Bölüm 36 : Açığa Çıkan Sırlar

961 69 14
                                    


Elimdeki kalemi bir yukarı bir aşağı çevirirken zihnimde beliren yüz çok netti.

Burak Köre.

Şu an neredeydi?

Dünyada mı? Yoksa arafta mı?

Düşündüğüm şeye kendi kendime kıkırdadım. Sanırım deliriyordum, kimse düşündüğü birisi için acaba hangi dünyada diye sorgulamazdı.

Ben hariç...

Belki de Meryem doğru söylüyordu. Bu aralar bilinçaltımda sürekli istemeden Burak döndüğü için onu görür gibi olmuştum ve kafamda senaryolar kurmaya başlamıştım.

Önümdeki dosyaya geri döndüm. O sırada çalınan kapı bir kere daha konsantre olmamı zorlaştırdı.

"Savcım müsait misiniz?"

"Amir hoş geldin geç otur." Yalçın üstünü düzeltip sandalyeye oturdu. Önümdeki dosyaya göz ucuyla baktı.

"Şu kuyuya atılan adamın dosyası mı o?" Kafa salladım.

"Eksik parçalar var kafamda toplayamadığım Yalçın. Sanki ben bulamayayım diye saklamışlar."

Bir haftadır katili bulmaya çalıştığımız vakayı inceliyordum. Suçlu o kadar dikkatli cinayet işlemişti ki! Ona bir adım bile yaklaşamıyordum.

"Sen de sanki başka bir şeyler var Ela. Öyle bir yüz ifaden var ki günlerdir. Ölü görmüş gibisin." Bir yudum aldığım su, duyduğum şeyle ters gitmiş öksürmeye başlamıştım. Kendime geldiğimde yüksek bir kahkaha patlattım.

"AHAHAHAHA! Alemsin amirim ya! Savcıyım ben her gün ölü görüyorum." Gülmeye devam ediyordum. Yalçın ise daha da şüphelenmiş gibi bakıyordu.
Sesini kes ve şu dosyaya odaklan Ela!

"Ben en iyisi çıkayım. Bir şeyler bulursam sana getiririm." Kafamı sallamakla yetindim dosyanın sayfalarını boş boş karıştırırken.

Odadan çıkmadan önce bir an duraksadı.

"Ela?"

"Efendim?" Bir an gözlerime takıldı.

"Benden bir şey istemiştin hatırlıyor musun?"

"Hatırlayamadım ne istemiştim?"

"Burak Köre'yi araştırmamı istemiştin." Tüylerim ürperdi bir an gözlerim büyüdü.

"Evet?" Dedim sesimin titrememesi için kendimi sıkarken.

"Öldüğü tarihten sonra hiçbir yerde görülmemiş, ne güvenlik kamerası, ne bir kart girişi... Yani ölü olduğundan eminiz Ela." Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım. Gözlerim nemlenmişti bile.

"Bir de Serkan konusunda konuştuğum için özür dilerim. Sonuçta senin hayatın ben önemsiz birisiyim. Hakkım yoktu öyle konuşmaya."

"Yalçın... Sen benim için çok önemlisin. Gerçekten bak burada güvendiğim tek kişisin Mert'ten sonra. En iyi arkadaşımsın burada."

"Arkadaşınım ya doğru... Neyse sadece şunu bilmeni istiyorum. Serkan'a dikkat et. Üzebilir seni. Bir arkadaş tavsiyesi yani." Minnetle gülümsedim.

"Çok teşekkür ederim tavsiyen için ama merak etme beni kimsenin üzmesine izin vermiyorum. Ki Serkan uzun süre sonra bana üzüntünün ne olduğunu unutturan tek kişi olabilir."

Bir şey demeden kafasını sallayıp odadan çıktı.

Çıkışa kadar masanın üstündeki dosya ile bakışıp durdum. En sonunda dosyayı da çantama atıp adliyeden çıktım.

Savcı  (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin