12. Bölüm: "Bana Arkanı Dönme"

1K 103 46
                                    

Haesoo gün boyunca eğlenmiş ve birçok şeye binmişti. Dönme dolaba onun ısrarları üzerine üçümüz beraber binmiş ve ikimizin de ellerini sıkıca tutmuştu. Korktuğunu söylemişti fakat ben inanmamıştım. Bizi birleştirmek için kendince küçük oyunlar oynuyordu. Hoseok ve ben bunun farkındaydık. Sadece susuyorduk.

Eve döndüğümüzde hava çoktan kararmıştı ve Haesoo'nun yine isteği üzerine üçümüz benim odamda kalmıştık. Yani en son benim hatırladığım öyleydi çünkü az önce uyandığımda Hoseok ile yalnızdım. Haesoo yoktu ve biz Hoseok'la çok yakındık. Gözlerim yüzünün her yerine değmekten korkar gibi gezinirken o güzel gözlerini araladı yavaşça. Yutkundum ve öksürerek doğruldum.

Hoseok ise gözlerini ovuşturdu. Etrafa bakındı. Neler olup bittiğini anlamaya çalıştı bir süre. Yan yana uyuduğumuzu anladığında nefes alıp verişi hızlandı. "Haesoo nerede?" Dedi pürüzlü sesiyle. Parmaklarıyla şakaklarını ovdu. "Bilmiyorum ama odasındadır büyük ihtimalle." Hoseok anında telaşlandı ve yataktan kalktı. "Sen uyanmana rağmen neden kalkıp Haesoo'ya bakmıyorsun?! Ya başına bir şey geldiyse?!"

"Hoseok ben de daha yeni uyandım. Aklıma bile gelmedi. Çok üzgü-" Hoseok beni dinlemeden odadan çıkarken ben de peşinden gitmiştim. Beni dinlemeden arkasına dönmesi sinirimi bozmuştu. Açıklamamı yapmadan gidemezdi! Bunu yapamazdı. Biliyordu bundan hoşlanmadığımı. Bilerek yapıyordu. Beni delirtmek için yapıyordu.

Kolundan tutarak bana dönmesini sağladım. "Ne yapıyors-" Sözünü bitirmeden onu duvara yasladım. "Sen benim cümlemi bitirmeden nasıl arkanı dönüp gidebilirsin?! Bunu en iyi senin bilmen gerek! Benim cümlem bitmeden bir yere gidemezsin!" Gözleri sonuna kadar açılmış ve kaşları çatılmıştı. "Haesoo senin cümlelerinden daha önemli ve şunu unutma sen benim için çoktan bittin. Neyi sevip sevmemen şu an hiç önemli değil!" Beni geriye itmeye çalışmış ancak başaramamıştı. Kendisini çok güçlü falan sanıyordum herhalde.

"Haesoo'nun yanına gitmem gerek!" Canını yakıyordum fakat sinirden gözüm onu görmüyordu. Sadece beni önemsemesini istiyordum. Yokmuşum gibi davranmasını istemiyordum. "Yoongi bırak beni!" Tüm gücümle sıktığım kolunu bıraktım ve birkaç adım geriye çekildim. "Git ne yapıyorsan yap." Ona arkamı dönüp mutfağa gittim. Sakinleşmeliydim. Bir bardak su içtikten sonra elimi alnıma koydum. Başıma ağrı girmişti. Ben neden düşünmeden hareket ediyordum? Neden insanları kırıyordum?

"Günaydın baba." Haesoo'nun sesini duyunca gözlerimi camdan çektim. "Sana da günaydın. Seninle biraz konuşmak istiyorum." Dedim ve elini tuttum. Kahvaltı hazırlanana kadar onunla ilgilenecek ve bir şeyler söyleyecektim. "Olur." İkimizde mutfaktan çıkarak onun odasına gittik. Haesoo yatağına otururken ben de dolabını karşıtırarak formasını çıkardım.

"Ne konuşacağız?" Diye sorduğunda yanına oturdum ve küçük ellerini avucumun içine aldım. "Yaptığın şeylerin farkındayım kızım. Daha doğrusu farkındayız." Şaşkınca "Neyin farkındasınız baba?" Dedi. O aklından kim bilir şu an neler geçiyordu? Kimden almıştı bu zekayı? "Yaptıklarının Haesoo. Yaptıklarının farkındayız." Kafasını sola yatırdı ve sevimlice gülümsedi fakat ben bu numaraya düşmeyecektim.

"Ben ve Hoseok'u tekrar bir araya getirmeye çalıştığını biliyorum. Lütfen bundan vazgeç çünkü biz asla eskisi gibi olamayacağız." Dediğimde gözlerini benden kaçırdı. Bu sefer anlamamazlıktan gelmiyor gibi görünüyordu. "Sen babanın evlenmesini istiyor musun?" Bir cevap vermedi. Anlayamıyordum. Bunu ne olarak algılamalıydım?

"Evleneceği kadın kötü biri mi?" Dedim bu sefer. "Hayır baba kötü biri değil aksine çok şeker biri. Hatta babam onunla evleneceğini söyleyince sevinmiştim ama," Dedi ve durdu. Devamını neden getirmemişti ki? "Ama?" Dedim sorar gibi. Ellerimi sıktı. "Ama sen varsın. Sen varken benim neden bir üvey anneye ihtiyacım olsun ki? Bir anne yerine iki babamın birlikte olmasını tercih ederim. İkinizde benim öz babamsınız. O yüzden babam ile sizin aranızı düzeltip hep birlikte yaşamak istiyorum." Küçük ağzından dökülen kelimeler hayret vericiydi.

Encounter |Sope✔Where stories live. Discover now