Bölüm 37: Ela ve Barbaros

818 71 8
                                    

Deren gözlerini araladı. Soğuk bir kış günüydü ve hava kapalıydı. Bedeni kendisine gelsin diye balkonuna çıkıp havayı içine çekti. İçeri geçerken gözüne tozpembe renkte olan saksı takıldı. Toprağın üstündeki çiçeğe baktı.

Ama beklemediği bir sonuçla karşılaştı.

Pembe sardunya boynunu bükmüştü.

Yaprakları kurumuştu.

Geniş ve dik omuzları birden çöktü. Kamburlaşmış şekilde tekli koltuğuna oturdu. Gözleri hafiften yanmaya başladı. Ellerini yüzüne kapattı. Nefes alıp verdikten sonra ayağa kalktı ve makyaj masasına oturdu. Bal rengi saçlarını açıp masasındaki tarakla taradı. O sırada kapısı çalındı ve odaya Mert girdi.

"Günaydın. Kahvaltı hazırlandı-"

"Mert..." dedi üzgün şekilde. Gözleri sulandı.

"Sen iyi misin?" Dudakları titredi.

"Umut ölmüş..." Başını yere eğdi. Mert ilk başta anlamasa da aklına gelen şeyle balkona çıktı ve bir yıl önce gördüğü çiçeğin artık canlı olmadığını gördü. İçeri girip Deren'in yanına gitti.

"Üzülme Deren başka bir tane alırsın."

"O bana verdiğin ilk çiçekti. Ve sondu. " diye kendi kendine konuştu.

"Başka alırım sana." Diye bir teklif sundu.

"Umut öldü. Yerine ne gelebilir ki?" Derin anlam içeriyordu sorduğu soru, Mert de farkındaydı.

"Başlangıca ne dersin?" Derken gülümsedi.Samimi ve içtendi, kafa salladı olumlu anlamda. Sonra ayağa kalkıp bir anda Mert'e sarıldı. Bal saçları Mert'in yüzüne gelmişti. Hafif nemli saçı ve lavanta kokulu şampuan içini ısıttı. O da ellerini Deren'in beline sardı. Parfümü Deren'in üstüne bulaştı. İkisi de bundan rahatsız değildi. Birbirlerinden ayrıldıktan sonra sırayla odadan çıktılar.

Masada uzun zaman sonra evin bütün üyeleri bulunuyordu.

Barbaros Karavan hariç...

Sultan Hanım masanın en ucuna oturmuştu. Yaptığı sıkı topuz ile her zamanki gibi diktatörlüğü ele almıştı. Diğer ucunda ise Serkan oturuyordu. Gözlerinin altında morluklar vardı. Kahvaltı tabağındaki salatalığı boş boş çatallıyordu. Serkan'ın yan tarafına Deren, onun yanına da Kaan oturmuştu. Karşı tarafa ise son kez de olsa Ela ve Mert.

Saksı mavisi giydiği saten gömleği ve beyaz pantolonla yeni bir başlangıca hazır olduğu belliydi. Bugün bu evdeki son günüydü. Birazdan kahvaltıyı bitirip odasına çıkacak, dün geceden hazırladığı valizlerini aşağı indirip, önceden aranmış taksiyle evine gidecekti.

Sultan Hanım peçeteyle ağzını hafif sildikten sonra, ellerini masanın üstüne koydu.

"Bugün hepinizi bu masaya toplamanın bir sebebi var. Mert ve Ela'nın bu evdeki son günü, hatta son saati diyebiliriz." Deren elindeki çatalı yere düşürdü. Kaan yumurtayı kestiği bıçağını, tabağın kenarına bırakıp, Sultan Hanım'ın dediklerine odaklandı.

Serkan ise hiçbir şey duymuyordu. O tabaktaki salatalıkla oynamaya devam ediyordu.

"Bu konu hakkında ne düşünüyorsun Serkan?" Cevap yoktu. Sultan Hanım yüksek sesle sorusunu yenilediğinde, Serkan omuzlarını dikleştirip babaannesine döndü.

"Gitmek istiyorlarsa gitsinler." Dümdüz bir sesle verdiği yanıt masadaki herkesi şok etti.

Ela sadece kafasını kaldırıp Serkan'ın gözlerine baktı. Hiçbir şey göremedi orada.

Savcı  (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin