"Bu babamindi" dedi ve gomleginin icine koydu kolyesini ve acik uc düğmesini kapatti. Bir ara gözlerinden kuvvetli bir özlem geçip gitti.

"Lutfennn çöz beni artık kollarim koptu" dedim yalvaran bi sesle annemde yada anneannem de hep işe yarıyordu ses tonun ama alex kılını bile kipirdatmayinca pek faydalı olmadığını anladin.

"Yarın kurtuluyorsun benden" dedi ve yerinden dogrup tam karşımda dikildi. Korkutugunu belli etme dedim kndi kndime.

"Evet kurtuluyorum cok şükür"

"Bayram edersin artık"

"Zil takıp göbek atacağım"

"Sevgilin de cok ozlemistir seni"

"Evet bnim onu ozlediğim gibi" dedim. Cem'i kastediyordu biliyordum tepkisini merak ediyordum bizi sevgili sanmasina anlam veremesemde. Bi dakika ya ne gerek vardi böyle oyunlara neden merak ediyordum ki sebep neydi.

"Iyi işte yarın kavuşuyorsunuz" dedi ve yataga bağlı kelepçeli elimi hızla kndine cekince acıyla inledim. Ona baktigimda gozlerini kapatmisti. Üzerime doğru egildiği icin suanda göğsü burnumun dibindeydi.

"Tehlikeli sesler çıkarmaya devam edersen seni değil baban tum rusya gelse elimden alamaz fındık onun için o güzel ağzını kapalı tut" dedi ve bileklerimi çözüp hızla odadan çıktı. Ben soylediklerinin altındaki anlami anlamaya çalışıyordum ama pekte birsey anlamamıştim. Bileklerimdeki ağrılar yuzunden kndimi duşa attım sıcak su iyi gelebilirdi morluklara.

Dustan sonra üzerimdeki havluyla odaya girdim ve kenarda duran bavulumu alıp rahat temiz ve beni sıcak tutacak birseyler giydim. Acıktim diyen midem bas bas bağırıyordu. Onunla karşı karşıya gelmemek için midemin sesini duymazdan geldim ve tekrar bavuluma yöneldim icini karıştırdım ve Kitaplığımdaki bir kaç kitabın orda olduğunu farkettim Dostoyevski karavozon kardeşler ki Dimitri en sevdiğim karekterdi. Suç ve Ceza da vardi hatta küçücük bir kızken okuduğum pamuk prenses masalı bile ordaydi. Gülümseyerek uzandim yatağa ve masalı belki binince kez okumaya başladım...

ALEXIS...

Neden paniklemistim neden ilkkez birinin ölüme yaklaşması içimi bir anlık bile olsa cız ettirmişti ki. Ölüm korkuyu sevmezdi ne kadar korkarsan o kadar çabuk ölürsun demişti uso.

Ah baba neden başını belaya sokmayı bu kadar seviyorsun ki.

Benim babam rusyanin en acımasız en kanlı en sadist ve piskopat katili de olsa bir gun ona benzeyecegimden korksamda ona baba dediğim zaman gozlerini görmüştüm ve o an anlamıştim biyolojik hic bir bağımsız olmasada o benim babamdi bnde onun oğlu.

O gece ezra uyudugunda yarim vokta şişesini bitirdigimde sizip kalmışım uyandığımda sabahin altısiydi ve telefonum deli gibi çalıyordu. Yarım şişe votkayla sızdıgima inanamıyordum. Zar zor telefonu buldum tabiki bu saatte arayan ivanov dan başkası degildi.

"Ne var be sabah sabah"

"Alexsi nerdesin"

"Sen beni kontrol etme işini baya abarttin ivo kndini babam falan mı sanıyorsun"

"Uso hapiste şişlenmis " dediginde ulan pezevenk bu haber böyle pat diye verilir mi lan dedim içimden ve durumun aciliyetinin farkına varınca gozlerim döndü.

"Alex...alex...alex" diye bağırıyordu ivonov duysamda cevap veremedim. Gozlerimin önünde canlanan anı beni alip savurdu geçmişe...

"Ben,ben katil oldum" dedim hickirarak. Yerde osmanin cansız bedeninin önünde diz çökmüş ağlıyordum. Uso öyle bir adam dı ki şefkat denen bir duygu yoktu onda. Tanıyordum artık onu. Tek şefkat gösterdiği bndim nedeniyse galiba yalnız oluşu güvendiği hic kimsenin olmamasıydi bana güvenmek istiyoruldu ki o adami öldürene kadar beni asla işlerine sokmamisti ama intikam istediğimi biliyordu belkide bu yüzden belkide büyümem için belkide zamanı gelince yanindaki yerini alip almayacagimi öğrenmek için osmani karşıma çıkarmisti. Yanina gelip bnimle beraber diz çöktü ve adamlarına çıkın dedi. Yalnız kalınca bir elini omuzuma atıp güçlüce sıktı daha on yedi yaşındaydım.

KATİLİM vol:1 and vol:2Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon