60.BÖLÜM:"PERDELERİN ARKASINDAKİ GERÇEKLER"

3.1K 363 402
                                    

veee sonunda geldiiim!!! 

ay bu bölümü yazmak neden biliyorum çok zordu, çok zorlandım. Neyse ki hallettik... Sınavlarım siz şeker okuyucularımın duaları sayesinde gayet iyi geçti. o yüzden sizlere kocaman bir teşekkür borçluyum. 

Bu arada bölümü atamamama rağmen anlayışla beni bekleyen siz harika bebeklerim, sizleri gerçekten çok seviyorum. Her seferinde beni çok daha fazla mutlu ediyorsunuz...

Bu bölüm kotamız 245 oy  ve 360 yorum

Bu arada instagramdan beni takip etmeyi unutmayın bölüm yazarken kesit atıyorum oralara... hilalmysh55

Bölümün bir kısmını ilahi bir bakış açısı ile anlattım, hikayenin akışı gereği... Belli bir yerden sonra belirteceğim ve Araf Çağman'ın ağzından devam edeceğiz.

Genç kadın karşısındaki adamı gördüğünde tüm vücudunun ürperdiğini hissetti. Hasretin ve nefretin ateşi ile yanan kalbi bir kuş gibi havalanırken bir yandan kalbine kızıyor karşısındaki adama olan nefretini kendisine hatırlatıyordu...

Bunu hatırlatma şekli ise avuçlarını sıkıca yumup cam parçalarının yaraladığı avuçlarında acının tekrar hayat bulmasını sağlamaktı.

"Nasıl girdin buraya?" Diye fısıldadı genç kadın. Öfkesi içini titretirken adamın eve yayılmış parfüm kokusu içini üşütmüştü.

"Oldukça zordu." Dedi genç adam. Gözleri ile kadını dikkatle inceliyor bir haftada kalbinin çektiği özlemi uzaktan gidermeye çalışıyordu. Onun öfke ile yanan gözlerine bakmak bile içini rahatlatmış bir haftadır olmadığı kadar rahat bir nefes aldırmıştı kendisine.

Özlemle gözlerini bedeninde gezdirdiğinde diz kapaklarındaki yaralar takıldı gözlerine kaşları çatıldı. O derin yaraların sebebinin az ötedeki kırık ayna olduğunu az çok tahmin ediyordu.

Sonra gözleri özlemle yandığı vücuttan yukarıya doğru çıktı. Genç kadının kemikli beyaz omuzlarındaki diğer keskileri fark etti. İçi onun bu yaralı halini gördüğünde huzursuzlukla kaplandı. Bakışlarını omuzlarından meftunu olduğu yüzüne çevirdiğinde ise canı daha çok yandı. Sol şakağında ve yüzünün bazı yerlerinde ince ince çizikler vardı.

"Evimden defol." Dedi kadın kısık bir sesle.

Tuhaf bir şekilde kadın bağırmış olsaydı kısık sesi bu kadar işlemezdi adamın içine sanki boğazına bir şey düğümlendi.

"Gidemem." Dedi adam gözlerini tekrar kadına çevirdi. İçten içe ona sarılmak ıslak saçlarına sinen her zaman kullandığı o şampuanın kokusunu içine çekmek istedi. Kedisine öfke ve hatta nefretle bakan gözlerin, vücudundaki yaradan çok daha fazla canını yakıyordu.

Kadın alayla güldü. Gülüşünde yüzlerce kırık cam vardı. Vücudundaki ince cam kesikleri sanki kadının gülüşüne saklanmıştı. "Seni bu evden göndermek için bir adamla mı karşına dikilmem gerekli?" Diye sordu. Sorusu Araf'ın kanını kaynatırken öfke ile sıktı yumruğunu.

Genç kadını başka bir adamın yanında düşünmek bile canını yakar olmuştu. Bu ne zamandır böyle diye düşündü...

Ama arsız kıskançlığını dizginledi. Genç kadına son yaptığından sonra karşısına geçip böyle konuşmamasını istemek tam bir yüzsüzlük olurdu.

Miraç'ın zaten kırık ruhuna bir darbende kendisi indirmişti ve bunu yaparken kendinden bile nefret etmişti.

Genç adam sıkıntı ile kafasını eğdi... "Sen benim kadar acımasız değilsin." Diye mırıldandı.

SAFİRWhere stories live. Discover now