"Öyle mi? Neden?" diye sorup yanağına bir öpücük kondurdum. O da hâlâ geniş gülümsemesini yüzünde tutarken yanağımdan öptü.

"Çünkü artık üç kişiyiz!" dedi ve hemen kucağımdan inip mutfağa doğru koşmaya başladı.

Ardından derin bir nefes aldım. Suzy'nin önerisinin mantıklı olup olmadığını düşünüyordum. Bu mu Dy'a iyi gelecekti gerçekten? Birlikte geçirilen mutlu birkaç gün ve sonrasında ona boşandığımızı mı anlatacaktık?

Lisa kaç kez daha bu evde uyanabilirdi ki? Kaç kez birlikte bu evde kahvaltı edebilirdik? Boşanmıştık biz. Ayrıydık. Ayrılığı ona bu yolla anlatmak şu an çok yanlış hissettirmişti.

Yavaş adımlarla ben de arkasından ilerledim. Lisa aldığı çörekleri tabaklara yerleştirirken Dy, kucağına alması için onun pantolonunu çekiştiriyordu.

"Bebeğim, bir dakika!" diye isyan etti Lisa tatlı bir sesle.

Ama Dy pes etmiyordu. "Hadi annne~~ Kucak, kucak!" diyerek asılmaya devam ediyordu pantolonuna.

"Kızım, sen benim kucağıma gel." dedim sandalyeye otururken.

Lisa'ya yardım etmeyecektim çünkü. Madem bir sorun yok gibi davranmak istiyordu, bir sorun yokmuş gibi bize kahvaltı hazırlayabilirdi. Ve ben de tıpkı dün yaptığım gibi, bugün yardım etmeyebilirdim.

Dyan, söylediğime cevap vermeden Lisa'yı çekiştirmeye devam etti. Bir daha seslendim,

"Tatlım, benim kucağıma gelsene."

"Ya anne!" diyerek döndü bana. "Lisa annemin boyu daha uzun~" dedi.

Ağzım şaşkınlıkla aralanırken, Lisa'nın kıkırdadığını duydum.

"Öyle mi küçük hanım?" dedim ama Dy'in dikkat alanında değildim şu an. Lisa ise kahkaha atmamak için kendini sıkıyordu.

Dudaklarını birbirine bastırdı ve yavaşça Dy'a döndü. "Sssh." dedi ve onu kucağına alıp yüzünü arkasına saklayarak gülmeye başladı.

...

İkilinin bana bulaşması dışında sakin bir kahvaltı yaşıyorduk. Hatta birkaç dakikadır sessizdik ki Dy yeni yeni öğrendiği aegyo hareketleriyle konuşmaya başladı,

"Anne~ Sizi çok seviyorum, biliyorsunuz di mi?" dedi.

İkimiz de ona bakarak gülümsedik ve aynı anda "Biliyoruz, bebeğim." dedik. Lisa'nın gözleri üzerimde gezindi ama ona bakmadım. Dy'in sevimli yüzünü izlemeye devam ettim.

"Acaba ben bu akşam eve gelmesem?" dedi Dy.

Benim kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken Lisa'nınkiler çatılmıştı.

"O ne demek?" diye sordu hemen.

Dy dudaklarını büzüp bana döndü. "Neden tatlım?" diye sordum. Gülümsedi ve kollarını iki yana açtı.

"Elena beni evlerine davet etti~~" dedi gülümseyerek. Gülerken kısılan gözleri ve mutluluktan kızaran yanaklarıyla kızım dünyanın en tatlı çocuğuydu şu anda.

"Bu akşam onlarda kalabilir miyim?" diye sordu kedi yavrusu gibi bakışlarla.

Nasıl hayır diyebilirdiniz ki? Onun küçük hayatında şu sıralar en çok istediği iki şey vardı; annelerinin yanında olmak ve Elena. Onu reddetmek aklımın ucundan bile geçmedi.

Lisa'ya baktım, o da bana bakıyordu. Bu konularda şimdiden birlikte karar vermemiz, Dy'in ileride birimizin daha "kolay" olduğunu düşünmesine engel olacaktı. Annelerinin onun hakkında en doğru kararı birlikte alabileceklerini bilmesini istiyordum. Sanırım Lisa da böyle istiyordu ki, bana bakarak bir cevap vermemi bekliyordu.

23 | jenlisaحيث تعيش القصص. اكتشف الآن