Sarayın Yansıması

7▪︎ Avaz

Ertesi sabah erken vakitte uyanmış Arslan geleceğinden dolayı sofra kurdurtmuş güzelce hazırlanmıştım. Dünden sonra Ceylan hatunla konuşmuş en sonunda bugün benim Gevher Sultandan af dilemem gerektiği kararına varmıştım. Malum haremde bir dedikodunun yayılması bir günü bulmuyordu. Gevher Sultanın tek kelamı benim dediklerimi yayması için yeterliydi.

"Mahenver Hatun müsait misin?"

"Evet Gazanfer ne oldu?"

"Hünkarımız geldiler bekliyorlar."

"Gelsin, gelsin." Heyecanla ayaklandım. Arslan heybetiyle içeri girdiğinde eğildim. Zaten küçük olan dairede iki üç adımla yanıma gelmişti. "Mahenverım nasılsın?"

"Sağlığınıza duacıyım Hünkarım."

"Ağalar iletti kahvaltıya çağırmışsın. Gelmek seninle sohbet etmek istedim. Malum sadece sabahları yanına gelebiliyorum." Elini karnıma koyarak doğacak şehzademi sevdi.

"Beni düşünmeniz yeter hünkarım yanınıza olamazsam da aklınızda kalbinizde olmam kafi." Eliyle yerdeki siniyi gösterdi. "Haydi geçelim."

İkili minderlere oturmuş sohbet ediyorlardı. Mahenver konuşmanın arasında Müslüman olmak istediğini söylemiş Hünkar epey mutlu olmuştu. Kelime-i şehadet getirmiş Müslüman olmuştu. Hünkar ona kaideleri anlatmış onun yeniden doğuşuna şahit olmuştu.

...

Valide Sultan kızlarını kahvaltıya çağırmış gelini ve torunlarını da unutmamıştı. Kucağındaki Kasım ile ilgilenirken Hanzade Sultan ile Büşra Sultan alakadar oluyordu. Kahveler içilirken Afife Kalfa daireye girmiş Sultanların önünde eğilmişti. "Valide Sultanım."

"Gel Afife kalfa, söyle."

"Ağalar getirin." İçeri üç küçük kutu ile giren Ağalar Kalfanın yanında durdu. "Validem, Hünkarımız Naibe-i Saltanat Büyük Valide Devlet Sultanın Tacını ve Valide Sultan Beyhan Sultanın Yüzüğünü size tahsis ettiler." Şok ile ayaklanmıştı Valide Gülnuş Sultan sevinçle ellerini önünde topladı. "Getirin."

Ağalar değerli mücevherleri Valide Sultana vermişlerdi.

▪︎Flashback▪︎

Yıllar evveldi Rukiye Sultanın eşi Selim Han vefat etmiş henüz 15 yaşında olan oğlu Süleyman tahta geçmişti. Tabi küçük olduğundan annesi Devlet Sultanı Naibe seçmiş diğer kardeşi olan Mustafayı boğdurmuştu zira doğumları arasında sadece iki ay vardı ve tahtı için büyük tehlike arz ediyordu. Şehzade Mustafanın annesi Zeliha Sultan Eski Saraya sürülmüştü. Haremdeki tek kuvvet olan Devlet Sultan her geçen gün güçleniyordu lakin oğlu padişahın eşi aynı zamanda yeğeni olan Beyhan Sultanın şehzadesinide yetiştirmeye çalışıyordu. Osmanlı'nın en güçlü Valide Sultanı olsada Torunu Kasımın saltanatı sırasında Çiçek hastalığından ölmüş yerine Valide-i sağır Beyhan Sultan Valide Sultanlık makamında yaşamını sürmüştü. Zaman içerisinde Saltanat sırasındaki padişah kırım asıllı bir prenses yada asilzade ile nikahlanmıştı.

Beyhan Sultan ve oğlunun ölümünün ardından Hasekiler arasında en sevilen olan Nurcihan Sultanın şehzadesi Fatihi tahta geçmiş Fatih Hanın saltanatı sırasında diğer Valide Sultanlara göre epey önce ölünce Gülnuş Sultan Haremdeki nüfuzu artmıştı. Hasekiyken haremi yönetmiş rakiplerinin önünü kapatmıştı.

▪︎Flashback Son▪︎

Gururlanmıştı Valide sultan, böyle değerli mücevherlerin ona verilmesinden memnun olmuştu. Hemen nedimesini çağırmış tacı başına yerleştirmişti. Kırmızı yakut ve elmaslardan oluşan kat kat tacı başına taktı. Yüzüğü parmağına geçirdi. Tekrar Sedirine döndüğünde kızlarının gülen yüzlerine baktı. Yıllar evvel bu saraya geldiğinde iki kız doğurmuştu. Valide Sultan ile araları açılmışsa da oğlunun doğumuyla tekrar Valide Sultanım gözüne girebilmişti taki Valide Nurcihan Sultanın gözde Cariyesi Esmehan hatun şehzade doğurana kadar. Esmehan Sultan hayli dişli bir rakipti ilk şehzadesi Ahmetin ardından ikinci şehzadesini de doğurmuş Gülnuş Sultan'ın üst mertebesine ulaşmıştı. Kader ne hikmetse yüzüne gülmemiş rakibinin tahta geçmesiyle eski saraya sürülmüş küçük oğlu hekimlerin dediğine göre bulaşıcı bir hastalıktan ölmüştü lakin herkes biliyordu Gülnuş Sultanın gaddarlığını Şehzade Cihangirin koynuna kendi himayesindeki hatunlardan birini sokmuş her gece onu yavaş yavaş öldürülmesinin fermanını yazmıştı. Hatun beceriksizliğinden ifşa olmuş lakin tek kelime etmeden kendi canına kıymıştı. Büyük şehzadesi Ahmet, Hünkar Fatih Hanın son seferinde şehit edilmişti.