22. Bölüm: "Çünkü Ben Seni İstiyorum"

1K 95 72
                                    

Gözlerimi açar açmaz yanımda saçları birbirine giren ve küçük mırıltılar eşliğinde uyuklayan Hoseok'u gördüğümde gülümsedim. Çok güzel uyuyordu. Melek gibiydi. Dudaklarından çıkan hava yüzüme çarparken yataktan kalktım. Aslında bunu yapmayı hiç istemiyordum ama yeni bir gün beni bekliyordu. Hazırlanmalıydım. Havlumu ve kıyafetlerimi aldıktan sonra banyoya girerek duşumu aldım.

Üstümü de giydikten sonra saçlarımı kurutmuş ve odadan gelen sesler ile banyodan çıkmıştım. Hoseok karnını tutuyordu. "Ne oldu? İyi misin?" Dediğimde gözlerini sıkıca yumdu. "Karnım çok ağrıyor." Tişörtünü sıktı. Kafasını yatak başlığına vurdu. "Sana su torbası getireyim. Bekle tamam mı? Kıpırdama." Başını salladı ve ben de dolapta kullanmadığım mor renkli sıcak su torbasını çıkardım.

Torbayı da kendimle alarak mutfağa gitmiş ve su kaynatmıştım. Suyu torbaya koyduktan sonra dolaptan meyve çıkararak kabuklarını soydum hızlıca. Tepsiye peynir, zeytin gibi şeyleri yerleştirdikten sonra odaya geri döndüm. Onu eski sağlığına geri kavuşturmalıydım.

Hoseok'un üstündeki örtüyü çekerek torbayı karnına koydum. "Meyve mi?" Deyip yüzünü buruşturdu. "Sıvı tüketmen gerek." Dedim ve yatağın diğer kısmına oturdum. Mutfaktan getirdiğim örtüyü ikimizin üstüne örterek tepsiyi bacağıma koydum. Bu sayede ikimiz kahvaltı edecektik. "Şimdi uslu bir çocuk ol ve verdiğim şeyleri ye." Dedim.

"Bana yedirmek zorunda değilsin. Kendim de yiyebilirim." Sence bu fırsatı kaçırır mıyım Hoseok? "Yemeyeceğini bildiğim için ben yedirmek zorundayım hayatım." Kahvaltıyı ikimiz bir şekilde yapmış ve şimdi de meyveye gelmişti sıra. "Yoongi bunları yemek istemiyorum." Meyveyi sevmiyor muydu? Yoksa sevmiyormuş gibi mi yapıyordu?

"Yiyeceksin." Küçük dilimlere böldüğüm elmayı Hoseok'un ağzına tıktım. "Doydum yeter!" Demeye çalıştı. Böyle çok tatlı görünüyordu. Hoseok sana bir kez daha tutuluyordum. Elmayı dişleri ile parçalayıp yutmuş ve "Yoongi doydum. Lütfen daha verme." Demişti. Sadece bir dilim elma yemişti. Bu yetmezdi. Ne doymasından bahsediyordu? "Hayır izin vermiyorum. Biraz daha yiyeceksin."

Mandalinaları da yedirdikten sonra onu rahat bırakmış ve dinlenmesi için odadan çıkmıştım. "Haesoo hazır mısın?" Odasının kapısını tıklatmış ve içeri girmiştim. "Çantamda eksik var mı diye kontrol ediyordum." Dedi. Formasını giymişti ve hazır görünüyordu. "Kahvaltını ettin mi?" Yanımıza da gelmemişti. "Evet ettim. Şimdi okula gitme zamanı!" Heyecanlı ve capcanlıydı.

"Okula bize haber vermeden mi gidecektin?" Dediğimde "Şey siz odanızdan çıkmadığınız için ben de rahatsız etmek istemedim." Dedi. Haesoo gereğinden fazla şey biliyordu ve karşısında ben utanıyordum resmen. "Hoseok'un karnı ağrıyordu. Ben de onunla ilgilendim." Açıklama yapma gereği duymuştum kızıma. "O zaman hemen yanına gidip sarılmalıyım. Yoksa iyileşemez!"

Çantasıyla birlikte odadan koşarak çıktı. Sanırım dediği şeyi yapmaya gidiyordu. Ben de onun ardından çıkmış ve sarılma faslı bittikten sonra el sallayarak şoför ile evden uzaklaşmalarını izlemiştim. Hoseok iyi olmadığı için büyük ihtimalle hastaneye gitmeyecekti. Bu birlikte vakit geçirebileceğimiz anlamına geliyordu. Sürekli yanına gidip bir şeylere ihtiyacı olup olmadığını soracaktım.

Tekrar odaya gidecekken telefonum çalmış ve olduğum yer de kalmıştım. Yine annem arıyordu. Bu kadın ne istiyordu benden? Yakamı bırak artık anne! "Alo Yoongi!" Dedi annem heyecanla. "Efendim anne." Baygınlık geçirecektim. Ne söyleyecekse söylesin ve kapatsın istiyordum. "Yoongi kapı çalıyor duyuyor musun?" Dediğinde kapıya giden hizmetliye döndüm. Umarım tahmin ettiğim şey değildir. "Gelen kimmiş baktın mı?" Dedi.

Annem elindeki telefonu kaldırarak bir nevi el salladı. "Ben geldim!" Elindekileri yere atarak yanıma geldi ve sarıldı. "Nasılsın biricik oğluşum?" Yanağımı öptükten sonra benden uzaklaştı. "Neden geldin?" Dedim. "Çok ayıp! İnsan bir hoş geldin anneciğim falan derdi." Üstündekini çıkardı ve koluna takarak koltuğa yayıldı. "Babam niye gelmedi?" Diye sordum. Hoseok ile ilgileneceğim diye sevinirken annem tüm hayallerimi mahvetmişti.

Encounter |Sope✔Kde žijí příběhy. Začni objevovat