26▪︎ Çilli Hatun

487 25 3
                                    

Güneşin ışıkları yüzüme vururken gözlerimi zorlukla kırpıştırdım. Üzerime örtülen ince örtüyü çekerek yataktan kalktım. Dairem bomboştu. Ne hatunlar nede kızlarım yoktu. Korkarak kapılarımı açtığımda kapıdaki hatunlar sessizce edilmişti. "Sultanlarım nerede?"

"Akşamdan beri Valide Sultanımızın dairesindeler."

"Gazanfer ağayı çağırın bana." Kapıların çekip kapayınca dairemde turlarken destur ile Gazanfer ağa içeri girmişti. "Sultanım beni istemişsiniz."

"Şehzademden haber var mı?" Merakla ona bakarken Gazanfer ağa olumsuzca başını salladı.

"Malesef Sultanım, hünkarımız dün akşamdan beri saray-ı humayuna teşrif etmediler."

"Ceylan hatun peki, o iyi mi?"

"İyiler Sultanım birazdan gelir gelmesine de dün sizi Behran ağa kuytu bir koridorda baygın bulmuş. Sessiz sedasız dairenize getirmiş hakimlere siz buradayken haber edildi."

"Behran mı? O mu buldu beni?" Şaşkınlık ve şüpheyle karşımdaki ağaya baktım.

"Evet Sultanım, hatta sizi bulmadan önce Ceylan hatunun bahsettiği hatunu bulmuş onu kimseye ses etmeden size getirirken görmüş sizi."

"Boş ver o hatunu, Gazanfer ağa beni çok dikkatli dinle. Şehzadeleri kaçırtan bir casus değil Haseki! Sarayda üç haseki sultan var. Gevher, Hatice ve ben. Ben olmadığıma göre ya Gevher yada Hatice."

"S-siz bunu nereden-"

"O koridordan geçerken duydum. Bi hatun ile ağa konuşuyordu. Dediklerine göre bir Haseki Sultan emir vermiş. Öyleki sırtını sağlam birine yaslamış." En kısık şekilde konuşurken teorilerimi paylaştığım ağa da fikirlerini paylaşıyordu.

"Haddime değil lakin bu sarayda arkası sağlam tek Sultan var oda Gevher Sultan."

"Bende ondan şüphe ederim zira nikahtan sonra bana epey bilendi." Gevherden başka kim olabilirdi ki? Hatice zaten güçsüz ve gözden düşmüştü. Tek umudu şehzadesini tehlikeye atmazdı.

"Peki ne yapacaksınız? Hünkarımız geldiğinde iletecek misiniz?"

"Hayır, aksine bir kanıt bulacağım her kim yaptırdıysa ona bu cennet sarayı cehennem yapacağım." Ne kanıtı  bulacaktır bilmiyordum lakin Mustafamı kaçırmanın bedeli ağır olacaktı.

"Bundan ne şüphe Sultanım. Peki sonraki adımınız ne olacak? Ne emredersiniz?"

"Bana Aygül hatunu çağır sultanlarımıda alıp gelsin." Gazanfer eğilip daireden çıkınca sefirime oturdum. Tepsiden testiyi alıp bardağıma suyu doldurdum. Şehzadem kim bilir ne haldeydi. El kadar bebeği hangi cani annesinden alırdı?

"Sultanım." Aygül hatun eğilip yanıma geldi. "Dün Hatice Sultandan bir şeyler öğrenebildin mi?"

"Yeni bir şeyler duydum da işe yarar mı bilmem." Tereddüt ile başını kaldırdı.

"Söyle o vakit." Suyu kenara bırakıp tün dikkatimi Aygül Hatuna çevirdim.

"Hüma hatunla Valide Sultanın dairesindan çıktıktan sonra Hatun belinden bir mektup çıkardı. Dediğine göre Esmehan hatundan gelmiş."

"Ne yazıyormuş peki?"

"Söylemediler Hatice Sultanın dairesine girdiler. Belliki duyulmasını istemediği şeyler olmuş."

"Belliki Hatice yine bir işler çeviriyor. Aygül hatun şimdi sana vereceğim emir çok önemli Hatice dairesinden çıktığı gibi içeri gir, odasında kayda değer ne varsa al. En mühimi mühürlü mektuplar."

Sarayın YansımasıWhere stories live. Discover now