Babam bana bakıp aldı tabaklar. Konuşmaya devam etmek için gitmemi beklemişti. Zaten akşama da misafirimiz evine döndü. Annem salona gittiğinde ben odama döndüm. Babamın yanına gitmek istemedim...
Ama en az bir o kadar da ondan kaçışım yoktu. Annem beni salona çağırmıştı bile.
"Sare nasılsın?"
"Elhamdulillah baba.'
"İyi. İş nasıl gidiyor?"
"O da iyi, elhamdülillah. Alıştım artık."
"Sare seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum, eğer izin verirsen."
Başımı eğdim ve gözlerine baktım.
"Olur."
"Birkaç ay öncesinde Mannheim'dan gelen teklif vardı. Duyduğuma göre kabul etmemişsin."
Son kelime sanki bir umut ışığı hissettiriyordu, o yüzden içimden gelen düzeltme isteğine karşı çıkamadan konuştum
"Evet, reddettim, doğrudur."
Bilmiş bir yüz ifadesi belirdi yüzünde.
"Bu senin kararın, o yüzden bana nedenini söylemek zorunda değilsin. Ama eğer bilirsem ona göre başka bir konu hakkında konuşabilirim."
Ona sorgulayan bakışlarımı atmam ile birlikte düşündüm; Allahu alem nedenini söylemek daha hayırlıdır
"Tevafuk üzere o gün oğlanın göründüğü gibi olmadığına şahit oldum."
"Estağfurullah"
Annem başını iki yanına salladı. En nefret ettiği şey insanın göründüğü gibi olmayışıydı.
"Tamam kızım. Sen kendin için en iyi kararı verirsin. O yüzden...bu çocuğun niyetinin halis olduğuna inandığım için seninle Hureyre hakkında konuşmak fikrini almak istedim."
Babam konuşurken benim bakışlarım halının üzerinde geziniyordu, ki son kelimeyi duyunca büyük beyaz gül motifine takılıverdi.
"Amine'nin babası bugün benimle görüştü. Uzun zamandır Amine'den senin hakkında ona yardım ettiğini duymuş. En son hastahanede seni bire bir görme fırsatı olmuş ve daha da emin hissetmiş kendini."
Nefesimi tutup açıklayamadığım bir his, sadece amcanın öyle düşünmemesini istedi.
"Oğluyla senin hakkında konuşmuş zaten uzun süredir de kendine uygun bir eş arayışı içerindeymiş o yüzden de babasının fikrine razı olmuş. Seni istemek bir günden diğerine olmamış, oğlan camide kendi çapında bir araştırma yapmış da öyle teklif etmek istemiş."
Bakışımı ona çevirip dikkat kesilmiştim. Benim hakkımda araştırma yaptığı veya soruşturduğu hiç kulağıma gelmemişti, hem de bizim camide. Utanıyordum ama yine sanki ufacık bir köşe, tam göğsümde seviniyor gibiydi. Sübhanallah.
"Kızım. Bu teklif hakkında ne düşündüğünü bilmek isterim...ne yapmak istediğini ve bizim sana nasıl yardımcı olabileceğimizi."
Annemle bakıştık, o ise bana gülümsüyordu. Selimin teklifinden farklı olarak içimde değişik bir his vardı...tanımlayamıyordum...sadece 'kendimi iyi hissediyordum'.
"Baba...izin verirsen bu konu hakkında istişare etmek isterim."
"Tamam kızım. Sen başlamak ister misim yoksa biz fikirlerimizi sana söyleyelim mi?"
"Siz başlayın lütfen. Düşüncelerimi siz konuşurken biraz düzenleyip sonunda inşaAllah bir hale yola koyarak karar vermek istiyorum."
