32. 'Özel' Bölüm:❤️

1.2K 99 74
                                    

Haesoo sevinçle bir oraya bir buraya koşturuyordu. Bugün istediğini yaparak onu mutlu etmiştik ve şu an yeni barbie bebeklerine sarılarak sevinçle bağırıyordu. "Haesoo sessiz ol. Başım ağrıyor." Hoseok karnını tutarak koltuğa oturmuş ve ardından kulaklarını kapatmıştı.

Haesoo gülen yüzünü düşürmüş, bebeklerini bir kenara bırakarak Hoseok'un yanına oturmuştu. "Özür dilerim. Seni ve kardeşimi yine rahatsız ettim değil mi?" Elini babasının karnına koyarak "Üzgünüm kardeşim. Benim yüzümden uyuyamadın. Bir daha böyle bir şey yapmayacağım." Dediğinde Hoseok'un gözünden bir damla yaş akmıştı. Şu sıralar fazla duygusaldı.

Haesoo'nun yanaklarından öptü. "Eğlenmek, mutlu olmak, bağırmak senin hakkın Haesoo. Bunun için özür dileme lütfen. Sadece çığlıklarını daha sessiz at olur mu? Kardeşin doğup büyüdüğünde işte o zaman istediğinizi yapabilirsiniz. Sadece şu an biraz bekle olur mu?" Kızım anlayışla başını salladı. Benim çok güzel bir ailem vardı.

Elimdeki poşetleri bir kenara koyarak ikisinin yanına gittim. "Hadi Haesoo yarın okulun var. Git yat." Dedim. Haesoo aramızdan çekilirken Hoseok "Uyuyana kadar yanında beklememi ister misin?" Diye sormuştu. Haesoo saçlarını düzelterek "Ben artık abla oldum. Kendi başıma yatabilirim babacığım." Demişti. İkimizde kıkırdarken Haesoo iyi geceler deyip odasına gitmişti.

"Haesoo ile iyi anlaşırlar mı sence?" Diye sordu Hoseok. "Elbette iyi anlaşırlar. Baksana Haesoo onu şimdiden çok seviyor." Aklıma bir bebeğimiz olacağını öğrendiğimiz zaman gelmişti. Kızım ve ben sevinçten ağlamıştık. Hoseok bizi sakinleştirmeye çalışırken o da ağlamaya başlamıştı. Haesoo okula gidince tüm arkadaşlarına bir kardeşi olacağını söylemiş ve kardeşi olmayanlara hava atmıştı. Karmakarışık bir gündü.

O günden sonra Haesoo her gün kardeşine güzel sözler ve çabuk gelmesi söylüyordu. 6. ayındaydı bebeğimiz. Az bir zaman kalmıştı. Bu süreçte Hoseok kilo almıştı ve karnı da çıkmıştı. Kilo almasına rağmen güzelleşmiş ve daha da tatlı bir şey olmuştu. Saçlarını ise uzatmıştı. Gözünün önüne geliyor diye Haesoo'nun küçük lastikli tokalarından bağlamaya başlamıştı ve şu an karnını okşuyordu.

"Ben diyorum ki bu bebek doğduktan sonra sıradaki çalışmalara başlayalım." Hoseok gözlerini pörtleterek hafifçe koluma vurmuştu. "Ne saçmalıyorsun sen?" Kaşları çatılmış, dudakları büzülmüştü. Onu öpmemek için kendimi zor tutuyordum. "Karnımı tekrar kesecekler ve o izlerin yerine yenileri eklenecek." Dedi kendi kendine. Acaba kastettiği izler benim daha önce sorduklarım olabilir miydi?

"Şaka yapmıştım." Hırçın bebeğimin burnunu öptüm. "Düşünsene Hoseok bundan birkaç sene sonra Haesoo ve kardeşi aynı elbiseleri giyerek el ele tutuşmuş bahçemizde koşturuyorlar. Biz ise onları izliyor ve dikkat etmelerini söylüyoruz. İkisi bizi dinlemeyip bağırıp hoplayıp zıplıyor, sonra da yanımıza gelip bizimle bir şeyler yiyorlar." Evet küçük bir kızımız daha olacaktı.

"Haesoo'nun bebekliğinde yanında olamadım ama bu sefer aynı hatayı yapmayacağım. Bebeğimize çok iyi bakacağım. Sizi asla bir başınıza bırakmayacağım. Hep yanınızda olacağım." Dedim ve Hoseok ile ellerimizi birleştirdim. "Yoongi sen mükemmelsin." Dediğinde başımı sağa sola salladım. "Hayır Hoseok mükemmel olan sensin. Ben ise bu hikayenin küçük bir parçasıyım."

"Yoongi artık kendini küçük görmeyi bırakır mısın? Bunu yapma. Biz bir aileyiz ve ben ne isem sen de o'sun." Başını omzuma koyup gözlerini kapattı. Hamilelik onu çok yoruyordu. "Uykun mu geldi?" Yüzünü yüzüme yaklaştırmaya çalıştım. "Hayır. Hani şu aldığımız kraker var ya. Bana ondan getirir misin? Canım çekti." Ayaklanarak mutfağa adımladım ve poşetlerinin içini açarak bir bir krakeri aramaya başladım. Hemen bulmam gerekiyordu.

Encounter |Sope✔Where stories live. Discover now