[66]...yenileme...

443 32 4
                                    

Salona geçtiğimizde bana bulduğu birkaç resimle görsel olarak da nasıl olabileceğini gösterdiğinde ben de iyiden iyiye sevinmeye ve sabırsızlanmaya başlamıştım. Sonunda bu resimlere benzerse çok güzel olacak diye diye kendi kendime gülümsüyordum. Ayrıca salondaki kitaplığı da duruma göre düzenlemeyi ve daha az yoğunlukta kullanmaya karar vererek boşalan yerlere bitkiler almaya karar verdik. Misafirlerimiz olursa okuduğumuz bütün kitapları görmek yerine biraz da bitki ve ferahlık görmeleri daha iyi olur diye düşünerek tadilat ve yeniliklere gelecek hafta sonu başlamaya karar verip yatsı namazlarını kılarak uyumaya gittik.

(...)

Bir sonraki hafta sonu öncelikle sabah namazını kılıp kahvaltı ettik. Güne ne kadar erken başlarsak o kadar iyi diyerek ani bir kararla tadilata o gün başlamaya karar verdik. Bu nedenle salondaki bilimsel ve islami kitapları ayrıca evliyalardan olan eserleri düzenleyerek başladık. Risale-i Nur'ları da alınacak olan mescitteki kitaplık için mescide taşımak istediğimde Hureyre kendi risalelerini salonda bırakmayı tercih ettiğinden kendi kitaplarımı karışmamaları için mescide götürdüm. Diğer kitapları, mesela romanlar, biyografik veya benzer kitapları salonda bıraktık, ki bu durumda kitaplıkta bıraktığım boş yerler için pazartesi bitkiler alabilirdim. Ben salondaki kitaplıkla ilgilenirken Hureyre mescitte hem duvarları hem de köşenin ölçülerin alıyordu, pazartesi günü böylelikle mobilya bakmaya çıktığımızda ölçülerle daha hızlı belki de hazır mobilya bulabilirdik. Öğleye doğru birlikte oturup okuma vakitlerimizi nasıl değerlendirebiliriz istişare ettik. Bu konuda birlikte okuduğumuz konuların diğeri için tekrarlama olmaması için özenle konu belirlemeye çalıştık. Risale-i Nur Külliyatında Hureyre bana nazaran koca bir eser ileride olduğundan benim için ona yetişmek – onu geçmek şöyle dursun – neredeyse imkansızdı. Bu nedenle onun için bir konuyu ikinci kez okumak sorun olmadığından aksine ilkinde anlamadıklarını konuşarak anlayabileceği için memnun bile olmuştu.

Ben her ne kadar bebek için ufak tefek şeyler hazırlamak istesem de Hureyre bir ay daha beklememizin daha hayırlı olacağına inanarak beni durduruyordu. Daha fazla açıklamasına ihtiyacım yoktu bunu hangi olasılığı düşünerek engellediğini anlayabilmiştim. Çayım bittiğinde bardağımı alıp Hureyre'nin de boş bardağını alarak mutfağa geçtim. Geri gelirken telefonum çalmıştı ki bu yüzden Hureyre ben bardakları hızla koyar koyamaz elime tutuşturmuştu. "Kaya?", numarayı tanımadığım için soy adımla cevap verip bir tepki bekledim. Telefonun diğer ucunda bir anda Amine'nin sesini duyunca kaşlarım büzüştü, "Sare yenge bugün sende geliyorsun, değil mi?", halen değişmeyen bakışlarım önümde duran minik sehpada takılı kaldı. "Bugün Türkiye'den gelen bir hoca hanımın sohbeti var, biliyorsun değil mi? Lütfen unuttum deme yaa...", hayal kırıklığı belli olan ses tonunu duyunca utanarak yere baktım. "Çok özür dilerim, gerçekten aklımdan tamamen çıkmış. Çok geç değilse hemen geliyorum, tamam mı?". Tabiki izin verdi ve camideki hazırlıklar nedeniyle telefonu kapattı. Hureyre bana o tipik 'tek bir saniye bakayım sen de bana neler olduğunu anlat' bakışını attığı için nefesimi bırakıp "O kadar unutkan oldum ki! Artık sadece bana değil etrafımdaki insanlara da zarar vermeye başladı.", diyerek kendi kendime sinir oldum. Çaya baktığımda öylece bırakıp çıkmayı düşündüm ama bu da israf olurdu.

"Kendine bu kadar sert davranma. Zaten tam bu aralar kendinle meşgulsün, bu durumda bir iki sohbeti kaçırman gayet doğal. Ayrıca bu sana özgü de değil, ben de çok kez önemli kermesleri neredeyse kaçırmıştım çocuklar olmasa. Ne de olsa bizim cami dışında da görevlerimiz var. Neymiş ki konu tam olarak?", omuzlarımı düşürüp gözlerine baktım. Kaçırdığım sohbete üzülmemiştim aksine bana verilen sorumluluğu gönüllü olarak üstlenip sonunda sözümü tutamak beni kızdırmıştı. "Bugün türkiyeden davet ettiğimiz değerli bir hocadan sohbet vardı. Haftalar öncesinde arayıp her şeyi organize etmiştim hatta, buraya davet ettim. Kadıncağız burda kalacağı yeri de ayarlamıştı şimdi bir de benim yaptığıma bak, neredeyse Amine aramasa her şey berbat oluyordu.", Hureyre bu sözlerime rağmen başka bir konuyla ilgilenmiş olacak ki bana yüzünde git gide büyüyen bir gülümseme ile bana baktı, "Vay be. Dünyadan bir haber Amine'nin bir gün insanlara toplantı günlerini hatırlatacağı hatta genel anlamda yetişkince davranacağı günler de varmış. Ya Rabbim senin yüce kudretine canım feda!" abartısıyla ve gülüşüyle beni de bulunduğum mod'dan çıkarmış ve küçük kardeşine takılmasını izlemenin tebessümüyle ona bakmıştım. Soğuyan çayımı içip tek seferde kalktım ve üzerimi değişmeye gittim, ne de olsa dünyalar kadar vaktim yoktu.

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Where stories live. Discover now