Balo. (Part 1)

6 1 2
                                    

"Umurumda değil, Alvin'i bu durumda bırakamam. Eminim ki, onlar da benimle aynı fikirde olacaktır. Gerekirse gizlice gireriz. Çok bekledik, gidiyoruz."

Ekip, Alvin'i de alıp Han'dan ayrılır, Morris sarayına doğru yolu tutarlar.

Basit bir yara sandıkları şeyin aslında ciddi ve ölümcül bir yara olduğunu anlamaları biraz uzun sürmüştü.

"Alvin'in şuana kadar uyanamama nedenini şimdi daha iyi anlıyorum. Normalde o küçük yara Alvin için hiçbir şeydir. Fakat, bir virüs gibi yayılması durumun ne kadar ciddi olduğunu açıklıyor."

Dedi Mike.

"Sizce zamanında varabilecek miyiz? Yapabilir miyiz?"

Diye sordu Zelda.

"Hiçbir fikrim yok, biliyor musun? Daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım..."

Diye cevapladı Mike...

Alvin'in hayatta olduğundan bile emin olamayan ekibin tek umudu, sarayın en uç noktalarında olan Emily idi.

[ Morris sarayı... ]

"Her şey mükemmel olmalı, kesinlikle böyle olmalı- Onu hemen yerine koy! Tek bir toz bile birakmayın, çok işimiz var çok!"

Kraliçe Olivia, etrafta koşturuyor, hizmetçilere emirler yağdırıyordu. Herkes canını dişine takmışcasına çalışıyordu.

Bu sırada Salon'a Emily gelir, etrafına bakınır ve zamanın yaklaştığını anlar.

"Ah, Emily! Demek buradasın, söylediğim gibi yeşil elbiseni giymişsin, aferin sana! Balo için her şey, neredeyse hazır!"

"Ne demezsin, harika..."

"Gülümseyeceksin, surat astığını görmeyeceğim!"

Kraliçe Olivia, Kral ile birlikte, dost krallıklar arası bağı güçlendirmek adına Balo düzenleme kararı almıştı.

Bu yüzden her şeyin mükemmel olmasını istiyordular.

[ Bu sırada Avcılar ekibi... ]

Neredeyse saray kapısına yaklaşmıştılar, içeriye sorunsuz girebilmeyi umuyordular.

"Lanet, girişte çok fazla gardiyan var, girebileceğimizden emin değilim..."

Dedi Mike.

"Hey, siz oradakiler! Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz? Buraya gelemezsiniz, hemen geri dönün!"

Diye bağırır gardiyanlardan biri.

"İzin verin geçelim, ekibimizden bir ağır yaralı, onu iyileştirebilecek tek kişi sarayın içinde-"

"Duymadınız mı? Kaybolun dedim! Sizin gibi insanlara neden güvenelim? Bu gece Balo var, sizin suikastçi olmadığınızı nereden bilelim?"

"Anlamıyorsunuz, bu ölüm kalım meselesi! Lütfen, bırakın geçelim! Parası her neyse veririz, sadece şimdi geçmemiz gerekiyor!"

"Siktirin gidin dedim, gidin ve geri gelmeyin!"

"Ne? Seni öld-"

"Sakin ol Rajin, sadece daha fazla soruna neden oluruz, yapma!"

"Yapma mı? MIKE! Onun ne dediğinin farkında mısın?"

"Biliyorum, başka bir yolunu buluruz, onları öldürmen sadece durumu daha da kötüleştirir."

"Pfff, Pekâlâ, senin dediğine uyacağım."

"Teşekkür ederim."

Ekip başka bir yol aramak üzre, merdivenlerden iniyordu.

Alvin'in MacerasıWhere stories live. Discover now