Tana.

16 4 36
                                    

Rajin ve Zelda'yı bir kenara koyup bize gelelim. Emily'nin başından ayrılmadım. Sürekli yanında oturdum. Çorbayı da içirmiştim. Beğenmişti.

Bu kısımları geçeceğim, fazla bir şey olmadı. En sonunda Emily uyanmıştı. Sevincimden ona sıkıca sarılmıştım. Çok sıcak hissediyordum. Hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim. Emily'ye sarıldığım an, tüm her şeyi unutuyordum. İçimi ısıtıyordu. Ayağa kalkmasına yardım ettim, dışarı çıktık. Zelda daha önceden uyanmışa benziyordu. Tahmin ettiğim gibi Rajin yanından ayrılmıyor.

O ikisi hiç anlaşamazken, bir anda böyle yakınlaşmaları biraz garip gaçıyor. Neyse alışacağız. Çünkü, bunu daha çok göreceğiz. Artık köyden ayrılmamız gerekiyordu. Fakat, bu köylüleri öylece bırakamayız. Kendilerini savunamaz durumdaydılar.

Biraz düşündük ve çözümü Zelda'da bulduk. Onun gücü sayesinde, kılıç, mızrak ve kalkan yapabiliriz. Onlardan, bulabildikleri tüm sopaları getirmelerini istedik. Şimdi Zelda o sopaların ucunu kristalleştirip mızrak haline getirecekti. Emily'den de kılıçların tutacağı için biraz yardım istedik. Yeterince yaptıktan sonra orayı hızlıca terk ettik. En azından artık silahları vardı.

"Hey Zelda."

"N'oldu Alvin?"

"Düşünüyorum da, o Kristalleri silah olarak kullanacaklarını sanmıyorum."

"Ne yapacaklar ki?"

"Kristalleri satabilirler."

"Bunu neden onlardan önce düşünmedik??"

"Aslında onlardan önce ben düşündüm."

"Ne? Ne zaman?"

"Tam da şimdi!"

Yolumuza geçiksekte devam ettik.

"Bu arada. Siz bizi nasıl buldunuz? Ares?"

"Güzel soru. Aslında sadece geçiyorduk. Bir yere gidiyorduk. Sonra gürültü ve bağırışmaları duyduk. Ne olup bittiğine bakmak için geldik. Ve sizin o adamla savaştığınızı görüp yardım için geldik."

"Anlıyorum. Uzun zaman oldu."

"Gerçekten! Kos-koca 4 yıl boyunca görüşemedik. Büyümüşsünüz!"

"Sadece büyümekle kalmadık. Hepimiz, birer tane Kristale sahip olduk."

"Sâhi, siz güç kullanıyordunuz. Pek dikkat etmemiştim. Nereden buldunuz?"

"Fujiro'nun sığınağından çaldık."

"Fujiro'nun sığınağı mı- hahah! Şimdi çılgına dönmüştür kesin."

"4 yıl boyunca Fujiro'yu hiç görmedik. Yaşadığından emin değilim."

"Bu arada, Lance nerede? Ve bu ikisi kim?"

"Lance... nasıl desem bilmiyorum... o-"

"Dur bir dakika! Lance yoksa- Öldü mü??"

"Hayır hayır. Lance'in kaçırıldığını düşünüyoruz. Fujiro tarafından."

"Fujiro tarafından mi? Neden Lance'i kaçırsın ki?"

"Tuhaf olan da bu zaten. Lance'i kaçırmasının anlamı yok."

"Kaçırdığına dair bir kanıtınız var mı?"

"Kanıtımız yok. Fakat elimizde ki, en mantıklı delil bu. Sarayın son katından kendisini atıp, hiçbir iz bırakmadan kaybolması imkansız. Ayrıca, sarayın içerisinde hainler vardı. Fujiro'nun Lance'i kaçırması hakkında konuşuyorlardı."

Alvin'in MacerasıOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz