34 | tamamlanma

En başından başla
                                    

"Özür dilerim." dedim ağlarken. Bu öpücük, bu ihtiyaç ve ben... Onun değildi, onun değildim. Hiçbiri onunla ilgili değildi ve ona kötü hissettirmiş olmaktan korkuyordum.

"Sorun değil, Chae." dedi gülümseyerek. Saçlarımı küçük bir kız çocuğuymuşum gibi geriye doğru taradı. Yeniden yüzüme koydu elini ve gözyaşlarımı sildi.

"Vaktimiz olmadığını biliyordum." dedi. "Canımı yakabilecek birinden hoşlandığımı da."

Bu ağır bir cümleydi ama bunu kusursuz bir şekilde öyle içten ve gerçekten sorun değilmiş gibi söylemişti ki, iyi hissettirmesini amaçladığı hâlde daha da berbat hissettiriyordu.

Tıpkı Jisoo'nun özürleri gibi.

"Aşık olduğun biri var, değil mi?" diye sordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım. Yüzüne kırık bir gülümseme yerleşti.

"O kadın... O gün, kafedeki. Değil mi?" diye sordu. Bir cevap vermedim ama anlamıştı.

"Ona bakışlarını fark ettim Chae." dedi. "Onu çok güzel seviyorsun."

İçimden Suzy'e sarılmak geliyordu ama tıpkı Alice'e ya da Jennie'ye sarılır gibi. Anlaşıldığım için, kabul gördüğüm için rahatlamış hissettiğim ve kucaklanma gibi bir sarılma.

Yaptım. Onu kendime çekerek sarıldım. Bana aynı şekilde karşılık verdi. Aramızda onun istediği gibi bir durum olmayacaktı belki ama kendisi çıkıp gidene kadar benim için iyi bir arkadaş olarak kalacaktı hayatımda.

"Teşekkür ederim." diye fısıldadım kulağına. Yeniden okşadı saçlarımı.

"Etme." dedi. "Sadece, mutlu ol."

GÜNÜMÜZ - Jisoo'dan

Lisa elimden tutarak beni çekiştirirken derin bir nefes aldım. "Lisa, ben gelmesem?" diye sordum ona.

Şu an hiç kimseyle yüz yüze gelmek istemiyordum. Tamamen yalnız kalmak ve mümkünse yok olmak istiyordum. Kalkıp işe gitmek bile gelmiyordu içimden. Ama Lisa kolumdan tutarak beni buraya kadar sürüklemişti.

Beni çekmeye devam ederken, "Jisoo, tüm yol boyunca bunu konuştuk, yeter." dedi.

Derin bir nefes alıp yenilgimi kabul ettim. Önce tezgah arkasında duran Jennie'ye doğru yürümeye başladık.

Yanına vardığımızda "Hoş geldiniz." dedi. Sesi düzdü, herhangi bir soğukluk ya da sıcaklık hissettirmiyordu.

Lisa bana baktı, ardından tekrar Jennie'ye çevirdi kafasını ve "Gelmek için ikna etmek çok zor oldu." dedi.

Elimi yüzümde gezdirirken derin bir nefes aldım.

"O zaman hadi masaya." diyerek ilerlemeye başladı Jennie. Biz de onun peşine takılarak ilerlemeye başladık. Masaya yaklaştığımızda Alice ve Roseanne'i görünce adımlarımı yavaşlattım.

Roseanne'in de bakışları beni bulmuştu. Gözlerime boş boş bakarken yutkundum.

Kafamı Lisa'ya çevirip, "Ben en iyisi gideyim." dedim. Dönüp gitmek isterken Lisa ve Jennie aynı anda kolumdan tuttular.

Lisa yandaki sandalyeyi göstererek tekrar konuştu. "Saçmalama Jisoo, otur şuraya."

Bir şey demeden ona baktım. Burada olmak istemiyordum. Onu her gördüğümde kalbimde bir sızı, acı yükseliyordu. Bunun sadece Suzy'le ilgilisi yoktu. Bunun, benim onu bu kadar çok üzmemle ilgisi vardı.

23 | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin