29▪︎ Hırvat Güzeli

492 31 11
                                    

Mermer küvetin içinde başlayan birliktelik gecenin ilerleyen saatlerinde paşa ve Asiye Sultanın dairesinde de devam etmişti. Selim biran düşünmeden hatunu yatağa yatırmıştı, Yıllardır Asiyesiyle birlikte olduğu, asla baba olamayacağını öğrendiği yatağa.

Güzide hatun paşanın ince zaaflarını pek iyi kullanmıştı. Gece boyu tamda sultanın istediği gibi ilerlemiş paşa hiç ayılmadan devam da etmişti. Lakin acemi hatun ağanın dediği gibi erkenden daireden ayrılmak yerine paşayla birlikte uyanmıştı. Selim Paşa zorlukla gözlerini açmıştı. "Ha-hatun?" Korkarak hatunu süzmüştü. Bedenine doladığı saten örtü. Yüzüne yapışmış sarı saçları yataktaki dağınıklık paşayı sarsmıştı. "Ne oldu burada hatun!"

"Pa-paşam." Öğrendiği ağlamaya başlamış elleriyle yüzünü kapatmıştı.

"Olmadı de, hiçbir sey yaşanmadı de!"

"Paşam yemin ederim benim bir suçum, günahım yok."

"Ne oldu gece her şeyi tek tek anlat!"

"Sa-sarhoş gelmişiniz hamamı hazır etmemizi istediniz. Bende yanınızdayım. Fazla içmiştiniz sizi keselerken..." nefes alamazcasına iç çekti. Ezberlediği gibi konuşmaya devam etti. "Birden beni kuvete çektiniz. Çok, çok kuvvetliydiniz karşı koyamazdım."

"Burada bu gece olanları kimse ama kimse bilmeyecek!"

"Emredersiniz paşam."

"Şimdi çık git ne işin varsa yap." Hatun öte beri başını sallamıştı. Paşa da yataktan kalkmıştı. Güzide saten kumaşla kalkıp aynanın karşısına geçti. Yerde duran kaftanı eline aldı. Aynadan paşanın onu izlediğini görünce son kozunu oynamak istedi. Bedenini örten tek kumaş parçasını yere bıraktı. Akşam ki gibi çırılçıplakken sanki yanlışlıkla yapmış gibi şaşkınlık ifadesi oluştu yüzünde. Paşanın kızmasını istemediğinden alelacele giyindi. Tam kapıdan çıkacakken paşanın sesini duydu. "Hatun!" Güzide arkasını döndüğünde Selim tam arkasındaydı. Paşa elini hatunun beline koyup dudaklarını birleştirdi. Güzide şaşırsada paşaya ayak uydurmuştu. "Adın ne hatun?"

"Güzide, paşam." Çekinerek yüzünü eğdi. "Âlâ Güzide Hatun."

...

Tüm geceyi has odada merak içerisinde geçirmiştim. Hatunun verdiğim görevi yapacağına inancım tamdı lakin Selim paşa planı bozabilirdi.

"Öyle dalmis hülyalı hülyalı ne düşünürsün?"

"Harem meseleleriyle vaktini alıkoymak istemem."

"Ne meselesiymiş bu, Asiye ve Validem ile mi alakalı?"

"Yok hayır Arslan son zamanlarda beni hiç çağırmaz oldun. Haremde gözdelerin de artınca..." Elimdeki boş bardağı siniye bırakıp parmağıma takılı nikah hediyesi zümrüt yüzük ile oyalandim bir süre. Arslan Derince nefes almış ardından kollarını açıp yanına gelmemi istemişti. Başımı göğsüne tam kalbini üzerine koymuştum eliyle saçımı okşarken konuşmaya başladı. "Cihan'ım tahta geçeli sekiz yılı aşkın vakit oldu lakin hala üç şehzadem var. Devletin bekası ve devamlılığı için heni şehzadelerim olmalı."

"Niye şehzade için başka hatunlara ihtiyacın olsun ki? Şehzadeleri ben niye doyurmuyorum?"

"Mesele başka hatunlar değil benim gözüm senden başkasını görmez bırak odama girenler değişsin kalbimde sen varken yanımda kimin olmasi önemli mi?"

"Evet önemli hemde çok."

"Ben gaddar değilim ve eğer tahta şehzadem Kasım çıkar ise validesi Gevher bütün Şehzadeler için fetva çıkartacak. Ölmesi olası şehzadelerin senin evladın olması, tekrar tekrar evlat acısı yaşamanı istemem."

Sarayın YansımasıWhere stories live. Discover now