Filhakika

151 12 30
                                    

5 Ay Sonra

Aylar geçmiş, mevsimler değişmişti. Bu süre içinde hanedanda türlü ölüm ve doğumlar vuku bulmuştu. Öyle ki Sultan Murad'ın gözdelerinden doğan bazı evlatları doğduktan birkaç gün içinde ölmüşken sanki tüm bunlara inat haremin içi de gebe cariyelerden geçilmez olmuştu.

Şüphesiz ki bu kadınların en talihlisi Safiye'ydi. Zira o baş haseki olmanın ayrıcalıklarını kullanıyor, açıkça söylemek icap ederse de devleti paşaları aracılığıyla o yönetiyordu. Üstelik yakın zamanda da büyük valide olmuştu o. Öyle ki Manisa Sarayı'nda oğlunun hareminden olan Handan bir şehzade dünyaya getirmiş ve böylelikle taht adına Safiye Sultan hizbinin gücüne güç eklemişti.

Güçlü kadın demişken, bir de padişahın ablası olan Esmahan vardı tabi. O ki Ali Paşa ile izdivacından mütevellit sarayından çıkmıyor haliyle de Yeni Saray'a varıp da huzurları kaçıramıyordu. Zira o gebeydi. Onun hali hazırda rahmetli Sokullu'dan olma Gülruh ve İbrahim adlarında çocukları vardı. Şimdiyse Kalaylıkoz Ali Paşa'dan gebeydi. Doğrusu pek mutluydu Esmahan.

Ancak bunca iyi işler arasında bir de gidişatı kötü olanlar vardı. Öyle ki devlette müthiş bir devalüasyon meydana gelmiş ve devlet ekonomik anlamda darbe almıştı. Bu çözülmeliydi. Aksi halde neticeleri herkes adına çok ağır olabilirdi. Bu sebepten herkes kolları sıvamalı ve bir şeyler yapmalıydı. Fakat en mühimi de hünkarın çabası şarttı.

...

***

Safiye Sultan Dairesi

" Eksik kalmasın Vicdan. "

" Siz merak buyurmayın sultanım. Her bir şeyler tamam edildi. Eşyalarınız da arabalara yüklendi. "

Hazırlık içindeydi Safiye. Öyle ki yeni doğan torununu görmek adına Manisa'ya doğru yola çıkacaktı o. Bu sebeple de hazırlığını günler öncesinden başlatmış ve en yakını olan Ester Kira Hatun'dan da gelini Handan için kıymetli mücevherler alıp hediye edeceği doğum bohçasını tamamlamıştı.

" Aman diyeyim Vicdan. Saraydan kuş uçacak olsa hemen bana haber et. Dosta düşmana karşı da gözünü dört aç. "

Sıkıca tembihlemişti Safiye. Zira gideceği istikamet en az beş gününü alacak, geldim gittim, derken de bu ayrılık yaklaşık bir aya yakın bir süreye tekamül edecekti.

...

Neyse ki gitme vakti gelmişti gayrı. Hünkarıyla evvelden vedalaşan Safiye kendi kapı halkının arasından morlar içine bürünmüş halde salınarak çıkıp gitmişti.

Mutluydu Baffo Kızı. Üzerinde insanları tesiri altına alan bir gurur ve haklı bir de kibir vardı. Öyle ya o oğlunu sancağa göndermiş, çok geçmeden de oğlunun babalık müjdesine nail olmuştu. Ah... Şükür ki oğlunun soyu devam edecekti. Devam edecek ve Safiye'nin gücüne güç, namına nam katacaktı. Tabi şayet ondan yüz çevirmezlerse...

...

***

Nazperver Sultan Dairesi

Önüne serilen kumaşlara bakıyordu Nazperver Sultan. Bu kumaşların çoğu ipek olup Bursa'dan hususi olarak getirtilmiş ve bu güzeller güzeli sultana takdim edilmişti.

" Yusuf için şu maviyi ayırın. Hüseyin de... Imm... "

" Küçük şehzademize de şu beyazlılar yakışır. "

Cariyesi Sümbüllü'nün bu sözü üzerine oturduğu yerden başını kaldırıp bakmıştı Macar Haseki. Kendisine ihanet eden bu hatunu es geçmiş değildi o. Lakin yalnızca beklemeyi uygun görmüştü o kadar. Ancak gayrı ona duyduğu güvensizlik kine dönüşmüş ve bu hatuna tahammül edemez olmuştu.

ŞEMS-ÜL HÂREWhere stories live. Discover now