25. Bölüm: "Seni Çok Seviyorum Yoongi"

1K 97 60
                                    

Sabah Haesoo hazırlandıktan sonra beni ve Hoseok'u öpmüş, okula gitmişti. Enerjisi her zaman ki gibi üstündeydi. Moralim pek yerinde olmasa da beni güldürmüştü. Şu an ise Hoseok ile kahvaltı yapıyorduk. "Tam olarak kaçta hastane de olman gerekiyor?" Diye sordum. Dünü unutmalı ve bugüne bakmalıydım. "10.00-10.30 arası orada olmam gerek." Dedi. İkimizde birbirimize soğuk davranıyorduk.

Kahvaltı sonrası sessizce arabaya binmiştik. "Sen benimle gelmek zorunda değilsin. Kendim halledebilirim." Sürekli bunu söylüyordu. Acaba kendi kendine halledebildiği bir şey var mıydı? "Hayır geleceğim." Hastaneye geldiğimizde ikimiz de bir süre oraya baktık. Aklıma o gün geliyordu. Kaza olduğunda ikisine de bir şey olacak diye çok korkmuştum. Yujin bana bir iyilik yapmış ve bu dünyadan gitmişti. Ona minnettardım. Onun sayesinde aileme kavuşabilmiştim.

"Hadi inelim." Emniyet kemerini açıp arabadan inerek hastaneye ilerlemiştik. Asansöre binerek 3 kat yukarı çıkmıştık. Orada duran sandalyelerden birine oturacakken odadan çıkan doktor "Bay Jung gelebilirsiniz." Demişti. Genç doktor önde biz arka da içeri girmiştik. Doktor Hoseok'a bir şeyler sorarken ben de şirketten birini arayarak Jin'in hesabına istediğim miktar da para yatırılmasını söylemiştim. Arkadaşım yatırdığım miktarı öğrenince çok şaşıracaktı.

Doktor Hoseok'un röntgen çekmesini isteyerek yan odaya yönlendirdi. Gitmek yerine yerimde kalarak doktorla biraz konuşmuştum. Bana Hoseok'un neyi olduğumu sormuştu. Ben ise gülümseyerek eşi olduğumu söylemiştim. Doktor şaşırmıştı. Eşcinsel çift hiç görmemiş miydi? Bu yüzden mi bu kadar tepki vermişti?

Hoseok gelmiş ve doktor sessizce çekilen röntgene bakarak "Kemikler çok çabuk kaynamış. Alçıyı çıkartabiliriz ama yine de kolun 1 hafta kadar sarılı kalsa iyi olur." Dedi. Hoseok bu odanın içinde bir odaya geçerken başka biri onunla ilgilenmeye başlamıştı. Ben ise oradan çıkmış ve telefonumla ilgilenmeye devam etmiştim.

Hoseok ise kolu sarılı bir şekilde 10 dakika sonra yanıma gelmişti. "Gidebiliriz." Telefonumu cebime koyarak hastaneden çıkmıştık. "Alçıdan kurtulduğum için çok mutluyum." Dedikten sonra arabaya binmiş ve çalıştırmıştım. "Bundan sonra daha kolay hareket edebileceksin." Dedim. Onu eve götürmek yerine kendi şirketime getirmeye karar vermiştim. Odamı değiştirmesinde yardımcı olmasını istiyordum.

"Buraya neden geldik?" Şirkete girerken "Senin yardımını istiyorum." Dedim. Bu sayede biraz daha yakınlaşabilirdik. "Nasıl bir yardım?" Odama bakarken Jin hemen ardımızdan içeri girmişti. Sinirli görünüyordu. Bu demek oluyor ki vakit eğlenme vaktiydi. "Sana inanamıyorum Yoongi!" Kaşları çatık ve elleri belindeydi. Hoseok masum masum bizi izlerken "Ne oldu da sinirlendin?" Dedim. Bilmemezlikten geldiğimde daha da sinirlenmişti.

"Hesabıma nasıl 1 won yatırırsın?! Biz seninle böyle anlaşmamıştık!" Kendimi tutamayıp kahkaha atmıştım. "Sen bana bilmem gerekeni anlattın. Ben de sana ödülünü verdim Jin. Aslında 1 won bile fazla." Kafasından duman çıkıyordu sanki. "Ya bana ne! Ben evleneceğim ve paraya ihtiyacım var!" Gören de kendisini fakir biri sanırdı. Ailesi ay da istediği kadar para yatırmadığı için sürekli yakınıp duruyordu. Başta hiç yatırmıyorlardı ama Jin'in zor durumda olduğunu anlayınca da yatırmaya karar vermişlerdi.

"Of Yoongi!" Sinirlenerek odadan çıktıktan sonra "Ne bilgisi verdi ki? Hem neden onu sinirlendiriyorsun? O senin arkadaşın." Dedi. Jin'e kafa yormak falan istemiyorum. O yüzden onu bir kenara atmıştım. "Onu boşver. Sen bana bu oda konusunda yardım et hadi." Anlamaz şekilde odaya baktı. "Açıkça konuşur musun?" Elbette konuşurdum. Hatta başka konularda da açık olabilirdim. "Odamı değiştirmek istiyorum ve senin yardımını da istiyorum."

"Ama ben bir mimar değilim ki. Sana yardımcı olamam." Mimar olup olmaman umurumda değil. Sadece benim yanımda ol yeter. "Kendi odanı çok güzel düzenlemiştin. Bence benimkini de yapabilirsin." Bir şey demedi ve tekrar tekrar odaya baktı. Ben de ona baktım sadece. "Odan çok sıkıcı görünüyor aslında. Ben pek güzel olmasa da yardımcı olabilirim belki." Fazla sorgulamadan kabul etmesi beni mutlu etmişti. Daha fazla vakit geçirecektik. Bu çok güzeldi.

Encounter |Sope✔Where stories live. Discover now