70.BÖLÜM:"ADIM ADIM"

3.1K 302 170
                                    


Sonunda gelmeyi başardım... Öncelikle üniversite sınavına giren canlarım İnşallah sonuçlar istediğiniz gibidir. İstediğiniz gibi değilse de bunu çok kafanıza takmayın bu dünyanın sonu değil. Hayat insanı çok başka yerlere sürüklüyor. 

Vee geçmiş bayramınız mübarek olsun, sevdiklerimizle nice mutlu bayramlar geçirmemiz dileği ile <3 

Bu bölüm kota koymayacağım ve yetiştirdiğim zaman atacağım. Ama yine de oy verip yorum yapmayı lütfen unutmayın. :*

İnstagram: hilalmysh55 takip etmeyi unutmayın fırsat buldukça bir şeyler paylaşıyorum....

keyifli okumalar: 3 :*


Karanlığın içinden depoya doğru yavaş yavaş yürürken içeriden yükselen çığlıklar kulaklarımı parçalıyordu... Nesin'in acıyla haykırışları deponun içinde dalga dalga büyüyor önüne acıyı katıp üzerimize geliyordu sanki.

İçeri girdiğimde hemen arkamdan Araf Ve Pamir'de gelmişlerdi ve gördükleri şeyle bir an olduğu yerde öylece kaldılar.

Nesrin, İbrahim Derin'in yanında dizlerinin üzerine çökmüştü. Elleri kanla kaplıydı ve onun üzerine eğilmiş çığlıklarla ayağa kalması için yalvarıyordu. Aliye Derin'in ise hala elleri bağlı bir şekilde sandalyede sırılsıklam olmuş yüzü ile İbrahim Derin'e gidebilmek için çırpınıyordu. Kapalı ağzına rağmen attığı çığlıkları duyabiliyorduk...

Yavaş adımlarla Nesrin'e yaklaştığımda dehşetle boyanmış gözlerini bana çevirdi. "Yardım et..." diye inledi.

"Miraç yardım et... Ne yapacağız?" bunları derken elini İbrahim Derin'in yarasına yaklaştırıp yaradan akan kana tampon yapmaya çalıştı.

Onun kelimelerini duyduktan sonra gözlerim İbrahim Derin'in yüzüne döndü. Gözleri neredeyse kapalıydı ve nefes alış verişleri aşırı derecede yavaştı. O ölüyordu...

"Lütfen!" diyerek haykırdı Nesrin bir kez daha.

İçimde kopan onca kıyamete rağmen o ses iplerimin çözülmesine neden oldu. Hızla onlara arkamı dönüp Pamir'e baktım. Pamir Olduğu yerde kök salmışken karşısına dikildim.

"Montunu ver." Diye mırıldandım. sesim bir ölünün bedeni kadar donuktu.

Pamir şaşkın gözlerini yüzüme çıkartıp birkaç saniye boş boş baktıktan sonra üzerindeki montu çıkarttı ve bana uzattı.

Montu aldıktan sonra Nesrin'in yanına gidip eğildim ve İbrahim Derin'in yaralarının üzerine kapattım ve Nesrin'in ellerini yaraların üzerine koydum. "Sıkıca bastır. Çok kan kaybetti. Eğer biraz daha kaybederse büyük bir ihtimalle hastaneye kadar dayanamaz."

Nesrin gözlerime şaşkın şaşkın baktı. Elleri İbrahim Derin'in üzerinde olmasına rağmen hala çok bastırmıyordu. "Hey!" diyerek bağırdım. Dikkatini çekmek için. "Bastır. Yoksa burada ölecek!" diyerek saf gerçeği yüzüne çarptım.

Benim verdiğim tepki ile kendisine gelirken dalgın ve yaşlı gözleri Tekrar İbrahim Derin'i buldu sonra ise bir rüyadan uyanır gibi ellerini daha da sıkı bir şekilde yarasına bastırdı.

Omzumun üzerinden Pamir'e baktım. "Hastane ayarla. Ve çabuk olup bir ambulans bul." Diyerek direktif verdim.

Benim verdiğim direktiften hemen sonra hareketlendi ve elini cebine attı. "Fatma'ya haber veriyorum. Kliniğe geçelim." Diyerek araya girdi Araf sonra gözleri bağlı olan Aliye Derin'e döndü.

Bir an için he şey hızlanırken Araf, Aliye Derin'in yanına gidip ellerini çözmeye başladı.

Deponun içinde hıçkırıp ve ağlama sesleri devam ederken deponun kapısında İrem ve Can belirdi. Can'ın gözleri içeride kısacık bir an dolandıktan sonra Nesrin'i fark etti ve o an hızla yanımıza geldi. Sağ kaşının üzerindeki kan onunda şu ana kadar çok iyi bir durumda olmadığını önümüze seriyordu.

SAFİRWhere stories live. Discover now