Party Crashers

201 9 0
                                    

Kalbimin nasıl attığını tarif etmem fazlasıyla zordu. Karşımda durmuş bana bakıyordu. Üstelik onun üzerine de kola dökmüştüm. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. 

Ancak gözlerimi hafifçe yan kaydırdığımda Harrison'ın yanında Nate'in de olduğunu fark ettim. Muhtemelen Harrison'a çarpmamdan o da etkilenmişti. 

Yere düşmemişti ama o da dizleri üzerinde bana bakıyordu. Harrison'ın sorusuna cevap vermeliyim diye düşündüm tekrar ona bakarak.

''Şey... Evet. Ben... Çok özür dilerim,'' diyebildim kekeleyerek. Konuşamıyordum bile.

''Önemli değ...Hey, sen o pastanedeki kızsın...Şey... Talisia...Evet!'' dedi zafer kazanmış gibi.

''Adım Talya,'' diyerek onu düzelttim.

''Ah, şey ben... Özür dilerim,'' derken yüzü düşmüştü. Tam ağzını açmış bir şey demek üzereyken bir kız yanımıza gelerek Harrison'a yanaştı.

''İnanamıyorum! Biraz dikkat etsene. Kör müsün sen?'' diye bağırdı bana. Bense bir şey diyemedim.

''Lindsay,'' diye araya girdi Harrison. Ama kız onun konuşmasına fırsat vermedi bile.

''Ah, beceriksiz garsonlar!'' diyerek Harrison'ın elini tuttu. ''Yürü hayatım, şu üzerindekileri halledelim.''

Ardından ikisi ayağa kalktı. Lindsay, Harrison'ı götürmüştü. Nate ise hala bana bakıyordu. Bu sefer ondan özür dilemek zorunda hissettim kendimi.

''Özür dilerim. Ben gerçekten, dikkatim...'' derken sözümü kesti.

''Gerçekten önemli değil. Burayı hallederler sanırım,'' diyerek ayağa kalktı Nate. Ardından etrafımda diğer çocukların da olduğunu gördüm.

''Ben iyiyim, sorun yok,'' dedim gülümsemeye çalışarak. Ancak bir grup insan çocukları alıp götürdü. Ben de başımda konfeti parçaları ve bardak kırıklarıyla yerde oturuyordum. Her yerim yapış yapış olmuştu.

Ardından yanıma kızlar geldi.

''Hayatımda gördüğüm en harika çarpışmaydı,'' dedi Yaprak gülerek. Ardından eğilerek bardağın kırık parçalarından büyük olanları eliyle toplamaya başladı.

''Surat ifadeleriniz o kadar komikti. Keşke Ada'nın video kamerası yanımızda olsaydı,'' dedi Elis gülerek.

''Komik değildi Elis. Acı çekiyorum burada. Dahası her yerim yapış yapış oldu,'' diyerek Ada'nın ve Debra'nın yardımlarıyla yerden kalkmayı başardım. 

Tam ayağa kalkmışken garsonun teki yanımıza geldi.

''Acele edin kızlar, konukların hepsi bekliyor,'' dedikten sonra yanımızdan geçip gitti. Hepimiz garsona sinirle baktıktan sonra Debra, Yaprak ve Ada hizmete devam etti. Bense Elisle mutfağa gittim. 

O yapış yapış halimle geri dönüp kolalı yerleri temizledikten sonra tuvalete gidip üzerimi suyla yıkamaya çalıştım. Önlüğü çıkardım.

''Onların burada ne işi var Elis?'' diye sordum şaşkınlıkla. Olayın şokunu hala atlatamamıştım.

''Sizin büyük çarpışmanızdan önce, kızları konuşurken duydum. Sanırım Stolen Things'in bir başarısını kutluyorlarmış. Bir şarkıları liste başı olmuş ve bunu kutlamak istemişler,'' diye cevap verdi Elis. Gizli bir bilgi veriyormuş gibi fısıldamıştı.

''Lindsay niye burada o zaman? O kız... Onun şeyi değil miydi...''

''Evet Talya. Kız arkadaşı. Ama sanırım eski. Açıkçası buraya geldiğimizden beri magazin haberlerini pek takip edemiyorum.''

Londra'da Olan, Londra'da Kalır... Peki Ya Kalmazsa?Where stories live. Discover now