58.BÖLÜM: "PARÇALANMIŞ KALPLER"

3.5K 365 387
                                    

İştee yepis yeni bir bölümle geldim. Bu bölüm uzun zamandır beklediğim bir bölümdü, bir çok kez hayalini kurdum ve işte sonunda buradayız. 

Haaa bu arada artık bir instagram hesabımız varr!!!! ve sizleri de bekliyorum bu hesaba. birlikte burada kocaman bir aile olma yolunda ilerlerken bir de orada büyüyelim... 

Biliyorum burada beni yalnız bırakmadığınız gibi orada da yalnız bırakmayacaksınız işte o yüzden şu köşeye iliştiriyorum hesabı... 

İNSTAGRAM: hilalmysh55 

OY: 220 YORUM: 300  

Kendimi dışarı atmayı başardığımda soğuk hava bir tokat gibi çarptı suratıma. İçime çektiğim nefes sanki yanan ciğerlerimin yangınını harlamıştı. Sarhoşluğun verdiği dengesizlik vücudumu ele geçirmişti sanki.

Adım atıyordum ama attığım adımların sorumluluğunu almıyordu vücudum. Tahta verandadan inmek için adım attığımda ayağım boşluğa geldi. Olduğum yere çökeceğim sırada güç bele durdurdum kendimi ve tekrar dik bir konum aldım.

Az ötede beni izleyen Yasin takılmamla beraber hızla yanıma gelmiş ve koluma girmek için hamle yapmıştı fakat buna izin vermedim. Elini kolumdan geçip dur anlamında kaldırdım.

"Yardım edeyim?" Diye sordu. Bana bakan gözlerinde endişeyi görebiliyor olmak tuhaftı.

"Yardım istedim mi?" Diye sordum. Sesim kısık ve yorgundu ama gözlerim şimdiye kadar ev sahibi olmadığı bir öfke ile dolup taşıyordu.

Cevap vermedi kafasını eğdi fakat hala yanımda ve eli düşmeme karşı müdahale edebilmek için havadaydı.

"Sana sordum." Diye mırıldandım. Sorumla sıkıntılı bir şekilde baktı gözlerime. "Yardım istedim mi?"

"Hayır efendim." Dedi sakince.

Kafamı salladım ve bir diğer basamağı indim. "O zaman etme." Diye mırıldanıp yanından geçtim. Arabaya doğru ilerlerken bunun kendi arabam olduğunu fark etmek içimi daha çok yaktı. O arabasını alıp gitmişti ve benim arabam kapının önüne gelmişti. Üstelik yanımızdaki korumalarda değişmiş çevremi benim adamlarım sarmıştı.

Kapıyı açmak için kolu kendime çektim fakat kapı açılmadı. Bunu ikinci kez denediğimde de aynı sonuca ulaşmış olmanın verdiği sıkıntı ile nefesimi verdim. Omzumun üzerinden Yasin'e baktım.

"Kapıyı aç, anahtarı ver." Dedim.

Kaşlarını çattı dudaklarını araladı bir şeyler söylemek istediği her halinden belli oluyordu.

"Anahtar?" Diyerek yineledim lafımı.

"Bu güvenli değil." Dedi ve yanıma gelip kapı kulpunu tuttu. "İzin verin şoförlüğünüzü yapayım."

Alayla güldüm. "Ne o yoksa Araf Çağman'ın emirlerini mi uyguluyorsun yine?" Diye sordum. Sesim ne kadar alaylı olsada bir o kadar da sert ve öfkeliydi.

Benim sorumla derin bir nefes verdi. "Hayır, kendisi böyle bir emir vermedi."

Kaşlarımı kaldırdım. "O zaman ne diye yapıyorsun bu tavrı." Diye sordum ve onu omzundan ittirdim.

Hafifçe geriye çekilse de yanımdan ayrılmadı. "Lütfen zorluk çıkartmayın." Dedi sakince.

"Benim işim bu Yasin, sık sık sana zorluk çıkartmak." Diyerek gözlerimi devirdim. "Anahtarları ver şimdi." Diyerek devam ettim.

"Çok sarhoşsunuz. Bunu yapamam." Dedi.

Kaşlarımı kaldırdım. "Kovarım seni."

"Sizi eve bıraktıktan sonra ayrılırım işten." Diyerek karşılık verdi. Onun bu inatçı tavrı sıkıntı ile nefesimi vermeme neden oldu. "Şoför koltuğuna geç ama adamların bizi takip etmemesini söyle." Dedim pes ederken.

SAFİRWhere stories live. Discover now