"Tamam, şimdi Kasımı çok iyi tanımıyorum ama yaşantısına dikkat ettiğini biliyorum. Eminim Allah'ın izniyle evladını salih bir genç olarak yetiştirmiştir. Bundan inşaAllah şüphem yok. Ama dikkat etmeliyiz yine de, hepimiz insanız nefsimiz var ve bize günah olanı işliyor. Allah'tan başka noksaniyetten nehy olan kimse yok. Hureyre görevlerini bilen bir insan gibi. Hastahanede benimle namaz kıldı. Peygamber efendimizin aleyhisselatu vesselam sünnetine uyup uymadığını veya ne kadar günlük hayatında yer verdiğini bilmiyorum ama bir defasında şu içerken üç yudumda içtiğini gördüm. Namazdan sonra tesbihatını sünnet üzere yapıyor. En son işte Zübeyr'i de götürmüş yanında, yani onu da seviyor gibi. Ben daha çok olumlu şeyler düşünüyorum ve zaten de olumsuz bir hareketini görmedim ama tabiki onu bununla tanımak zordur."
"Evet, bende öyle düşünüyorum. Hayr olsun inşaAllah. Annesini camide tanırdım. Çok adil bir kadındı subhanallah, Rabbim rahmet etsin. Hureyreyi küçük çocukken birkaç defa görmüştüm zaten 6 yaşından sonra bir daha kadınlar bölümüne de gelmedi. Babanın da dediği gibi daha fazla şey söyleyemem...ama bugüne kadar hiç hakkında bir şikayet veya kötü ahlaklı bir davranış işitmedim."
Başımı eğip teşekkür ettikten sonra tavsiyeleri ve düşünceleri tekrar düşündüm.
"Allah hakkımızda hayırlısını versin. Sizin de söylediğiniz gibi Amineyi uzun süredir tanıyorum. Bana abisinin islam hakkında daha fazla şey öğrenmesini istediğini söyledi. Uzun süre kendi kendime sordum, neden Amineye benden başka biri yardım etmiyor diye. Ama sonra Amine abisinin buna sıcak bakmadığını ve yakışıksız bulduğunu söyledi. Bence bu herkesin anlayacağı bir düşünce değil. Abisinin ona herşeyi açıklamasının ne demek olacağını sonradan anladım, bir abinin kız kardeşini eğitmesi. Subhanallah bence çok ince bir düşünce. Ayrıca Amineden çoğu zaman öğrendimiz sünnetler hakkında abisinin bunu yaptığını ama neden yaptığını hiç anlamadığını söyledi. O yüzden benim düşüncem sünnetlere ve uygulamasına dikkat ettiği yönünde. Bende sanki kötü veya uygunsuz bir davranış bilmiyorum sizin de söylediğiniz gibi. Ama emin olmak için bir istihare etmek isterim, tabi siz istişare ettiğimiz için gerek olmadığını düşünürseniz yapmam."
İkisine de bakıp bekledim onlar ise birbirlerine gülümseyip onayladılar. Hayırlı geceler dileyip banyoya girdim. Geceyi namaz kılıp dua ederek geçirdim. İstihare namazını ve duasını da edip kıble yönüne doğru yattım.
(...)
Sabah saatim çalmadan tam namaz vaktine uyandım.
"Subhanallah"
Şaşkınlık içerisinde namazımı kıldım ve dua ettim. Haşr Suresinin son 3 ayetini okudum (sabah namazından sonra okumak sünnettir)
هُوَ اللّٰهُ الَّذ۪ي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِۚ هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّح۪يمُ
O, kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah'tır. Gaybı da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahmân'dır, Rahîm'dir.
هُوَ اللّٰهُ الَّذ۪ي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَز۪يزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُۜ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
O, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah'tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.
هُوَ اللّٰهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْاَسْمَٓاءُ الْحُسْنٰىۜ يُسَبِّـحُ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ
O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
"Şüphesiz Allah Azze ve Celle doğruyu söyledi..."
Okumamı bitirip seccademi kaldırdım. Yatağıma geçtiğimde rüyamı hatırladım...
.
.
[Devamı geliyor]
.
.
İki bölüm birden geldi...😊