Bölüm 26: Aşk (Bölüm 1 )

2.4K 468 68
                                    

   2021 soğukluğunu üzerimize üfleyerek hissettirmeye başlamıştı. Siyah kabanımın üst düğmelerini ilikleyip yürümeye devam ettim. Geldiğim gecekonduya girmeden önce son bir kez göz attım. Tek katlı olan gecekondunun, yeni olmadığı ilk bakışta anlaşılıyordu. Dökülen ve yıpranan beyaz boyası kirden griye dönüşmüştü. Beton merdivenler kapının önüne çıkıyordu. Kapı da duvardaki boya kadar eski ve yıpranmış görünüyordu. Yavaşça kapıyı çaldım. Biraz sonra 7-8 yaşlardaki çocuk kapıyı açıp meraklı şekilde bana baktı.

"Merhabalar. Annen baban evde mi acaba küçük çocuk?" Çocuk beni baştan aşağı süzdükten sonra kapıyı içeriye açıp girmemi bekler şekilde baktı. Ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım ve evin içine girdim.

Kim bilir bu kapının ardında hangi gerçeklerle yüzleşecektim.

Tahmin ettiğim gibi ev küçüktü... İki çekyat bulunan oturma odasına adımlarımı yönelttim.

Anne olduğunu düşündüğüm bir kadın önlükle mutfaktan çıktı. Beni ilk defa gördüğü için şaşıran ifadelerle inceliyordu. Niye geldiğimi bulmak için bir ipucu arıyordu.

"Bir bardak su alabilir miyim acaba?"

Kadın gözleriyle az önceki çocuğa komut verdi, çocuk mutfağa doğru yöneldi. Saniyeler içerisinde elinde ki su dolu bardağı bana uzattı. Buraya gelmek için yürümüştüm. Ve bu beni çok yormuştu. İçimden şükür ederek suyu ağzıma götürdüm. Kana kana içerken kadının ağzından çıkan isimle su ters gitti ve öksürmeye başladım.

"Serkan, oğlum. Buzdolabından getirseydin suyu."

Serkan... Serkan Karavan.

Yılbaşı gecesi. Allah'ım... Çok sıcak oldu.

Boğazıma oturan öksürük gitmezken kadın ve çocuk ne yapacağını bilmeyen bir ifadeyle başıma gelip kendime gelmemi beklediler. Benim ise öksürmekten ciğerlerim sızlamış sonunda ise durmuştu. Ölüyor gibiydim.

"Ters gitti de ondan." Diye ekledim hala yumruğuma öksürürken. Kendimi toparladıktan sonra gülümseyerek anne ve oğluna döndüm.

"Ben savcı Ela Aydemir. Buraya bir soruşturma için geldim. Gizli bir soruşturma. Barbaros Karavan'ı daha önce hiç gördünüz mü? Ya da duydunuz mu?"

Kadının yüz hatları bir anda değişti. Sanki telaşlanmışa benziyordu. Oğlunu, gözlerinin komutuyla odasına gönderdi.

"Sen ne yapacaksın Barbaros babayı savcı hanım? De hele!" Barbaros'un lakabı babaydı.

Dünyada verilecek en son lakabı almıştı.

"Bakın Barbaros Karavan bir katil. Ve korunuyor. Birileri tarafından korunuyor. Evinde eskiden görev yapan hizmetlilermişsiniz. Ben de düşündüm ki-" kadın sözümün bitmesine izin vermeden ayaklandı. Dik bakışları evden kovulacağımın belirtisiydi.

"Az önce çocuğumu neden içeri gönderdim biliyor musunuz savcı hanım?" Sorgular biçimde yüzüne baktım.

"Barbaros baba cezaevine girdiğinden beri sürekli onu soruyor. Ona mesajlar yollamaya çalışıyor. Her tanıdığına onu soruyor. Neden biliyor musun? Barbaros baba benim çocuğumun manevi dedesiydi de ondan." Bakışlarım sabitti. Kadının dediklerini dinliyordum.

"Bizi bu fakirhanede mutlu eden adamdı o. Oğlumun eğitim masraflarını da, sevgi ihtiyacını da karşılayan oydu. Bilir misiniz savcı hanım? İnsanın yüreğine sevgi değmezse hiçbir mirasa kanmaz. Barbaros baba da bizi sevgiye doyurdu hayatta. Şimdi gelip benden onunla alakalı bilgi istiyorsun öyle mi? Kalk git kurban olayım."

Savcı  (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin