74.BÖLÜM:"GERÇEK"

1.5K 245 64
                                    


Nasılsınız bakalım millet. Umarım keyifler yerindedir! Bazılarınız karne aldı umarım karneler güzeldir. Karneleri iyi olanlar için bir hediye bu bölüm, kötü olanlar içinse bir teselli olacak!   

Upuzuuuun bir bölümle geldim efendim beeen. Üstelik bu bölümde tüm sırları da ortaya döktüm.

Bakalım nasıl bulacaksınız. 

Başlayın bakalım canlarım :* <3 


OY VE YORUMLARI UNUTMAYIN
instagram: hilalmysh55


O gece yaşanılanların etkisi İbrahim için üzerine devrilen bir enkaz gibiydi...

Uzun zaman içten içe annesini suçlamış o herifin nefretine kendince bir kılıf geçirmişti. Fakat bu gece gerçekleri duymak yüzüne atılan sert bir tokat, soğuk bir su misali çarpmıştı.

Nefretle o evden kaçarken gidecek yerinin olmaması ayaklarının dolanmasına attığı adımlarının yavaşlamasına neden oluyordu. Bu ev onun için katrandan bir bataklıktı sanki... Dedesi ile geldiği o gün farkında olmadan bataklığa ayaklarını sokmuştu ve zaman içinde o batağın dibine doğru çekilmişti.

Şimdi çekildiği o bataklıktan çıkmak için attığı her adımda daha da çekiliyor o katranın tüm bedenini ele geçirmesini izliyordu.

Nefretle kafasını geriye doğru kaldırdı İbrahim ve yüzüne düşen ufak yağmur damlalarının tenine değmesine izin verdi.

Bu damlalar bulaştığı katranı bedeninden temizlemezdi fakat aklının berraklaşması için yardımcı olurdu belki...

"Özür dilerim." Diye fısıldadı gökyüzüne doğru. Yanağına düşen birkaç damla gözyaşına karıştı o an. "Özür dilerim anne." Diye devam etti İbrahim. Sesi kısıktı utancı öylesine sarmıştı ki benliğini ağzını bile açamayacaktı neredeyse.

"O tecavüzcü şerefsizden bunun acısını alacağım." Diye devam etti.

"O adam yüzüme her baktığında sana yaptığı o iğrençliği görecek hatta senin gözlerindeki tiksintiye şahit olacak."

İbrahim o gün kendisine bir söz verdi annesine ise yemin etti. O adamın bundan sonraki aldığı her nefeste ensesine belirecek bir hastalık gibi bedenine yayılıp rahatsızlıkla kıvranmasına neden olacaktı...

O gece yağmurun altında sahilde gezinirken bundan sonraki atacağı her adımı ince ince işledi. O saatten sonra Serdar Derin'in huzurlu tek bir gecesi dahi olmayacaktı...

Yalıya vardığında evden kaçan o ufacık oğlan çocuğu değildi artık. O gece İbrahim büyümüş kocaman bir adam olmuştu. Bin tane gemi batırmıştı kafasında o batan gemilerin tamamında babası vardı...

Eve girmeden hemen önce büyük kapının önünde öylece durdu elleri cebinde.

Kafasını kaldırıp o yalıyı baştan aşağıya inceledi. Annesini düşündü bu evin duvarlarındaki çığlık seslerini hayal etti.

En sonunda derin bir nefes alıp zile basmak için elini uzattı ama daha kapıyı çalmadan evin ağır kapısı yavaşça açıldı.

İbrahim kapının arkasından Melek'in çıkacağını beklemişti ama olmadı.

Kapının arkasında Serdar belirdi. Gözlerinde alay verdi yüzünde küçümseme dudağı İbrahim'i aşağılayan bir şekilde kıvrılmıştı.

"Kaçıp giderken geleceğin yerin burası olduğunu düşünemedin mi piç kurusu?" diye sordu. Nefesinde her zaman ki gibi viskinin o ağır kokusu vardı.

SAFİRWhere stories live. Discover now