14. Bölüm: "Ben Yanındayım"

955 96 57
                                    

Dün Namjoon ve Jin 1 saat daha oturduktan sonra gitmişlerdi. Bu süreçte ise Jin ile bir atışmamız olmamıştı. İki güzel sohbet etmiş ve biraz keyfim yerine gelmişti. Onlar gittikten sonra da kahve bardaklarını yıkamış ve kızımın odasına giderek açılan üstünü örtmüştüm. Tatlı tatlı sesler çıkararak uyuyordu. Benim kızım tam bir melek gibi uyuyordu.

Gözlerini kapatan saçları geriye itmiş ve yanağını öperek odasından çıkmıştım. Umarım Haesoo hep mutlu olurdu. Ardından kendi yatağıma gelmiş ve direkt olarak yatmıştım. Heyecandan mıydı neydi bilmiyorum ama uyumam zorlaşmıştı. Geceye doğru ancak uyuyabilmiştim.

Şimdi ise sabahın erken saatlerinde kalkmış ve yatağıma damatlığımı koyarak duşa girmiştim. Hazırlandıktan sonra Haesoo'yu giydirecektim o yüzden acele etmeliydim. Çabucak duşumu aldıktan sonra saçlarımı kurutmuş ve kıyafeti düzgünce giymiştim. Bugün son bulduğunda herkes mutlu olacaktı. Yoongi artık beni rahatsız edemeyecekti. Ben, Haesoo ve Yujin mutlu bir aile olacaktık.

Tamamen hazır olduktan sonra Haesoo'nun uyandığını anlamış ve onun odasına girmiştim. Saçları dağılmış ve gözleri açılmak için kendini zorluyordu. "Minik prensesim uyanmış mı?" O da bana ayak uydurarak "Evet kralım uyandım." Demişti. Minik bedenine sarılmıştım sıkı sıkı. Kızım benim her şeyimdi. Yaşamak için tek amacımdı. Haesoo ile ilgilenirken kapı çalmış ve mecburen kızımı yalnız bırakmıştım. Sabahın köründe bu gelen de kimdi?

"Hyung biziz aç kapıyı." Dedi Jimin. Kapının kolunu tutmuş ve indirmiştim. Jimin ve Jungkook neden bu kadar erken davranmışlardı? "Sizce de saat çok erken değil mi?" Dediğimde ikisi de içeri geçmişti. "Hiç dikkat etmedik hyung. Direkt çıkıp geldik." Jungkook paltosunu asarken konuşuyor ve Jimin de buruşan gömleğine bakıp iç çekiyordu. "O kadar ütülememe rağmen neden bu hale geldi?"

"Bu kadar özenmene gerek yok Jimin. Sadece yanımda olman yeter de artar bile." Üçümüz birbirimize sarılırken Haesoo "Baba! Hadi gel!" Demişti. Ah! Evet o daha hazır değildi! "Bence sen otur. Biz Haesoo'yu hazırlayalım." Jimin Jungkook'u onaylamış ve beni bırakıp kızımın yanına gitmişlerdi. Umarım kızımı güzelce hazırlayabilirlerdi çünkü şimdiden bağırma sesleri geliyordu. Jimin saçlarını toplayalım derken Jungkook açık bırakalım diyordu. Ben kendi kendime gülerken Haesoo odadan çıkarak yanıma geldi.

"Ya baba beni niye onların eline bıraktın? Baksana daha pijamalarımı bile çıkaramadım. Şimdiden saç kavgası yapıyorlar. Sen de gülüp duruyorsun!" Kavgaları biter bitmez Haesoo diye bağırışmalar başlamış ve kızım ağlamaklı bir ifadeyle bana bakmıştı. "Baba beni onların eline yine bırakma." Dediğinde Jimin gelmiş ve Haesoo'yu çekiştirerek götürmüştü. Sabah sabah yaşadığımız maceraya bakın.

Haesoo'yu bir şekilde hazırlamışlar ve sonunda kahvaltı etmeye geçebilmiştik. Herkes üzerine dökmemek için büyük bir çaba sarf ederek yiyordu. Kendimi sosyeteden biriymiş gibi hissetmiştim. Hepimiz çok garip görünüyorduk. Haesoo tam bir hanımefendi gibi yerken Jimin tabağın içine gömülmüştü. Jungkook ise hangi ara yemişti bilmiyorum çünkü masa da yoktu.

"Yujin hazırlanmış mıdır acaba?" Dedi Jimin. "Bence yeni hazırlanıyordur." Diyerek masadakileri toplamaya başladım. Herkes doymuştu ve artık yavaş yavaş evden çıkmamız gerekiyordu. "Fotoğraf çekeceğim. Herkes yan yana dursun." Dedi Jungkook. "Mutfakta mı çekeceksin?" Diye sordum. Dışarı da çekebilirdik. Öyle daha iyi olurdu. "Evet hadi!" Elimdekileri tezgaha bıraktım ve Haesoo'yu kucağıma aldım.

Jungkook'ta çantasında duran fotograf makinesini çıkardı. "Gülümseyin!" Birkaç fotoğraf çekildikten sonra etrafı toplamış ve evden çıkmıştık. Yeni evimize taşındığımız zaman bu evimi büyük ihtimalle kiraya falan verirdim çünkü artık gelmeyecektim ve boş kalmaktansa kiraya vermek daha iyi bir seçenek gibi görünüyordu.

Encounter |Sope✔Where stories live. Discover now