Dainadumo ormanı.

5 0 0
                                    

Inferno, Gontier ve Sinsei nihayet Dainadumo ormanına varmış, girişin karşısında atlarını bağlıyorlardı. İpleri iyice gerdiklerinden emin olduktan sonra son hazırlıklarını yaptılar. Yavaş adımlarla ilk adımı Inferno attı, eliyle saçını düzelterek. Hemen arkasından Gontier ve Sinsei ona eşlik etti. Ormana daha attıkları ilk adımdan tuhaf ama bir o kadar hoş bir his içlerine doluştu. Devasa yeşil yapraklar önlerine serilmiş, geçmelerini zorlaştırmaktaydı. Yapılacak en iyi şey olduğunu düşünerek üçlü aynı anda kılıçlarını kuşanıp yaprakları kesmeye kalktı. Fakat kesildikleri saniyede kendini yenileyen yapraklar onları şaşırtmıştı, bu asla karşılaşmadıkları bir şeydi. Inferno hızla Alev Enerjisine sarıldı ve ufak bir ateş topu oluşturup önündeki devasa yapraklara fırlattı. Tamda beklediği gibi, ateş topunun yaptakları yarıp geçmesine rağmen bitkiler göz açıp kapayıncaya dek yenilenmişti.

"Ciddi olamazsın! Bu orman söz edildiği kadar varmış!"

Dedi Inferno Asura, kılıcını kınına geri sokarken. "Bu ormandaki canlılar konusunda dikkatli olmalıyız, onlarında yenilenme yeteneği varsa bize birazcık sorun çıkartabilirler." Diye ekledi.

"Kim veya ne oldukları umurumda değil! Hepsini biçebilecek kuvvete sahibim. İsterse ordu gelsin hepsinin hakkından gelirim."

Dedi Gontier Kanage.

"Fazla büyük konuşma derim Kanage, buraya ormanı rahatsız etmeye gelmedik. Bize verilen görevi yerine getirip ayrılacağız."

Diye söze girdi Sinsei Yasha. "Ben de seninle birlikte durmayı sevmiyorum, bu yüzden hemen bitirelim şu işi." Diye ekledi.

"Kavga edecekseniz ikinizide bi' güzel terbiye etmem gerekecek, odaklanın."

"Hadi ama Inferno! Bu bücür bana ne yapabilir ki?"

"Kendine fazla güveniyorsun Gontier, Yasha'ların liderini ne kadar tanıyorsun?"

Diye sordu Inferno. "Hah, bende öyle düşünmüştüm." Diye ekledi.

Sessizlik eşliğinde yollarına devam ettiler, bu esnada hiçbir hayvanla karşılaşmadılar. Yaklaşık 20 dakikadır yürümelerine rağmen değişen bir şey gözlenememişti. Güneş hâlen tepedeydi, akşama kadar yol uzunu gitmeye kararlıydılar.

Oldukça sessiz ve sakin keşiflerini uzaklardan rahatça duyulabilen bir kükreme bozmuştu. Herkes kılıçlarını çekip üçgen oluşturdu.

"Buny duydunuz mu? Bir Kaos Canavar'ı mı?"

Diye sordu Sinsei Yasha.

"Büyük ihtimalle ormanın sakinlerinden biri, dikkatli olun."

Diye cevapladı Inferno Asura.

Bir anda yer sallanamaya başladı ve saniyeler içinde devasa rengarenk bir bufalo ağaçları parçalayarak ortaya çıktı. Doğrudan üçlünün üzerine doğru koşmaya başladı. Aralarından en hızlısı Sinsei, kılıcını kuşandığı gibi 2 saniyede bufalonun ön bacaklarını kesti. Devasa hayvan dengesini yitirerek yuvarlanmaya başladı, doğrudan Gontier'in üstüne geliyordu.

"P#ç! Bilerek benim üzerime yönelttin!"

Diye sinirlenerek, "Gölge tekniği: Kara Köpeğin öfkesi!" Diye ekledi enerjisine başvurarak.

Fiziksele bürünen enerjisi şekillenerek bir köpeği andırır. Gontier'in emriyle birlikte hücuma geçen Kara Köpek kendinden defalarca kat büyük bufaloyu durdurur. Ardından çözülerek hayvanın her yerini saran ağ benzeri bir şeye çevrilerek bufaloyu boğar ve tamamen kurutur.

"Onları öldürebiliyormuşuz! Ha-ha!"

Diye zaferini kutluyordu Gontier.

"Gölge Enerjisine karşı zayıflar demek. Nesin sen Gölge? Seni bu kadar özel kılan şey ne?"

Alvin'in MacerasıWhere stories live. Discover now