Hastalık.

15 3 16
                                    

Emily, gözlerini yavaşça açıp başını kaldırır. Etrafa bir göz gezdirir.

Bilmediği bi' odanın içinde uyanmıştı. Ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi.

Fakat, kapı aniden açıldı.

"Demek sonunda uyandın, Emily."

"Neler oluyor? Livian?"

Emily, korku, endişe, gerginlik, şaşkınlık gibi duyguları aynı anda yaşıyordu.

En son hatırladığı şey, zından kapısının önündeyken, sırtına gelen bir darbeyle bayılmasıydı.

Gözlerini açtığında kendisini bu odada bulmuştu.

Kaçmaya çaliştığı vakit, Livian odaya dalmış, Emily'nin yolunu kesmişti.

"Livian, n'aptığını sanıyorsun? Çekilir misin önümden? Buradan kaçmamız gerekiyor. Alvin ve diğerlerini gördün mü?"

"Üzgünüm, hiçbirini göremedim. Birlikte ararsak, onları bulabiliriz. Benimle gelir misin?"

"Buraları biliyor musun?"

"Sezgilerime güveniyorum. Zaman kaybetmeden ilerlemeliyiz! Alvin'i ve arkadaşlarını kurtarmak istemiyor musun?:

"Pekâlâ, nereye gideceğiz şimdi?"

"Askerlere görünmeden geçmemiz gerekiyor. Yakalanırsak, bir daha elimize şans geçmez."

"Burayı başlarına yıkabilirim. Koridorlardan devasa kökler çıkartıp, sarayın temellerini yıkarak, burayı enkaza çevirebilirim."

"Gücünü sadece iyileştirme üzerine olduğunu sanıyordum. Yıkıcı bi' gücü de mi varmış? Fakat, gücünü dikkatli kullanmazsan, bizim de başımıza yıkabilirsin."

"Haklısın. Buradan sessizce de kurtulabiliriz."

"Kesinlikle! Şimdi beni izle. Şu taraftan gidelim."

Emily, Livian'ın arkasıyla onu koridor boyunca takip eder. Bir sağa, bir sola dönüyor, "Çıkış"ı arayıp duruyorlardı.

"Bekle! Buradan konuşma sesleri geliyor ve gittikçe yaklaşıyor. Geçip gitmelerini bekliyelim."

"Çıkışın bu yönde olduğuna niye bu kadar eminsin? Belki tam tersi yöndedir?"

"Emin değilim. Sadece burada olduğuna inanmak istiyorum. Çünkü, oturup birinin bizi kurtarmasını bekleyemeyiz. Buraya kurtarmaya geldik, kurtarılmaya değil."

"Sence arkadaşların yaşıyor mudur? Hâlâ hayatta olabilme şansları var mı?"

"Bilmiyorum. Buradan çıkmayı başaramazsak, ne arkadaşlarımı, ne de senin arkadaşlarını kurtarabiliriz."

"Anladım."

"Geçtiler, devam edelim."

Çok sürmeden, Emily ve Livian, bir-kaç koridor daha gittikten sonra, bir kapıyla yüz-yüze gelirler. Emily, bu kapının çıkış olmasını umuyordu. Her ikisi aynı anda kapıyı iterek açtılar.

Gördükleri şey, çıkış değildi. Bir tür Laboratuvardı.

"Burası da neyin nesi böyle?"

Diye şaşkınlık içinde sordu Emily.

"Burası... Benim, laboratuvarım."

"S-Senin mi? Yoksa se-"

*Kapı aniden kapanır.*

[ Bu sırada Alvin... ]

"Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bu bağlı olduğum zincirleri kıramıyorum. Ne tür bi' metalden yapılma bunlar? Üstelik enerjimi de kullanabiliyor değilim. Bu işin içinde bir tuhaflık var. Emily ortalıkta yok. Livian idam edilmek üzere götürüldü. O zaman ondan şüphelenmem tamamen yanlıştı."

Alvin'in MacerasıWhere stories live. Discover now