayda kalan gözdeleriyle uğraşıyordu birde şehzade doğmamalıydı.

Kucağında tek dayanağı kızı Kamer Sultanla volta atıyordu Haseki. Tekrar gebe kalamadan Hünkar sefere gitmişti. Uzun vakitlerdirde ne mektup ne de bir haber alamıyordu. Himayesine verilen Fülane -Mary- iç daireyi topluyor aynı anda gelecek haberi bekliyordu.

Haremdeki çığlık sesi kesilmişti yerini ağlama sesine bırakmış merakla mırıldanan hatunlar ayaklanmıştı. Valide Sultan dairesinden çıkmış gebe cariye dairesine girmişti. Kucağında bebeğiyle yatan Haticeyi görmüştü.

Koşarak içeri girdi Sevgi Hatun. Dolanmayı bırakmış merakla yanına gitmiştim. "Ne oldu doğurdumu şeytan!?"

"Doğurdu, doğurdu. Hekimin dediğine göre Şehzade doğurmuş."

"Kahretsin, Kahretsin! Çıkın, çıkın dışarı defolun!" Yere çökmüştüm. Kamere sarılmış hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Çekinerek yanıma geldi Ceylan. "Sultanım kendinizi bıkarmayın. Tekrar gebe kalır şehzade doğurursunuz evelallah."

"Ne önemi var, sonuçta ya Kasım yada yılanın sehzadesi başa geçecek, şehzade doğursam ne fayda öldürürler caniler!"

"Etmeyin eylemeyin, ne malum bilmezmisiniz maziyi. Ne şehzadeler vardi tahta geçeceği kesin olan hangisi geçebildi? Allah yanımızda olur yeterki Hünkarımız sizi istesin yarın unutulacak hatunlar için etmeyin kendinize."

Sarayın YansımasıWhere stories live. Discover now