37▪︎ Devrin Sonu

427 35 11
                                    

Günler geçsede Valide Sultanın durumu değişmiyordu. Asiye Sultan ve Saliha Sultan bir an olsun annelerinin yanıbaşından ayrılmıyorlardı. Gülnuş Sultan gözlerini açmışsada tek kelime edemiyor, elini bile kıpırdatamıyordu. Daireye girdiğimde usulca selam verdim. "Sultanlarım." Saliha Sultan tiksinir ifade ile beni süzerken yanlarına gitmiştim. "Sultanım beni Valide Sultanımızla yalnız bırakabilir misiniz?"

"Olmaz-"

"Neden Mahenver?" Ablasının sözünü kesip yataktan kalkmıştı. "Biliyorum validemiz ile aramız iyi değildi lakin ona diyeceğim iki kelamım ve teşekkür borcum var. Nihayetinde o seçti beni o sundu hünkarıma." Saliha Sultan istemeye istemeye çıkmıştı. Kapılar kapanmış koca dairede yalnız kalmıştık. "Oturabilir miyim?"

Gözlerini yummuş ardından açmıştı. Onayladığını var sayarak yatağın kenarına oturdum. Parmağında Valide Beyhan Sultanın yüzüğü vardı. Elini tuttum. "Validem, iyi kötü on yılı aşkındır bu saraydayım. Siz seçtiniz beni o günü dün gibi hatırlarım. Seçtiğinize de bin pişman oldunuz. Beni devirebilmek onca hatun sundunuz lakin hiçbiri muaffak olamadı, olamayacaklarda." Derince nefes aldım. Hekimler Valide Sultana kötü haberler vermememizi olası halde kalbinin dayanmayacağını söylemişti. "Hatırlar mısınız geçen günlerde Asiye Sultan sarayına gitmiştik. Orada bir hatun vardı, Güzide, pek beğenmiştiniz." Onaylar şekilde gözlerini kapatıp açmıştı. "Selim Paşa, kızınız Asiye Sultanı o hatun ile aldatıyor." Elimi sıkmış gözlerini fal taşı gibi açmıştı. "Hemde aylardır o hatun paşanın koynunda. Birde siz bilmezsiniz zira Arslan sancağa gittiğinde burada kalmışsınız. Asiye Sultan ve Cahit Paşa birbirlerine meftun idiler. Hala daha öyleler."

"Iıııhhhh." Boğazından zorlukla çıkardığı seslerle sesini duyurmaya çalışıyordu ama nafile. "Kim bilir belki Asiye Sultan ve Cahit Paşa ilişkilerinde ileri bile gitmiştir."

"Iıııhhh."

"Öyle işte, ölmeden önce bilin istedim validem." Yataktan kalkıp Valide Sultanın yüzüne eğildim. "Güzide hatunu güzel seçmişim öyle değil mi? Siz nesini beğendiniz onun, sesini bedenini yüzünü belki görmediniz ama tahmin edersiniz çok güzel raks ediyor. Selim Paşanın aklını almış olmalı üstelik tek seferde değil duyumlarıma göre Asiye Sultan burada kaldığı her gece paşa ona ihanet edermiş." Valide Sultanın elini bıraktım. "Şimdi nasıl söyleyeceksiniz kızınıza zira siz biliyorsunuz ama kızınız hala ihanetsiz geçen bir evliliği olduğu düşünüyor. Vicdanınız sızlamaz mı?" Gülnuş Sultanın sol gözünden bir damla yaş akmıştı. Konuşmaya çalışsada duymazdan geldim. Eğilirken son kelamlarımı etmiştim. "Beni hafife aldınız validem, ateş olup üzerinize yağmadan bana huzur yok." Kapıyı yöneldim iki kere vurduktan sonra hatunlar içeri doğru iterek kapıyı açtılar. Sultanlar orada bekliyordu. Saliha Sultan hemen koşarak içeri girmiş annesinin yattığı yatağın başına çökmüştü. "Umarım validemi üzmemişsindir aksi halde-" kolumu tutup sertçe çekmişti.

"Aksi halde ne? Sizde ablanız Saliha Sultan gibi dairemimi basarsınız?" Dizlerimi kırıp yanından geçip gitmiştim.

...

"Sultanım, hatun geldi."

"Al içeri." Ayşe Hatun elleri şişmiş karnında sallana sallana gelmişti. Zorlukla selam verip konuşmamı bekledi. "Yıldız Ceylan, çocukları Kamerin dairesine getirin."

"Ayşe hatun epeydir ortalıkta yoktun. Sesin soluğun çıkmıyor." Elimle yerdeki minderi gösterip oturmasını bekledim.

"Malum doğumum yaklaştı, üzerinize alınmayın, kimseden korktuğumdan değildir sessiz kalışım."

"Ayşe hatun neye yada kime güveniyorsun zerre umrumda değil zira onlar bugün var yarın yoklar. Bu sarayda bugün en tepede isen yarın sarayda olacağının bile garantisi yok."

Sarayın YansımasıWhere stories live. Discover now