ŞEMS-ÜL HÂRE

Düğün Hazırlıkları

Ertesi Gün

Dün haremden bir padişah gözdesinin cenazesi kalkmasına rağmen ardından hiçbir yas, üzüntü emaresi görülmüyordu. Öyle ki padişaha çocuk vermemiş daha da doğrusu şehzade vermemiş olan hemen hemen hiçbir kadının bu hele ki cariyeyse bir önemi olmazdı. İşte ne yazık ki Pürcihan Hatun da fevri bir hareketi yüzünden ayağı kaftanına takılmış ve merdivenlerden aşağı yuvarlanmak suretiyle Hakk'a kavuşmuştu.

Safiye'ye gelince bu tarz hadiseler onu pek alakadar etmezdi. Neticede oturup da buna üzülecek değildi o. Onun tek uğraşı hakimiyetini kurmak olduğundan paşalarla görüşür, hünkar eşine yaranacak nitelikte, vukuatlardan uzak durur ve dahi elinde olan haremi usulünce yönetirdi.

Padişahın diğer kadınları ise başlarına gelecek olan akıbeti düşünmek istemezcesine günlerini eğlence ve birbirinden kıymetli ziynetler almaya adamışlardı. Bir yandan evlatlarıyla ilgilenseler de zinhar kendilerine vakit ayırmaktan geri kalmıyor, ellerindeki imkanları şanlarına yaraşır halde kullanıyorlardı.

Haremde hayat çoğunlukla böyle geçmekteydi. Bazen kadın kavgalarına da sahne olan bu saray ara ara da bu kadınların doğumlarına şahit oluyordu. Hatta öyle ki aynı gün iki kadının da doğumu başlıyor ve Murad bir günde iki üç çocuğun birden babası oluyordu.

Velhasıl durum hiç de iç açıcı değildi. Hanedanın nüfusu gittikçe artıyordu. Her doğan çocuk ve haseki sultanlığa yükselen her kadın hazineye büyük oranda yüktü. Esasen onların sonları da pekala barizdi. Öyle ki vakti geldiğinde doğan şehzadeler idam edilecek kızlar ve anaları ise sürgüne gönderilecekti.

Ah...

...

***

Osmanlı Sarayı

Safiye Sultan Dairesi

" İstediğiniz üzere Esmahan Sultan için belli bir meblağ tahsis olundu hünkarım. Siz hiç merak buyurmayın, sultanımıza layık bir düğün gerçekleşeceği aşikar. "

Hasekisinin bu nazik ve içten tavrı karşısında şaşırmıştı, Murad. Oysa o, eşi ve kardeşinin anlaşamadığını ta ezelden bu yana iyi bilirdi. Fakat yine de bu hoş ahengi bozmak istemeyişinden ses etmemişti. Zaten onun da hep istediği şey bu, huzur, değil miydi ?

" Ala. Hayırlısıyla bir an evvel olsun bitsin şu düğün. Altından kalkabilelim de... "

Kurnazdı Baffo Kızı. Öyle ki Murad'ın bu tavrından içinin bu izdivaca razı olmadığını anlamış, hazır böylesine bir fırsat bulmuşken de bunu kullanmayı ihmal etmemişti o.

" Hünkarım nasıl desem, haremdekiler dahi konuşur durur.  Paşa'nın zevcesi hayli ağıtlar yakmış. Hanedana nice beddualar etmiş gafil. Hadi o zevcesidir. Elbet kederinden böyle der lakin ya Budin ahalisine ne demeli ?  Onlar dahi bu işi istemezlermiş. "

" Ee, koskoca Kalaylıkoz Paşa bu. Başlarında bir daha onun gibi mert, yiğit bir adamı bulamayacaklarından korkarlar. Öyle ya nikahla bir Paşa da payitahta bağlanacak.  "

Yüzü düşmüştü Safiye'nin. Oysa o Paşa'nın görevine yine aynı sanla devam edeceğini düşünmüştü. Hal böyle iken Esmahan da kocasıyla bir Budin'e gidecek ve ondan ebediyen kurtulacaktı.